Ticaret ve Şirketler Hukuku

Ticari Hükümler

Ticari hükümler, ticaret hayatında düzenin sağlanması ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde belirleyici rol oynayan kurallar bütünüdür.

Türk Ticaret Kanunu (TTK), ticari hükümleri genel hukuk kurallarıyla ilişkilendirerek, ticari iş ve işlemler için özel hükümler getirmiştir. 

Ticari Hükümlerin Uygulanma Sırası

Ticaret hukukunda, hangi hükümlerin ne zaman uygulanacağı konusunda belirli bir hiyerarşi vardır. Ticari hükümlerin uygulanma sırası, kanunda belirlenmiştir.

TTK’ya göre, bir ticari iş veya uyuşmazlık söz konusu olduğunda şu sıralama izlenir:

  • Emredici Kanun Hükümleri: Ticari işlerde ilk olarak uygulanması gereken kurallar, kanunun emredici hükümleridir. Bu hükümler, taraflar arasında aksinin kararlaştırılması mümkün olmayan, uyulması zorunlu kurallardır.
  • Taraflar Arasında Kararlaştırılan Hükümler: Kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde kararlaştırılan özel hükümler uygulanır. Taraflar, ticari işlerinde serbest iradeleriyle düzenlemeler yapabilirler; ancak bu düzenlemeler emredici hükümleri ihlal edemez.
  • Ticari Örf ve Adet: Sözleşmede hüküm bulunmayan veya taraflar arasında aksi kararlaştırılmamış olan durumlarda, ticari örf ve adet kuralları devreye girer. Ticari örf ve adet, ticaret hayatında yaygın olarak kabul gören ve kullanılan kurallardır.
  • Genel Hükümler: Yukarıdaki düzenlemelerin hiçbiri uygulanamıyorsa, genel hukuk kuralları devreye girer. Bu, Türk Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun gibi genel kanunların ticari işlerde uygulanması anlamına gelir.

Emredici Kanun Hükümleri

Emredici kanun hükümleri, ticari ilişkilerde uyulması zorunlu olan, tarafların iradesiyle değiştirilemeyen kurallardır. TTK, ticaret hayatında bazı düzenlemelerin kesinlikle değiştirilmemesini öngörür. Bu hükümler, ticari işlerde taraflar arasında eşitliği sağlamak, kamu düzenini korumak ve ticaret hayatının sağlıklı bir şekilde işlemesini temin etmek amacıyla getirilmiştir. Örneğin, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin görev ve sorumluluklarına ilişkin hükümler emredici niteliktedir. Taraflar, bu hükümler karşısında farklı bir düzenleme yapamazlar.

Ticaret hukukunda birçok alanda emredici hükümler yer alır. Bu hükümler, özellikle haksız rekabet, şirket yönetimi, ticaret unvanı ve ticari defterlerin tutulması gibi konularda büyük önem taşır. Taraflar, emredici hükümler karşısında aksi bir düzenleme yaparsa, bu hükümler geçersiz sayılır.

Emredici Kanun Hükümleri

Emredici Hükümlere Aykırı Olmayan Sözleşme Hükümleri

Taraflar, ticari ilişkilerinde serbest iradeleri doğrultusunda sözleşmeler düzenleyebilirler. Ancak bu sözleşmelerin, emredici kanun hükümlerine aykırı olmaması gerekir.

Ticari sözleşmeler, ticaret hukukunun düzenleyici hükümleri doğrultusunda hazırlanır. Eğer kanun, belirli bir konuda tarafların serbestçe düzenleme yapmasına izin veriyorsa, bu konuda taraflar diledikleri gibi sözleşme yapabilirler.

Örneğin, faiz oranlarının belirlenmesi konusunda taraflar serbesttir. Ancak, TTK’da ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da belirlenen sınırların aşılması durumunda, bu sözleşme hükümleri geçersiz sayılır. Emredici hükümlere aykırı olmayan sözleşme hükümleri, ticaret hukukunda taraflar arasında uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynar.

Ticari Örf ve Adet

Ticari örf ve adet, ticaret hayatında uzun süredir yaygın olarak uygulanan ve taraflar arasında genel kabul görmüş kurallardır. TTK, ticari örf ve adet hükümlerine büyük önem vermiştir. Kanuna göre, taraflar arasında bir sözleşmede hüküm bulunmuyorsa ve ticaret işlerinde yaygın olarak bilinen bir örf ve adet varsa, bu kurallar uygulanır.

Ticari örf ve adet, ticaretin hızlı ve etkin bir şekilde yürümesini sağlar. Ticari ilişkilerde yazılı sözleşme yapılmamış olsa bile, taraflar arasında örf ve adet kuralları geçerli kabul edilir. Örneğin, bir malın teslim süresi veya ödeme şekli konusunda örf ve adetler devreye girer. Bu kurallar, ticaretin dinamik yapısına uygun olarak gelişmiş ve şekillenmiştir.

Genel Hükümler

Ticaret Kanunu, ticari işlerde öncelikli olarak uygulanması gereken hükümleri sıraladıktan sonra, bu kuralların yetersiz kaldığı durumlarda genel hükümlerin devreye gireceğini belirtir. Genel hükümler, ticaret dışındaki tüm hukuki ilişkilerde uygulanan Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun gibi genel kuralları ifade eder. Ticaret hukukunda bir boşluk oluştuğunda, bu boşluk genel hukuk kurallarıyla doldurulur.

Örneğin, ticari işlerde taraflar arasında bir borç ilişkisinde ticari hüküm bulunmadığında, Türk Borçlar Kanunu devreye girer. Ticari bir uyuşmazlıkta, genel hükümlerin uygulanması ticari hayatta da adaleti sağlamaya hizmet eder.

Genel Hükümler

Ticari Hüküm Olmaya Bağlanan Bazı Sonuçlar

Bir işin ticari hükümlere tabi olması, taraflar arasında farklı sonuçlar doğurur. Örneğin, ticari işlerde zamanaşımı süreleri adi işlere göre daha kısa olabilir. Ayrıca, ticari hükümler gereği, tacirler arasında yapılan işlemlerde basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü bulunmaktadır (TTK m. 18). Bu, tacirlerin ticari işlerde daha dikkatli ve özenli olmalarını gerektirir.

Ticari işlerde faiz uygulamaları da ticari hükümlere göre şekillenir. Ticari işlemlerde genellikle daha yüksek faiz oranları uygulanabilir. Ayrıca, ticari borç ilişkilerinde müteselsil borçluluk ilkesi geçerlidir; bu da borçluların her birinin borcun tamamından sorumlu olacağı anlamına gelir.

En Yüksek Sınırı Aşan İşlemler

Ticari işlerde bazı konular, yasalarla belirlenmiş sınırların dışına çıkılmasına izin vermemektedir. Örneğin, faiz oranları konusunda tarafların serbest iradesi geçerli olmakla birlikte, kanunla belirlenen üst sınırların aşılması mümkün değildir.

Eğer bir sözleşmede, yasal sınırların üzerinde bir faiz oranı belirlenmişse, bu oran geçersiz sayılır ve yasal sınırdaki oran uygulanır. TTK ve diğer ilgili mevzuatlar, ticari işlemlerde üst sınırların aşılmasını önleyerek, ticari ilişkilerin dengeli ve adil olmasını sağlamaya çalışır.

Zamanaşımı

Ticari işlerde zamanaşımı süreleri, adi işlere göre daha kısadır.TTK m.5 gereğince “Ticari hükümler koyan kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine düzenleme yoksa, sözleşme ile değiştirilemez.” 

Bazı ticari işlerde bu süre değişiklik arz edebilir. Zamanaşımı süresi, taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan hakların belirli bir süre içerisinde talep edilmesi gerektiğini ifade eder. Zamanaşımına uğrayan alacaklar, artık hukuken talep edilemez hale gelir.

Sonuç

Sonuç olarak, ticari hükümler, ticaret hayatının düzenli bir şekilde işlemesini sağlamak ve taraflar arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla getirilmiştir.

Emredici hükümler, ticari örf ve adetler ve genel hükümler, ticari işlerde uygulanacak kuralların temelini oluşturur. Ticaretin dinamik yapısına uygun olarak bu kuralların doğru şekilde uygulanması, ticari ilişkilerin sağlıklı bir zeminde yürümesine katkıda bulunur.

Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu