Ceza Hukuku

Güvenlik Tedbirleri Nelerdir?

Güvenlik tedbirleri, suç işleyen kimselerin topluma kazandırılmasını sağlamak ve onlardan ya da kullandıkları araçlardan doğan tehlikeleri önlemek amacıyla öngörülen tedbirlerdir. Güvenlik tedbirleri de cezalar gibi suç niteliğindeki eylemlere uygulanan yaptırımlardır.

Ceza ve güvenlik tedbirleri birbirinden farklı kavramlardır, aralarındaki farkları belirtmek gerekirse;

  • Kusuru olmayan kişiye ceza verilmez, ancak güvenlik tedbirlerine kusur olmadan da hükmedilebilir. Örneğin akıl hastası bir kişinin suç işlemesi durumunda kendisine ceza verilmezken güvenlik tedbirine hükmedilebilir.
  • Cezalar ancak gerçek kişiler hakkında uygulanabilirken, güvenlik tedbirleri tüzel kişiler hakkında da uygulanabilir.

Güvenlik Tedbirleri Türleri

Güvenlik Tedbirleri Şunlardır:

Belli Haklardan Yoksun Bırakılma

Belli haklardan yoksun bırakılma, kasten suç işlemiş bir kimsenin, mahkûm olduğu cezanın infazını tamamlayana kadar kanunda öngörülen hakları kullanamamasıdır. Hak yoksunlukları ancak kasten işlenen suçlardan gündeme gelebilir. Kişinin kasten işlediği suç sebebiyle hakkında verilen hapis cezasının sonucu olarak;

  • Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
  • Seçme ve seçilme ehliyetinden
  • Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
  • Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
  • Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır(TCK m. 53).

Kişi mahkûm olduğu hapis cezasının infazını tamamlayıncaya kadar bu haklarını kullanamaz(TCK m. 53/3). Ancak cezası ertelenen, denetimli serbestlik ile cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilenler kendi alt soyu üzerinde velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerini kullanabilirler.

Belli Haklardan Yoksun Bırakma

Müsadere

Müsadere bir eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesini sonuçlayan yaptırımdır. Müsadere ve el koyma birbirinden farklı kavramlardır. Bu iki kavram arasında bazı farklar vardır. El koyma tedbiri, bir koruma tedbiridir. CMK’de düzenlenmiştir. El koyma tedbiri yalnızca korumaya yöneliktir. Malın mülkiyetine yönelik bir değerlendirme içermez, çoğunlukla delil koruma amaçlıdır. Müsadere ise malın mülkiyetine bağlı.

Eşya Müsaderesi

Bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan oluşan eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesine eşya müsaderesi denir. Eşya müsaderesine hükmedebilmek için aranan bazı şartlar vardır;

  • Eşya iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamalıdır(TCK m.54/1).
  • Eşya müsaderesi yalnızca kasten işlenen suçlarda mümkün olur. Bu nedenle müsadere kasten işlenmiş bir su için uygulanmalıdır.
  • Eşya suçun işlenmesinde kullanılmalı ya da suçun işlenmesine tahsis edilmelidir.
  • Müsadere ölçülü olmalıdır. Bu husus TCK m. 54/3’te düzenlenmiştir. Buna göre; “Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.”

Ancak bazı eşyalar her durumda müsadereye tabi tutulur. Bu eşyaların neler olduğu TCK m. 54/4’te düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Üretimi,
  • Bulundurulması,
  • Kullanılması,
  • Taşınması,
  • Alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.

Kazanç Müsaderesi

Kazanç müsaderesi, suçun işlenmesi ile elde edilen gelirin maddi gelirin veya bu maddi gelirin değerlendirilmesi ile ortaya çıkan ekonomik kazancın mülkiyetinin devlete geçirilmesidir.  Kazanç müsaderesi TCK m. 55/1’de düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca;

  • Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.

Kazanç müsaderesine karar verilebilmesi için;

  • Söz konusu menfaatler üçüncü kişilere ait olmamalıdır. Ancak üçüncü kişiler söz konusu maddi değerin suç sonucu elde edildiğini bile bile bu malı satın almış veya kabul etmişlerse bu malların müsaderesi mümkündür.
  • Maddi menfaat veya kazancın, suçun işlenmesi ile ele geçirilmesi gerekir.

Kazanç müsaderesi ile ilgili bir diğer önemli bir düzenleme madde 55/2’de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre suç sonucu elde edilen maddi gelire el konulamıyorsa veya bu gelir yetkili mercie teslim edilmiyorsa bunların karşılığı olan değerler müsadereye tabi tutulur.

Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri

Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli hastanelerde koruma ve tedavi altına alınırlar(TCK m. 57/1).

Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilir(TCK m. 57/2).

Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbi kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir(TCK m. 57/3).

Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri

Türk Ceza Kanunu madde 20/2’ye göre; “Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.”  Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi için aranan bazı şartlar vardır. Bu şartlar şu şekildedir:

  • Öncelikle bir suçun işlenmesi gerekir.
  • Bu tüzel kişi, özel hukuk tüzel kişisi olmalıdır(TCK m. 60/1).
  • Tedbir suç ile orantılı olmalıdır(TCK m. 60/3).
  • Kanunda güvenlik tedbiri için açık hüküm olmalıdır(TCK m. 60/4).

Kanunda tüzel kişiler için öngörülen güvenlik tedbirleri iznin iptali ve müsadere olmak üzere ki türlüdür.

Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu