Türkiye’de Uluslararası Muz Ticaretindeki Kokain Sorunu
Muzun Uluslararası Ticaretteki Yeri ve Önemi
Muz, dünya yaş meyve üretiminde ilk sırada yer almaktadır. Dünya muz ticareti incelendiği takdirde dünya muz üretimin alanına sahip ülkeler Hindistan, Brezilya, Çin, Tanzanya ve Kongo’dur. İhracatında ise en üst sıralarda Ekvador, Kosta Rika ve Guatemala yer almaktadır. Muz ithalatında ise; Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Rusya, gibi ülkeler önde gelmektedir.
Türkiye’nin muz üretim miktarı 2019-2020 üretim sezonunda 696 bin ton olup tüketim miktarı yıllara göre artış göstermektedir. Ülkemiz muz ticaretinde dışa bağımlı ve ithalatçı konumunda iken son yıllardaki üretim artışları ile kendi kendine yeterlilik seviyesi %76,6’ya yükselmiştir. Türkiye 2020/21 yılı muz ithalatının %95,6’sını Ekvador, %3,1’ini Kosta Rika, 1,2’sini ise Kolombiya’dan gerçekleştirmiştir. Dünyada muz üretimi en çok Güney Amerika ülkeleri tarafından yapılmakta olup Türkiye’de muz ihtiyacının neredeyse tamamını bu ülkelerden ithal ederek karşılamaktadır. Ekvador 2020/21 yılında %28,7 oranla Dünya muz ihracatını en fazla gerçekleştiren ülke haline gelmiştir[1].
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan araştırmalardan da görüleceği üzere Türkiye ekonomisinde muz ithalatının oldukça önemli bir yeri vardır. Ülkemizdeki muz üretimi tüm ihtiyacı karşılamadığından ithalatın büyük çoğunluğu Güney Amerika ülkesi olan Ekvador’dan karşılanmaktadır.
Türkiye’nin Uluslararası Muz Ticaretindeki Yeri
Türkiye, jeopolitik konumu gereği uluslararası ticarette önemli bir ithalat ve transit geçiş ülkesidir. Güney Amerika’dan ithal edilen muzların tüm dünya ülkelerine dağılımında ülkemiz köprü vazifesi görmektedir. Ancak son zamanlarda özellikle Mersin Limanı’nda muz konteynerlerinin içinde yüksek miktarlarda kokain maddesi yakalanmakta, muz ticareti yapan şahıs ve şirketler ile bunların gümrükçüleri ve acenteleri; konteynerlerde bulunan kokainden habersiz olarak, sadece muzun alıcısı ve/veya iş takipçisi oldukları halde, bir anda kendilerini “kokain taciri” yaftası yapıştırılmış olarak cezaevlerinde bulmaktadır. Bu korku ile yaşanmayacağı gibi, iş ve çalışma hürriyetinin kullanılabilmesi de imkansızlaşmaktadır. Ayrıca bu durum uluslararası ticarette ülkemizin hukuki ve ticari itibarını da zedelemektedir. Ülkemizin ticari hayatının olumsuz etkilenmemesi için gerçek suçluların bir an önce yakalanması ve yetkili mercilere teslim edilmesi gerekmektedir. Bu amaçta muzun ticari serüveninin ve uyuşturucu kartellerin kullandıkları tekniklerin tam olarak bilinmesi gerekmektedir. Öncelikle bu yazımızda; Türkiye’deki muzun ticari serüvenine, daha sonrasında ise dünyada uyuşturucu kartellerinin kullandıkları tekniklere değinerek konunun tüm gerçekliğiyle araştırılmasına yardımcı olmaya çalışacağız.
Türkiye’de Uluslararası Muz Ticareti Nasıl Gerçekleşmektedir?
Mersin Limanı Türkiye’nin en önemli ticari limanlarındandır. Ülkemize diğer ülkelerden ithal ya da transit rejimine tabi olarak gelen muzlar genellikle bu limana gelmektedir. Bitkisel Gıda ve Yem İthalatının Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelik uyarınca serbest dolaşıma giriş rejimi, dahilde işleme rejimi, hariçte işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ve geçici ithalat rejimine tabi, 2022/5 sayılı Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği Ek.2 ile gıda ve yem sanayinde kullanılan bitkisel ürünler ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler içerisinde yer alan ürünlerin Türkiye’ye girişinde ön bildirim yapılması zorunludur. Söz konusu ürünler hakkında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen uygunluk yazısının alınarak ilgili gümrük idaresine teslimi zorunludur. Ülkemize ithal ya da transit rejim kapsamında gelen muzun geçtiği aşamaları ayrı ayrı ele alacak olursak:
1)İthal Olarak Gelen Muzun Geçtiği Aşamalar
İthal edilen eşyanın acentesi tarafından ilgili gümrük idaresine özet beyan verilir. Riskli olarak değerlendirilen eşya X-RAY’e sevk edilir. Muz da riskli eşya kategorisinde yer aldığından doğrudan X-RAY taramasına tabidir. X-Ray taramasında en ufak bir şüpheli yoğunluğun tespit edilmesi halinde, ilgili konteyner “RİSKLİ VEYA KRİTİK SAHAYA” transfer edilerek burada narkotik köpekleri marifetiyle detaylı bir arama-taramadan geçmektedir. Fiziki muayene neticesinde herhangi bir olumsuzluk bulunmaması durumunda özet beyan kapsamında risk düşümü gerçekleştirilir ve konteyner işlem yapılmaya uygun hale getirilir. Yükümlü tarafından uygunluk belgeleri ile serbest dolaşıma giriş beyannamesi düzenlenir ve beyanname tescil edilir. Tescil edildikten sonra Ticaret Bakanlığı’na bağlı BİLGE sistemi beyanı onaylar ve sistemindeki blokeyi kaldırır. Sonrasında firma tarafından muzun vergileri ödenir, muz geçici depolama sahasında firma sahibi ya da vekiline teslim edilerek firma tarafından ayarlanan araçlarla serbest dolaşıma giriş işlemlerini tamamlar. Serbest dolaşıma giriş işlemleri tamamlanmış olan muzun böylelikle yurda giriş işlemleri tamamlanmış olur.
2)Transit Olarak Gelen Muzun Geçtiği Aşamalar
Transit işlemlerinde transit ve transit ticaret olarak ikili bir ayrım vardır. Yurtdışından gelen muz cinsi eşya için ithalat işlemlerinde olduğu gibi X-RAY taraması, narkotik kontroller ve fiziki kontrollerin sonrasında yükümlüsü veya temsilcisi tarafından transit rejimi beyanı yapılır. Her iki işlemde de söz konusu konteynerler, bitki sağlığı kontrolü yapılabilmesi için liman personelince zirai karantina personeli nezaretinde konteynerlerin mühürleri kırılarak ve açılarak ilgili inspektör tarafından eşyaların kontrolü yapılır. Eşyanın uygun bulunması halinde ilgili belgeye “YURDA GİRİŞİ UYGUNDUR” kaşesi basılır. Daha sonrasında eğer eşya transit ticaret olarak yurtdışına gönderilecek ise ilgili inspektör tarafından “RE-EXPORT SERTİFİKASI” düzenlenir. Eşya transit rejimi kapsamında yurtdışına gönderilecek ise ilgili inspektör tarafından transit geçiş uygunluk yazısı verilir ve işlemlere devam edilir.
Transit rejimi, yurtdışından gelen fatura ve belgeler üzerinde yapılırken transit ticarette ise Türkiye gümrük bölgesinde yerleşik olan kişi ya da firma tarafından fatura ve belgeler düzenlenerek işlemler yapılır. Tescil edilen transit refakat belgesi ya da TIR karnesi Ticaret Bakanlığı’na bağlı BİLGE sisteminde, Bakanlık tarafından belirlenen risk kriterleri çerçevesinde, müdürlük emrinde görevli muayene memurlarından birine havale edilir. Muz cinsi eşyanın fiziki kontrolü yapıldıktan ve gerekli belgelerin varlığı, doğruluğu tespit edildikten sonra uygunluğu halinde BİLGE sisteminde beyan onaylanır ve sistemdeki bloke kaldırılır. Sonrasında gözetim memuru tarafından araç, gümrük mührü ile mühürlenip varış gümrüğüne gönderilir.
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında uygulamada Mersin Limanı’na gelen muz yüklü tüm konteynerler için istisnasız olarak rutin X-RAY taraması yapılmaktadır. Bunun yanı sıra muz ticareti yapan şirketlerin ve gümrükçülerinin, son zamanlarda Mersin Limanı’nda yakalanan uyuşturucu maddeler nedeniyle hukuki güvenlik endişesi oluşmuştur. Bu sebeple Güney Amerika’dan gelen her konteyner hakkında Mersin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü’ne ihbarda bulunup nakliye, ardiye, demuraj gibi tüm ek maliyetleri de taraflarınca karşılanarak, konteynerin X-RAY ve narkotik köpeklerle aranması KEP üzerinden talep edilmektedir. Konteynerler her şekilde Türkiye’ye geldiklerinde açılmakta, içerisindeki yükler boşaltılarak tırlara yüklenmektedir. Transit ticarete konu yükler varış noktalarına transfer edilirken konteyner ile birlikte gitmemektedir. Mersin Limanı’na inen bu yükler gerekli arama ve taramadan geçtikten sonra boşaltılarak konteyner olmaksızın kara yolu ile varış yerlerine gönderilmektedir.
Mersin Limanı’na gelen muzun serüvenini kısaca özetleyecek olursak;
- Mersin limanına gelen ve transit ticarete konu edilen konteynerlerin açılmadan ve içinde bulunan muzlar incelenip tahliye edilmeden Mersin’den başka ülkeye gönderilmesi mümkün değildir.
- Uzun süredir yurtdışından gelen muz konteynerleri, bu ürünleri getiren Mersin şirketlerinin veya temsilcilerinin yazılı talepleri ile ve taşıma bedelleri ödenerek, kırmızı hatta aldırılıp x-ray cihazına sokulmakta, yani miktarı fazla ve bu yoğunlukta yasak malın denetimi yaptırılmaktadır. X-Ray dışında da muz konteynerlerinde inceleme ve denetim yapılmakta, yani ilgili firma bu denetimi daha gemi Mersin Limanı’na gelmeden resmi yazı ile talep edilmektedir. (Gümrük müdürlüğü veya gümrük muhafaza yetkililerine sorulduğunda da x-ray cihazına giren ve eğitimli köpekler eşliğinde elle yapılan denetimlerden muz konteynerinde bulunan yoğunluğun ve yasak maddenin gözden kaçmayacağı belirtmiştir.)
Türkiye’de Muz Tacirlerinin Yaşadıkları Sorunlar
Son zamanlarda ülkemizde özellikle Mersin Limanı’na gelen muz yüklü konteynerlerde uyuşturucu maddeler tespit edilmektedir. Bu sebeple muz ticareti ile uğraşan çoğu şirket ve yetkilileri hiçbir sorumlulukları olmamasına rağmen uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanmaktadır. Güney Amerika ile muz ticareti başta olmak üzere ticaret yapan neredeyse her şirket, Türkiye’de büyük bir risk ve tehdit altında bulunmaktadır. Muz ticareti sırasında yaşanan bu olayların öncesi, sırası ve sonrası dikkate alınmadan, gerekli tüm araştırmalar yapılmadan suç, firmaların acentelerin, gümrük komisyonlarının üzerine kalmakta ve bu nedenle bu şirketler oldukça ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Ayrıca tüm bu süreçte elde edilen hiçbir somut veri olmamasına rağmen yakalanan uyuşturucu maddede ihbar ve ödül sistemi üzerinden işlemler yürütülmektedir. Bu işin asıl sorumluları olan uyuşturucu kartelleri ülkemizde hem muz ticaretini bitirme seviyesine getirmekte hem de ihbar ve ödül sistemini kullanarak devletimizden haksız kazançlar elde etmektedirler. Konu hakkında bir neticeye varılmadan önce uluslararası uyuşturucu kartellerinin hangi tekniklerle bu ticareti gerçekleştirdiklerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir.
Uyuşturucu Kartellerinin Kullandıkları Teknikler
Son zamanlarda artış gösteren bu olaylara karşı yetkililer yeni güvenlik önlemleri almaya başladılar. Karteller de değişen önlemlere karşı yeni ticaret teknikleri geliştirdiler. Bu durum artık kısır bir döngü haline gelmeye başladı.
Bu ticaret tekniklerinden biri de sıkça karşılaştığımız “sevkiyatı yasal olan ürünlerin içerisine gizlenerek yapılan” uyuşturucu taşımacılığıdır. Yük içerisinde taşıma tekniği olarak da adlandırılan bu teknikte karteller, genellikle kendilerine paravan bir şirket satın alarak ya da kurarak yöneticiliğini yapmakta, yasal ürünlerin ihracına başlamaktadırlar. Daha sonrasında da bu “YASAL ÜRÜNLERİN” içerisinde kokaini kamufle etmektedirler. Hatta kokainin fark edilmemesi için kimyasını değiştirerek farklı şekillere dönüştürülmektedir. (Örn: Köpek maması, gübre vb. ürünler.)Yük içi taşıma tekniğiyle kartellerin sevkiyat üzerinde doğrudan kontrolleri bulunmaktadır.
Güvenlik görevlilerinin yük içi taşıma tekniğini fark etmesi ve şüpheli firmalarda araştırmalar yapması sebebiyle karteller bu yöntemden kaçınmaya, bunun sonucu olarak da ikiz mühür yöntemine geçişe başlamışlardır. Aşağıda da detaylıca açıkladığımız ikiz mühür yönteminin popülerleşmesiyle birlikte sevkiyatların büyüklüğü de artmaya başlamıştır. Türkiye’de özellikle Mersin Limanı’nda son zamanlarda ikiz mühür tekniğiyle taşınan uyuşturucu konteynerleri yakalanmaktadır. Mersin’deki yetkililerin artık bu durumun son bulmasına yönelik yaptığı çalışmalar, diğer ülkelerin de dikkatini çekmiştir.
Uyuşturucu kartellerinin tercih ettiği bir diğer teknik ise konteynerin gizli bölmelerine uyuşturucu saklamak. Konteynerlerin yapısını kullanmak, yetkililer tarafından yakalanma riskini de azaltmaktadır. Hatta Kosta Rika’da sırf bu yüzden sahte konteyner bakım şirketleri kurulmakta ve anlaşmalı olarak konteyner inceletmeleri yapılmaktadır. [3].
Konteynerlerin alıcısının haberi olmadan konteynere, yasal ürünlerin içerisine uyuşturucu konmaktadır. Yırtma/sökme tekniği olarak adlandırılan bu teknikte uyuşturucular hareket limanında yüklenmekte ve varış limanında MALIN ASIL ALICISININ HABERİ OLMADAN geri alınmaktadır. Genellikle hem hareket limanında hem de varış limanında mühür bozularak konteyner açılmakta ve tekrar kapatılmaktadır.
Truva atı olarak adlandırılan başka bir uyuşturucu tekniğinde kokain çıkarıcılar olarak adlandırılan bir veya daha fazla kişinin, diğer kaplarda gizlenmiş kokaini almak için boş bir kap içinde gizlenmiş bir limana kaçırılmasıyla gerçekleştirilmektedir. Çıkarıcılar, almakla görevlendirildikleri kokaini tutan konteynerin numarası ve konumu hakkında akıllı telefon aracılığıyla bilgilendirilmek için konteynerin içinde beklerler. Kokain çıkarılır ve daha sonra liman alanından alınan önceden boş konteynere yerleştirilir. “Truva atı” olarak adlandırılan bu teknik birçok Avrupa limanında kullanılmıştır.
AB’de giderek artan bir teknik de değiştirme tekniğidir. Bu teknikte Menşe limanında uyuşturucular, konteyner içinde kolay erişilebilir bir yere yerleştirilir. AB varış limanında, konteyner denetlenmeden önce, yolsuz rıhtım işçileri uyuşturucuları alır ve bunları, gümrükten geçmiş veya muayene gerektirmeyen (örneğin Avrupa içi transit) farklı bir konteynere aktarır. Bu teknikte liman çalışanlarının, yeni konteynerin nakliyecilerinin veya alıcıların katılımı gerekmektedir.
Keyif amaçları araçlar tekniği olarak adlandırılan uyuşturucu ticareti tekniği, yatlar gibi eğlence gemileri, üzerlerindeki kontroller genellikle daha az katı olduğundan buralarda sıklıkla kullanılmaktadır.
Uyarlanmış veya ısmarlama yapılmış ve birden fazla dıştan takma motorla güçlendirilmiş küçük gemiler, uyuşturucu gönderilerinin kısa ila orta mesafelerde taşınması için kullanılır. Bu tekniğe şişme ve sürat tekneleri tekniği denmektedir. Uyuşturucular alındıktan sonra uzak bölgelere götürülüp boşaltılmaktadır. Gemiler, tespit edilmekten veya yakalanmaktan kaçınmak için yeterince hızlıdır. Bu teknik Akdeniz ve Atlantik kıyı sularında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Uyuşturucuların, su altında gemilerin gövdesine bağlı füze şeklindeki kaplarda taşınarak ticaretinin gerçekleştirilmesine sualtı tekniği denmektedir. Bu teknik, diğer çıkış ve varış limanlarında uzmanlaşmış dalgıçların kullanılmasını gerektirmektedir. Yarı dalgıç ve denizaltı tipi gemiler tipik olarak insan pilotludur, ancak gelecekte insansız kaftlar da görülebilir.
Türkiye’de Yakalanan Kokain Miktarı
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 2021 yılı Türkiye Uyuşturucu Raporu’nda;
- 2019’da küresel kokain yakalama miktarı bir önceki yıla göre %9,6 oranında bir artış göstererek tüm
zamanların en yüksek miktarı olan 1.436 tona ulaşmıştır (UNODC, 2021a, s. 11). - 2019’da küresel boyutta kokain yakalama miktarının %83’ü çoğunluğu Güney Amerika’da olmak üzere
Kıta Amerika’sında gerçekleştirilen yakalamalarda ele geçirilmiştir. 2018 ve 2019 yılları arasında Güney Amerika’da kokain yakalama miktarı %5 artış göstererek şimdiye kadar ki en yüksek miktar olan 755 tona ulaşmıştır (UNODC, 2021a, s. 17). - 2019 yılında AB ülkeleri tarafından 98.000 olayda toplam 213 ton (2018’de 177 ton) kokain yakalanmıştır. Bu miktarın %69’u Belçika (65 ton), Hollanda (44 ton) ve İspanya (38 ton) tarafından gerçekleştirilen yakalamalarda ele geçirilmiştir (EMCDDA, 2021, s. 18).
- 2017 yılından itibaren birimlerimiz tarafından önceki yıllara göre rekor düzeylerde gerçekleştirilen
yakalamalar ülkemizin Güneydoğu ve Doğu Avrupa’ya hedefli kokain kaçakçılığında artan bir şekilde alternatif transit ülke olarak kullanıldığının önemli bir göstergesidir[5].
Raporda kokain yakalama istatistikleri:
- Türkiye’de 2020 yılında 2.573 kokain olayı gerçekleşmiştir. Bu olaylarda 4.446 şüpheli yakalanmış ve 1.961 kg kokain ele geçirilmiştir.
- Türkiye’de 2019 yılında da olduğu gibi 2020 yılında yakalanan kokain miktarındaki artışa rağmen olay sayılarında geçen yıla oranla %14,7’lik düşüş yaşanmıştır.
- 2020 yılı şüpheli sayılarında bir önceki yıla göre %9,2 oranında bir düşüş meydana gelmiştir. Yakalama miktarlarındaki artışa rağmen olay ve şüpheli sayılarındaki düşüş, alternatif rota kaymaları olduğu değerlendirmemize destek niteliğindedir. Türkiye hedef olmaktan çok alternatif bir transit ülkedir.
Dünyada En çok Uyuşturucu Yakalamasının Gerçekleştirildiği Liman : Algeciras Limanı
Algeciras Limanı, İspanya’daki en işlek limanlardandır. Uyuşturucu ticaretinin denizyolu üzerinden nasıl gerçekleştirildiği hususunda yapılacak açık kaynak araştırmasından fark edileceği üzere bu liman çoğunlukla Güney Amerika’dan Avrupa’ya gelen kokain için de önemli bir aktarma limanıdır. Algeciras Limanı haricinde Avrupa ve İspanya’daki konteyner transit aktarma limanlarında uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin yapıldığı görülmektedir. Konteynerlerin içerisine yükleme yapılırken neredeyse hepsine dışarıya basılacak mührün aynısından yani ikiz(klon) mühür konulmaktadır. Daha sonrasında bu konteyner, hem büyük ana gemilerden küçük gemilere ve hem de küçük gemilerden aktarma limanlarına, aktarma limanlarından sonra da tekrardan gemilere indirilip bindirilmektedir. Suçun bazı zamanlarda Avrupa’da tamamlanamaması, bir başka ifadeyle kokainin alıcısı tarafından konteynerden alınamaması hallerinde, bu yasa dışı eşya, içindeki klon mühürle birlikte kaçmakta, bu haliyle varış limanlarına (ülkemizde Mersin Limanı’na) gelmektedir. Açılan konteynerlerin ikiz mühür ile geri kapatıldığı, ticaretin genellikle bu suretle yapıldığı dünya basınına yansıyan ulusal haberlerle de sabit hale gelmiştir. BBC’nin yapımcısı olduğu ve gazeteci Stacey Dooley tarafından 2020 yılında hazırlanan “Costa Del Narcos” adlı belgeselde, gazeteci; kokainin Avrupa’ya nasıl getirilip piyasaya sürüldüğünü bölgedeki uyuşturucu kaçakçıları, kolluk kuvvetleri ve uyuşturucu satıcılarıyla röportaj yaparak anlatmıştır[6].
Konteynerlerin içerisine konulan bu ikiz mühürler aslında uyuşturucu/uyarıcı maddenin Türkiye veya Türkiye’nin doğusundaki ülkelerle bir ilgisinin bulunmadığının en büyük kanıtını oluşturmaktadır.
Bu limanda dünya basınına yansıyan yüklü miktarlarda kokain yakalamaları gerçekleşmektedir. Hatta limandaki çalışanlar dahi bu uyuşturucu madde organizasyonunun içinde yer aldığına dair bilgiler dünya basını ile paylaşılmaktadır. İspanyol Sivil Muhafızları , Algeciras (Cádiz) limanında çalışan 10 liman işçisi de dahil olmak üzere, 21 kişiyi nakliye konteynerleri aracılığıyla büyük miktarlarda kokain ve diğer uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir uyuşturucu kaçakçılığı planına katıldıkları iddiasıyla tutukladığı İspanya basınında yer almıştır[7].
İspanyol polisi 25 Nisan 2018 tarihinde o zamana kadar yapılan en büyük kokain baskınını da Algericas Limanı’nda gerçekleştirmiştir. Yapılan soruşturma kapsamında İspanyol polisi “İspanya, Avrupa’ya giren uyuşturucular için önemli bir aktarma noktasıdır.” şeklinde belirtmiştir. Konu tarafından iç işleri bakanı tarafından yapılan açıklama “Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’ne göre, nakliye konteynerlerini içeren uyuşturucu yakalamaları son yıllarda önemli ölçüde arttı ve 2006 ile 2016 arasında altı kat arttı. Ve muzlar, yasadışı kargoyu saklamak için özellikle popüler bir ürün haline gelmiştir. Temmuz 2016’da Romanya’daki savcılar, Kolombiya ve diğer ülkelerden gelen muz kasalarına gizlenmiş 2,3 ton kokain buldu. Eylül 2016’da İspanya polisi, Kolombiya’dan Algeciras’a ulaşan ticari bir muz sevkiyatında saklanan yaklaşık 2.000 pound kokain ele geçirdi. Mart 2017’de Malaga ve Valensiya’daki İspanyol polisi, 15 kilo reçineden yapılmış sahte muzların içine gizlenmiş 37,5 kilo kokain ele geçirdi. Geçen yıl Nisan ayında, Alman polisi Ekvador’dan Hamburg’a gelen bir muz sevkiyatında 847 pound kokain olduğuna inandıkları şeyi ele geçirdi. ” şeklinde ifadelerde bulunmuştur[8].
Algericas Limanı’nda yakalanan ve yine ulusal basına yansımış benzer bir olayda 28 Ocak 2022 tarihinde yaşanmıştır. İspanya Vergi Dairesi ve Guardia Sivil polisi, Algeciras Limanı’nda düzenlediği operasyonda 2.011 kilo kokain ele geçirmiştir[9].
Algericas Limanı ile ilgili araştırma yapan İspanyol basınının yaptığı haberde ;Cebelitarık’tan sadece 20 kilometre uzaklıktaki liman kenti Algeciras’ta, İspanya’ya çok büyük miktarlarda kokain gizlice girmekte. Medyanın Cebelitarık’a odaklanmasıyla Algeciras, narkotik için Avrupa’nın geri kalanına ana giriş noktalarından biri haline gelmiştir. Her yıl limana gelen dört milyon konteyner arasında, çoğu Kolombiya’dan gelen binlerce kilo kokain, muzlar, dondurulmuş tavuklar arasında kamufle ediliyor ya da sadece sırt çantalarına tıkılmakta. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) birkaç gün önce yayınladığı son rapora göre, kokain sirkülasyonu hiç olmadığı kadar yüksek. Ve bunu kanıtlayacak verilere sahipler. 2016’da (mevcut verilere sahip son yıl) ele geçirilen kokain miktarı 1.000 tonun üzerindeydi – benzeri görülmemiş bir rakam.- Ve kokain yetiştirmek için kullanılan hektar sayısı tüm rekorları alt üst etmiştir. BM, kokain kaçakçılığının salgın boyutlarına ulaştığı konusunda uyarılar yapmaktadır. İspanya Ulusal Polis Teşkilatı Organize Suçlara Karşı Özel Müdahale Ekibinden (GRECO) bir memur, “Bu bir çığ, çok büyük meblağlar geliyor” , “Böyle bir şey görmedik” şeklinde son zamanlarda yaşanan olaylara tepki göstermektedir. Yasanın diğer tarafında, Galiçya’nın kuzeybatı bölgesinden deneyimli bir uyuşturucu kaçakçısı, sorunun yeni bir boyuta ulaştığını kabul ediyor. “Çok fazla var. İhtiyaç duyulandan daha fazla kokain var. Şu anda Madrid ve Sevilla’da biriktiği depolar var,” demiştir. Vigo’da bir kaldırım kafesinde kahvesini yudumlarken bu değerlendirmeyi yapan uyuşturucu kaçakçısı, hızla artan arzın fiyatlara zarar verdiğinden şikayet etmektedir. “Fiyatlar dibe vurdu. Bir kilogram her zaman 32.000 € ile 35.000 € arasında değişiyordu, ancak şimdi 27.000 € ve 28.000 €’ya satılıyor.” Şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Ayrıca yapılan araştırmalarda Algeciras’ın yanı sıra, Akdeniz boyunca (özellikle Valensiya ve Barselona) ve geleneksel bir kokain kalesi olan Galiçya sahili boyunca uzanan diğer İspanyol limanları, kokain için bir geçit haline gelmiştir. Uyuşturucunun çoğu, dünyadaki koka mahsullerinin %68’inin bulunduğu Kolombiya’dan gelmektedir. Kısmen Kolombiya hükümeti ile Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC) arasındaki barış anlaşması nedeniyle aşırı üretim yapılmakta. FARC üyeleri terhis olurken, yeni uyuşturucu çeteleri boşluğu doldurmak için koşturdu ve şimdi binlerce hektarlık araziyi kontrol ediyorlar. Kolombiya’nın eski dikkat çeken narkotik gruplarının aksine, bu çeteler dikkatleri üzerine çekmemeye ve üretime odaklanmaya karar verdiler. Eskiden yılda iki veya üç hasat yapılıyordu, şimdi altıya kadar hasat var. Ve Kolombiya’nın Venezuela sınırının siyasi kriz nedeniyle çökmesi, ilacın ülkeden sorunsuz bir şekilde çıkmasına izin verdi. Narkotikle Mücadele Gücü’nden bir polis memuru, uyuşturucu ticaretinin nasıl çalıştığını açıklarken, “Kokain Kolombiyalılara ait. Avrupa’ya getiriyorlar ve İspanya’ya tanıtılıyor. Daha sonra mallar alıcılara geçer.” Şeklinde belirtmiştir. Ulusal Polise göre, bu alıcılar Endülüs merkezli Fas kökenli güçlü Hollandalı uyuşturucu kaçakçıları. “Onlar en tehlikeli ve güçlüler. Esrardan uzaklaştılar ve şimdi ihtiyatlı bir şekilde kokaine odaklandılar.” Kokain satın alıp Avrupa’ya dağıtan Valencia merkezli Kosovalı-Arnavut çeteleri ve Barselona’daki Sırp mafyalarıyla birlikte çalışıyorlar. Bunlar gelecekte savaşacağımız insanlar. “demiştir, şeklinde ifadelere yer verilmiştir [10].
09.04.2022 tarihinde bahse konu Algeciras Limanı’nda 3.500 kilo uyuşturucu bulunan büyük kokain kaçakçılığı çetesi yakalandığı ulusal basına yansımıştır [11].
Yine aynı limanda, Algeciras Limanı’nda Jumita Operasyonu ile İspanya’daki bir suç örgütünün en büyük nakit ele geçirmesinde 1,6 ton kokain ve 16.5 milyon Euro’ya el konulduğu belirtilmiştir[12].
Dünyada Uyuşturucu Ticareti Yolu
Algericas Limanı’nda son yıllarda artan kokain baskınları sebebiyle İspanyol basını, “Ekvador: ABD ve Avrupa’ya Kokain Otoyolu” başlığı altında uyuşturucu ticaretinin yolu hakkında kapsamlı araştırmalar gerçekleştirmiştir. Ayrıca bu makale, Ekvador’un nasıl küresel kokain ticaretinin başlıca sevk noktalarından biri haline geldiğine ilişkin InSight Crime soruşturmasının bir parçasıdır. İlgili makalede kokainin tüm geçiş yolu detaylı bir biçimde anlatılmıştır[13].
Ülkemizde CNN İstihbarat şefi Nihat ULUDAĞ da televizyonda katıldığı bir canlı yayında kokainin ticaret yolunu detaylıca anlatmıştır. ULUDAĞ açıklamasında “Önceden tüm bu uyarıcı madde türlerinin ticaret hattı Türkiye üzerinden geçmekteyken ama burada havalimanlarımızdaki riskler, önlemler ve polisimizin yaptığı güzel çalışmalar sebebiyle bu hatlar son bulmuştur. Yeni harita artık Türkiye’nin altından Akdeniz’den geçmek ve buradan dünyanın diğer ülkelerine dağılmaktadır. İstihbarat birimlerimiz uyuşturucu kartellerini her zaman takipte ve hareketlerini izlemektedir. Emniyet güçlerinin son yıllarda yaptığı başarılı operasyonlar sayesinde tüm uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yolu, trafik hattı kesilmiş olup artık ülkemiz üzerinden geçmemektedir.” şeklinde belirtmiştir[14].
Dünyanın önde gelen markalarının paketlerinin içerisinde de alıcısına teslim edilemeyen uyuşturucu madde tespit edilerek yetkililere ihbar edilmiş ve gerekli tahkikata başlanmıştır. Ancak söz konusu firma yetkilileri ya da gümrük acenteleri hakkında yasal bir işlem yapılmamıştır.
Alıcısına Teslim Edilemeyen Kokainler
Son zamanlarda ülkemizde (özellikle Mersin Limanı’nda) yakalanan kokainlerin neredeyse hiçbirisinin alıcısı tespit edilememiş, suçun failleri hiçbir suretle bulunamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 2021 yılı Türkiye Uyuşturucu Raporu’nda kokain ticaretinde Türkiye’nin hedef olmaktan çok alternatif bir transit ülke olduğu belirtilmiştir. Detaylı araştırma yapıldığında görüleceği üzere Mersin’de yakalanan kokainin tarihi ile başka ülkede o tarihe yakın kokain yakalandığı tespit edilecektir. Bunun sebebinin ülkemizde uygulanan ikramiye sisteminden kaynaklandığı kuvvetle muhtemeldir. Uygulanan ikramiye sistemine göre kokain için kilogram başına 60.000 TL ikramiye ödenmektedir. Bu sebeple teslimatı yapılamayan ve/veya kaybedilmiş olan maddi zararı telafi etmek adına Mersin Limanı’nda yapılan rutin X-RAY tarama sonrası ele geçirilecek olan kokain için, kanaatimizce bu uyuşturucu kartellerin mensupları tarafından ihbarda bulunularak Devletimizden para alınmaktadır. Bu kişilerin kaybettikleri kokainin maliyetini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden aldıkları/alacakları ikramiyelerle kurtarma gayretine girmiş olmaları muhtemeldir. Hatta bu kokain tacirleri; sırf devletimizden muhbir ikramiyesi alabilmek maksadıyla, konteynerlere ellerinde kalan (alıcı bulamadıkları) kokaini yerleştirip ihbar da ediyor olabilirler. Bu fiillerin sonucu olarak; ülkemizde muz ticareti yapan iş insanları ve gümrük işlerinde çalışanların, masum olmalarına rağmen ağır tedbirlere ve yaptırımlara maruz kaldıkları bilinmektedir. Dünya basınında Türkiye’nin bu konularda hiçbir suretle adı geçmezken ülkemizde konu ile alakası olmayan birçok kişi mağduriyet yaşamaktadır. Olayın gerçekliğe bir an önce kavuşması, daha fazla masum insanın mağdur olmaması adına gerekli araştırmaların yapılması sonucu elde edilen net verilere göre bir sonuca ulaşılması gerekmektedir.
Alıcısına teslim edilemeyen kokaine ilişkin dünya basınına yansıyan örnekler :
- Geçtiğimiz haftalarda Nespresso’ya gönderilen kahve çuvallarında yarım ton kokain bulunduğu basına yansımıştır. Bu konteynerlerin Brezilya’dan yüklendiği belirtilmiş ve Nestle şirketine ait Nespresso’dan yapılan açıklamada kahve çekirdeklerine ve fabrikadaki kapsüllere kokain bulaşmadığı kaydedilerek, “Müşterilerimizi temin ederiz ki, tüm ürünlerimiz güvenle tüketilebilir” denilmiştir. Olay hakkında açıklama yapan Fribourg kantonu polis müdürü Marc Andrey, “Fribourg için ele geçirilen bu kokainin miktarı kesinlikle büyük. Hatta olağanüstü büyüklükte denebilir” demiştir. Ayrıca polis, kaçakçıların bu kokaini Avrupa pazarına göndermeyi amaçlamış olabileceğini belirtmiştir. Bu olay sebebiyle hiçbir Nestle ve Nespresso yetkilisi, müdürü, gümrük acentesi ya da çalışanı tutuklanmamış hatta göz altına dahi alınmamıştır [15].
- 11.06.2021 tarihinde Polonya’da süpermarket zinciri Carrefour Varşova mağazalarından birindeki çalışanların muz teslimatı sırasında kutularda kokain bulduğu basına yansımıştır. Carrefour, Reuters’e gönderdiği e-postada, “Mal grubunu hızla güvence altına alan ve şu anda devam etmekte olan bir soruşturmayı başlatan polise derhal haber verdiler,” demiş ve soruşturmayla işbirliği yaptığını da belirtmiştir.Varşova polisi; paketlerin 30 milyon zloti (8,14 milyon dolar) değerinde 160 kilogramdan (352,74 libre) fazla kokain içerdiğini ve Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Zincir mağazalardan birinin birkaç şubesinde uyuşturucu bulundu” demiştir. Devlet tarafından işletilen haber ajansı PAP, kokain içeren ilk paketlerin Varşova’nın merkezindeki bir Carrefour mağazasında bulunduğunu ve daha sonra uyuşturucunun başkent ve yakındaki diğer dükkanlarda da bulunduğunu bildirmiştir. Bu olay sebebiyle hiçbir Carrefour yetkilisi, müdürü, gümrük acentesi ya da çalışanı tutuklanmamış hatta göz altına dahi alınmamıştır[16].
- 31.08.2016 tarihinde Fransa’daki Coca-Cola fabrikasında piyasa değeri 50 milyon euro civarında olan kokain bulunduğu basına yansımıştır. Kokainin, Güney Amerika’dan gönderilen bir konteynerdeki portakal suyu konsantresi çantalarına gizlenmiş halde bulunduğu bildirilmiştir. Fransa’nın güneyindeki Signes köyünde bulunan kokainle ilgili soruşturma başlatılırken, fabrika çalışanlarının olayla ilgisinin olmadığı belirtilmiştir. Coca-Cola’nın bölgeden sorumlu başkanı Jean-Denis Malgras yerel internet haber sitesi Var-Matin’e açıklamasında “Soruşturmanın ilk bulguları çalışanların hiçbir şekilde olayla ilgili olmadıklarını gösterdi” demiştir. Bu olay sebebiyle hiçbir Coca Cola yetkilisi, müdürü, gümrük acentesi ya da çalışanı tutuklanmamış hatta göz altına dahi alınmamıştır[17].
Türkiye’de ise alıcısına ulaşamayarak Türkiye Limanları’nda ele geçirilen uyuşturucu madde sebebiyle herhangi bir sorumluluğu ve ilgisi bulunmayan şirket ve gümrük acentelerinin yetkilileri göz altına alınmakta ve herhangi bir somut delil olmadan haklarında tutukluluk kararı verilmektedir. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir söz konusu değildir. Bu durum dünya basınında yansımakta olup ülkemizin ticari ve hukuki itibarını zedelemektedir.
Türkiye’de İhbar ve Ödül Sistemi Nasıl İşlemektedir?
Ülkemizde, ihbar sonucu yakalanan uyuşturucu maddeler hakkında ödül sistemi uygulanmaktadır. Uyuşturucu ihbarını yapan kişi ya da uyuşturucuyu yakalatan muhbir, belirlenen rakamın yarısını almaktadır. Diğer yarısını ise operasyonu düzenleyen polisler almaktadır. Ayrıca Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticaretine ilişkin örgütlü suçlarda, kabul edilen her bir iddianame başına 500.000 TL ikramiye verilmektedir.
12 Şubat 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla uyuşturucu ve uyuşturucu madde elde etmek amacıyla ekilen bitki yakalamalarında uyuşturucu satıcısını ihbar eden ihbarcıya ödenecek ikramiye tutarları yeniden belirlendi. Yeni kararla, ödenecek ikramiyeler örgütlü suçlar ve bireysel suçlar olarak ikiye ayrıldı. Karara göre, uyuşturucu maddelere ilişkin ihbar ödülleri şu şekildedir;
- Sahipli eroin ve kokain yakalamalarında kilogram başına 60.000 TL, baz morfin yakalamalarında 36 bin, esrar ve khat yakalamalarında 15.000 TL, afyon yakalamalarında ise 5.000 TL ikramiye verilecek.
- Sahipsiz yakalamalarda ise kilogram başına eroin ve kokain için 12 bin, baz morfin için 7.200 TL, esrar ve khat için 3.000 TL afyon için de 1.000 TL ikramiye ödenebilecek.
- Kararda, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticaretine ilişkin örgütlü suçlarda kabul edilen her bir iddianame başına ödenecek birim miktarlarının üst sınırları da belirlendi.
