Ceza Hukuku

Kanıtlara Ulaşma ve Kanıtları İnceleme 

Kanıtların toplanması, ceza muhakemesinin eksiksiz yürütülmesi için zorunludur. Olayın açıklığa kavuşması için her kanıt önem arz edip bir kanıtın dahi eksik olması maddi gerçeğe ulaşmada engel teşkil edebilmektedir. 

Kanıtlara ulaşma ve kanıtları incelme ceza muhakemesinin temelini oluşturmaktadır. Zira ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu amacın gerçekleşebilmesi için ise delillerin eksiksiz şekilde toplanması gerekmektedir.

Genel olarak delil toplama soruşturma aşamasının konusudur. Savcı, soruşturma aşamasında birtakım deliller toplar ve bu delillere dayanarak da iddianame düzenler, dava açar. Savcı hazırlamış olduğu iddianamede suçun işlendiğini gösteren delilleri ve bunların suçla olan bağlantısını belirtir. Delil toplama durumuna dava sürecinde devam edilebilmektedir. 

Zorla Getirme 

Zorla Getirme 

Zorla getirme, beyanı soruşturma veya kovuşturma bakımından önem taşıyan bir kimsenin gerektiğinde zor kullanılarak kolluk aracılığıyla yetkili adli makamların önünde hazır edilmesidir. Hazır edilmesinden kasıt savcılık, hakimlik veya mahkeme önüne çıkarılmasıdır. 

Zorla getirme kararı verilmesi için kanunda belirlenen koşulların gerçekleşmesi gerekir. Zorla getirme kararı verme yetkisi soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı veya Sulh Ceza Hakimi, kovuşturma aşamasında ise hakim veya mahkeme başkanına aittir. Zorla getirme kararına karşı itiraz edilebilir. Zorla getirme kararı, ihzar müzekkeresi veya ihzar celbi olarak da adlandırılır.

Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli ya da sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmi dört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.

Zorla Getirme Şartları (CMK m. 146)

Zorla getirmenin şartları, Ceza Muhakemesi Kanununun 146. Maddesinde sayılmıştır:

  • Çağrı yapılmasına rağmen adli makamlara gidilmemesi. İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır. Çağrılma nedeni açıkça belirtilir. Gelmezse zorla getirileceği yazılır.
  • Şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için yeterli nedenin bulunması gerekir.
  • Şüpheli veya sanık hakkında yakalama emri düzenlenmesi için gerekli şüphenin bulunması gerekir.

Gözlem Altına Alma (CMK m. 74)

Gözlem altına alma Ceza Muhakemesi Kanunu m.74 ile düzenlenmiştir. Gözlem altına alma, şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığını, ne zamandan beri hasta olduğunu ve akıl hastalığının davranışları üzerindeki etkisini belirlemek için resmi bir sağlık kurumunda hürriyeti kısıtlanarak gözlemlenmesi işlemidir.

Gözlem altına alma kararı verilmesi için kanunda belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar şunlardır:

  • Suçu işlediği konusunda kuvvetli şüphe bulunması gerekir. 
  • Uzman hekimin gözlem altına alınma önerisinde bulunmalıdır.
  • Cumhuriyet savcısı ve müdafiin dinlenmesi gereklidir. 
  • Soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından karar verilmesi gerekir. 
  • Sürenin üç haftayı geçmemesi, istisnai durumlarda üç ayı aşmaması

Gözlem altına alma kararı, niteliği itibariyle kişi hürriyetini sınırlayan bir koruma tedbiri olması sebebiyle ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır. Gözlem altına alınan kişinin akıl sağlığı yerinde çıkarsa, gözlem altında tutulduğu süre cezasından mahsup edilir. Gözlem altına alma kararına karşı itiraz edilebilir. Gözlem altına alma kararı, ihzar müzekkeresi veya ihzar celbi olarak da adlandırılır.

Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması 

Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması, bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli, sanık, mağdur veya tanık gibi kişilerin bedenlerinin incelenmesi veya vücutlarından kan, saç, tırnak gibi biyolojik örneklerin alınması işlemine denilmektedir.

Bu işlem, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 75-77. maddelerinde ve Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te düzenlenmiştir. Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması, kişinin sağlığına zarar vermemek, cerrahi bir müdahalede bulunmamak ve rızasını almak koşuluyla yapılabilir. Bu işlemi yapmaya yetkili olanlar, Cumhuriyet savcısı, hakim, mahkeme, tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer kişilerdir. 

Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasına karşı itiraz edilebilir. Bu işlemden elde edilen deliller, suçun işlenip işlenmediğini, failin kim olduğunu veya suçla bağlantısını ortaya çıkarmak için kullanılabilir.

Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması yönteminin şüpheli ve sanığa uygulanması ile diğer kişilere uygulanması hususları arasında farklar vardır. Bu nedenle bu durum iki başlık altında incelenmelidir. 

Şüpheli veya sanık üzerinde bir suça ilişkin kanıt elde edilebilmesi için iç beden muayenesi yapılması ve saç, tırnak gibi örnekler alınabilmesi mümkündür. Bu husus Ceza Muhakemesi Kanunu m.75 ile düzenlenmiştir. İç beden muayenesi yapılabilmesi veya vücuttan örnek alınabilmesi için şu şartların varlığı aranmaktadır: 

  • Müdahalenin kişinin sağlığına zarar vermeyecek olması gerekmektedir.
  • Müdahale sağlık mesleği mensubu kişi tarafından yapılmalıdır.
  • Şüpheli veya sanığa isnat edilen suçun üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektirmelidir.
  • Hakim veya mahkeme kararı bulunmalıdır.

Şüpheli ve sanık dışındaki kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması ise Ceza Muhakemesi Kanunu m.76 ile düzenlenmiştir. 

Şu şartların varlığı aranmaktadır:

  • İşlemin mağdurun sağlığını tehlikeye düşürmemesi gerekir.
  • Cerrahi bir müdahalede bulunmamak gerekir.

Bu hususta Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmi dört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur.

Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için karar alınmasına gerek yoktur.

Moleküler Genetik İnceleme 

Moleküler genetik inceleme, DNA verilerini okuyarak suçluların tespit edilmesine veya masumiyetin kanıtlanmasına yardımcı olan bir yöntemdir. Bu yöntem, kişisel verilerin korunması açısından önemli bir konudur.

Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 78. maddesi ve devamı maddelerinde moleküler genetik incelemelerin esas ve usulleri düzenlenmiştir. Buna göre, şüpheli veya sanığın rızası olmadan vücudundan örnek alınması, ancak hakim kararıyla mümkündür. Ayrıca, örneklerin ve verilerin, kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilmesi gerekmektedir.

Fizik Kimliğinin Tespiti

Fizik Kimliğinin Tespiti

Fizik kimliğinin tespiti CMK m.81’de şu şekilde düzenlenmiştir; “Üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının emriyle fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntüleri kayda alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.”

Bu yola başvuru için gerçekleşmesi gereken şartlar şunlardır:

  • Şüpheli veya sanığa isnat edilen suç, üst sınırının iki yıl veya daha fazla hapis cezası gerektirmelidir.
  • Kimliğin teşhisi için gerekli olmalıdır.
  • Cumhuriyet savcısının talimat vermesi gereklidir. 

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir.

Keşif

Keşif, hâkim veya mahkeme tarafından, suçun işlendiği yer, suç eşyası, tanık veya bilirkişi gibi delillerin beş duyu organıyla incelenmesi işlemidir.

Keşif, maddi gerçeğe ulaşmak, delillerin değerlendirilmesine yardımcı olmak ve hükme esas oluşturmak amacıyla yapılır. Keşif, duruşma salonunda veya mahkeme salonu dışında gerçekleştirilebilir. Keşif sırasında şüpheli, sanık, mağdur ve bunların müdafii ile vekili hazır bulunabilirler. Keşif, bir delil ikamesi yöntemi olup, mahkeme kararıyla yapılır.

Yer Gösterme

Yer gösterme, muhakeme konusu olayın geçtiği yerin bulunması için yapılan bir çalışmadır. Susma hakkını kullanan şüpheliye yer gösterme işlemi yaptırılamaz. Yer gösterme işlemini kural olarak Cumhuriyet Savcısı yaptırabilir. Bununla birlikte, TCK m. 250/1 maddesi kapsamına giren suçlar bakımından adli kolluk amiri de yer gösterme işlemi yapmaya yetkilidir.

Teşhis 

Teşhis, gözaltına alınan şüphelinin olaydaki fail ile aynı kişi olup olmadığının tespiti için başvurulan yöntemlerden biridir. 

Polis, olaydaki failin, gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi bakımından zorunlu olması durumunda, Cumhuriyet Savcısının talimatıyla teşhis yapılabilir. 

Tanıklıktan çekinebilecek olanlar, teşhiste bulunmaya zorlanamaz. 

Ölünün Kimliğini Belirleme ve Adli Muayene 

Ölünün Kimliğini Belirleme ve Adli Muayene 

Ölünün kimliğini belirleme, ölen kişinin kim olduğunun saptanması işlemidir. Engelleyici bir neden olmadıkça, ölü muayenesinden veya otopsiden önce ölünün kimliği her şekilde ve özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerek belirlenir. Ayrıca, elde edilmiş bir şüpheli veya sanık varsa, teşhis edilmek üzere ölü ona da gösterilebilir.

Ölünün adli muayenesi; tıbbi belirtiler, ölüm zamanı ve ölüm nedenini belirlemek için başvurulan yöntemdir. Adli muayenede ölünün tıbbi kimliği, ölüm zamanı ve ölüm nedenini belirlemek için tüm bulgular saptanır. Bu muayene, Cumhuriyet savcısının huzurunda ve bir hekim görevlendirilerek yapılır. 

Otopsi

Otopsi, ceset üzerinde yapılan tanısal amaçlı bir tıbbi incelemedir. Otopsinin bir hasta muayenesinden veya ameliyattan tek farkı “ceset” üzerinde yapılmasıdır. Otopsinin temel amacı, hastanın niçin ve nasıl öldüğüne ilişkin sorulara karşılık bulmaktır. 

Otopsi CMK m.87 ile düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Zorunluluk bulunduğunda otopsi işlemi bir hekim tarafından da yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir.

Cesedin durumunun olanak sağlaması halinde mutlaka baş, göğüs ve karnın açılması gerekmektedir.

Zehirlenme Şüphesi Üzerine Yapılacak İşlem 

Zehirlenme şüphesi olan durumlarda organlardan parça alınırken, görünen şekli ile organın tahribatı tanımlanır. Ölüde veya başka yerlerde bulunmuş şüpheli maddeler, görevlendirilen uzman tarafından incelenerek tahlil edilir. Cumhuriyet savcısı veya mahkeme, bu incelemenin, hekimin katılmasıyla veya onun yönetiminde yapılmasına karar verebilir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu