Tüketici Sözleşmelerinde Haksız Şartlar
Sözleşmeler hayatımızın her alanında karşımıza çıkmakta ve sürekli hâlde bunları hazırlamakla yükümlü olan sözleşme düzenleyen, TBK md.20’de düzenlenen genel işlem koşulları kapsamında sözleşmeyi hazırlarken, ileride de yapacağı çok sayıda sözleşme için kullanacağı sözleşme hükümlerini, önceden, tek başına hazırlayarak, sözleşmenin karşı tarafına sunar. Sözleşme düzenleyenin, önceden ve tek başına hazırlaması, çoğu durumda da sözleşmenin uzun ve anlaşılmaz bir dille yazılıyor olması, sözleşmeyi düzenleyenin kendi sorumluluğunu sınırlandırması ve bu düzenlemenin kötüye kullanılabilir olması sebepleriyle sözleşmenin karşı tarafının, sözleşmenin okunamayan veya anlaşılamayan genel şartları açısından korunmasını gerektirmiştir. TBK md.21’e göre, karşı tarafın menfaatine aykırı şekilde düzenlenmiş genel işlem koşullarının sözleşme kapsamında olmaya devam etmesi, sözleşmenin yapılması sırasında, sözleşme düzenleyenin bu koşullar hakkında karşı tarafa açık bir şekilde bilgi vermesi, bu koşulların içeriğini öğrenme imkânı tanıması ve karşı tarafın da tüm bunları bilip, kabul etmesine bağlıdır. Aksinin söz konusu olması durumunda, bunun yaptırımı sözleşmenin yazılmamış sayılmasıdır. Borçlar Kanunu’nun bu koruması karşısında TKHK, tüketici sözleşmelerinin tarafı olan tüketicinin, mal ve hizmet sözleşmelerinin tarafları ile kıyaslandığında seçme özgürlüğünün daha az olması sebebiyle özel bir düzenleme getirerek haksız şart olarak düzenlemiştir. Böylelikle genel işlem koşulları normlarıyla amaçlanan sözleşme serbestisinin kötüye kullanılmasının önlenmesi, haksız şart ile birlikte tüketicinin korunmasına evrilmiştir.
Kanunda haksız şart, “Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde, dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan anlaşılmalıdır ki, sözleşmede bulunan şartın, haksız şart olarak kabul edilebilmesi için, iki unsurun bir arada bulunması gerekir. Bunlar; söz konusu şartların, sözleşmede doğan hak ve yükümlülüklerini, dürüstlük kuralına aykırı olarak, tüketicinin aleyhine olacak şekilde dengesizliğe sebep olması ve şartın sözleşmeye dâhil edilmesinin, tüketiciyle müzakere edilmeden yapılmasıdır. Kanunda tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Önceden hazırlanmış sözleşme şartının bulunması ve bu şartın standart sözleşmede yer alması sebebiyle tüketicinin sözleşmeye etki edememesi durumunda, o şartın müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyenin şartın müzakere edildiğini belirtmesi durumunda ise, bunu ispat yükü yine sözleşmeyi düzenleyene ait olacaktır.
TKHK md.5’e göre sözleşme şartının haksızlığı; sözleşme konusu olan mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenir. Şartların açık ve anlaşılır bir dille yazılması saklı olmak üzere, şartın haksız olduğu takdir edilmişse, yer alan haksız şartlar kesin hükümsüz olur, sözleşmede doğan asli edim yükümlülükleri arasındaki ve sözleşme konusunun piyasa değeri ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki dengeye bakılmaz. Esin hükümsüz olan haksız şart dışındaki hükümler geçerliliğini korur, sözleşmeyi düzenleyen o şartların bulunmaması durumunda sözleşmeyi yapmayacağını ileri süremez. Sözleşmede yer alan hükmün, açık ve anlaşılır bir dille yazılmaması durumunda ise hüküm, tüketici lehine yorumlanır.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, haksız şartların, genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış sözleşmelerde yer almaması ve bu şartların kullanılmasını önlemek için gerekli birtakım tedbirler almıştır. Bu haksız şartların, tüketici sözleşmelerinde yer alması durumunda, sözleşmeyi düzenleyene, bu şartların çıkarılması için otuz gün ve gerekli görüldüğü durumlarda ise uzatılarak doksan gün süre verilir. Bunun sonrasında sözleşme düzenleyenin, tüketicilere, söz konusu şartların kesin hükümsüz olduğunu açık ve anlaşılır bir dille yazılı veya elektronik ortamda bildirilmesiyle, tespit tarihinden önce tüketicilerle kurulan ve geçerliliği devam eden sözleşme metinlerinden bu şartların çıkarıldığı kabul edilir. Sürenin bitimine kadar şartların çıkarılmaması durumunda ise, her bir sözleşme için de kanunun 77. maddesine göre idari para cezası uygulanır.
Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun md.5 ve Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik’te düzenlenmektedir. Yönetmeliğin amacı; sözleşmelerde bulunan haksız şartların tespiti ve denetlenmesi, kapsamı; taraflardan birinin tüketici, diğerinin ise kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle faaliyetlerini yürüten kişi veya kuruluşların olduğu tüketici sözleşmeleri, dayanağı; TKHK md.5 ve md.84’tür.
Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik ek1’de belirtilen haksız şartlar sınırlı sayıda olmayıp, örnek niteliğindedir. Bunlardan birkaçı ise; sözleşmeyi düzenleyenin bir fiili veya ihmali nedeniyle, tüketicinin hayatını kaybetmesi, yaralanması veya maddi zarara uğraması halinde, sözleşmeyi düzenleyenin yasal sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan şartlar, sözleşmeyi düzenleyenin, sadece kendisi tarafından belirlenen koşullarda edimini ifa edeceği, buna karşılık tüketicinin her halde ifa ile yükümlü tutulduğu şartlar ve Yükümlülüklerini yerine getirmeyen tüketicinin, orantısız biçimde yüksek bir tazminat ödemesini gerektiren şartlardır.