- Buna göre, eroin ve kokain için 8 kilogram, baz morfin için 14 kilogram, esrar için 32 kilogram, afyon için 96 kilogram ve kenevir bitkisi için 32 bin metrekare birim miktar üst sınırı olarak belirlendi.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticaretine ilişkin bireysel suçlarda birim miktarı üst sınırı da eroin ve kokain için 50 gram, esrar için 200 gram, afyon için 600 gram ve kanun kapsamındaki sentetikler için 25 gram oldu.
Sonuç ve Öneri
Uzun süredir devam eden bu soruna ülkemizde kimse; uluslararası düzeyde ve yabancı limanlar üzerinden, örneğin Ekvador limanları veya İspanya Algeciras’da bulunan liman ve APM terminalleri ve rıhtımları yönü ile bakmamakta. Oysa konunun çok yönlü incelenip araştırılması gerekmektedir. Maalesef ülkemizde konu hakkında araştırma yapılması için gerekli bilgiler bile tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca sahipli mallarda ihbar edene ve yakalayana verilen ödülün daha fazla olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Evet ülkemize muz getirmek serbest, uyuşturucu ve uyarıcı madde getirmek yasak bu zaten olması gereken fakat sorumluları kimse onlar araştırılıp somut delilerle yakalanmalıdır. Yoksa transit ticarete konu edilen muz ve bunu taşıyan konteynerler artık kangrene dönüşmüş ve birçok insan ile Türk firmasının canını yakan bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunun üzerine objektif olarak eğilmek ve çözüm üretmek gerektiği açıkça ortadadır. Gerçek sorumluların tespit edilerek adalet önüne çıkarılması gerektiği tartışmasızdır. Zaten kimse de bunun aksini isteyemez ve işin üstünü örtemez. Fakat algılar değil olgular değerlendirilmek suretiyle maddi hakikate ulaşılması gerektiği de göz ardı edilmemelidir. Yaptığımız araştırmalar neticesinde :
- Hukuki güvenliği sağlamak için muz ticareti bırakılmalı mıdır?
- Şayet tacirlerin ticaretlerini sona erdirmeleri dışında bir çözüm var mıdır?
- Bu olayların yaşandığı bir ortamda siz muz ticareti yapmak isteseniz bunu ne şekilde yaparak olaylardan uzak durursunuz?
yukarıda belirttiğimiz sorulara cevap verilmesi ve hukuki güvenliğin sağlanması adına devlet kurumlarının bir çözüm üretmesi gerektiği açıkça ortadadır. Öncelikle Anayasa m.98’de düzenlenen Meclis Araştırması dahil konu ile ilgili inceleme ve araştırmaların başlatılmasını, buna ilişkin Gümrük Mevzuatımızda gerekli değişikliklerin yapılmasını, transit ticaret ve ithalat rejiminde tüm masrafları ilgiliye ait olmak kaydıyla arama-tarama şartlı ticaret yapanların ceza sorumluluklarının olmayacağına dair yasal düzenlemeye gidilerek, uluslararası ticaret ile uğraşanların hukuki güvenlik haklarının korunmasını, mümkünse bu konuda tüm kurumlardan yetkililerin, hukukçuların, şirket temsilcilerinin ve gerekli görülen herkesin davet edildiği bir çalıştay düzenlenerek, meselenin tartışılıp aydınlığa kavuşturulmasını, bu aşamada soruna kalıcı çözüm getirebilecek her türlü şeyin yapılması gerektiği kanaatindeyiz.
KAYNAKÇA :
- https://arastirma.tarimorman.gov.tr/tepge/Belgeler/PDF%20Tar%C4%B1m%20%C3%9Cr%C3%BCnleri%20Piyasalar%C4%B1/2021Haziran%20Tar%C4%B1m%20%C3%9Cr%C3%BCnleri%20Raporu/Muz,%20Haziran-2021,%20Tar%C4%B1m%20%C3%9Cr%C3%BCnleri%20Piyasa%20Raporu,%20TEPGE.pdf)
- https://www.ankaratb.org.tr/lib_upload/Muz%20Raporu%202020.pdf
- #
- http://www.narkotik.pol.tr/kurumlar/narkotik.pol.tr/TUB%C4%B0M/2021-Turkiye-Uyusturucu-Raporu.pdf
- https://www.youtube.com/watch?v=eev5PMVbo1k
- https://english.elpais.com/elpais/2018/07/05/inenglish/1530779630_527556.html
- https://www.businessinsider.com/r-spanish-police-make-record-cocaine-bust-in-algeciras-port-2018-4?amp
- https://sede.agenciatributaria.gob.es/Sede/en_gb/Aprehendidos_2_011_kilos_de_cocaina_en_el_puerto_de_Algeciras.html
- https://english.elpais.com/elpais/2018/07/02/inenglish/1530521093_187450.html?outputType=amp
- https://euroweeklynews.com/2022/04/09/major-cocaine-smuggling-gang-busted-in-algeciras-with-3500-kilos-of-the-drug-found/
- https://www.europol.europa.eu/media-press/newsroom/news/operation%20jumita-16-tonnes-of-cocaine-and-%E2%82%AC-165-million-confiscated-in-largest-cash-seizure-criminal-organisation-in-spain
- https://www.europol.europa.eu/media-press/newsroom/news/operation%20jumita-16-tonnes-of-cocaine-and-%E2%82%AC-165-million-confiscated-in-largest-cash-seizure-criminal-organisation-in-spain
- https://www.youtube.com/watch?v=ZrWElpx_rK4
- https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-61345984.amp
- https://www.reuters.com/world/europe/supermarket-chain-says-polish-workers-found-cocaine-banana-boxes-2021-06-11/
- https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37228991
uzun zamandır böyle güzel makale okumamıştım. elinize emeğinize sağlık diyorum. teşekkür ederim
Merhabalar, teşekkür ederiz.