İçtihatlar

Suçun Ne Zaman İşlendiği Belirlenememesi

Suçun ne zaman işlendiği belirlenememişse “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince gündüz vakti işlendiği kabul edilmelidir.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi Esas: 2020/5344, Karar: 2020/5838, K. Tarihi: 18.06.2020

Ceza Muhakemesi Hukuku’nun ana hedefi maddi gerçeğe ulaşmaktır ve bu nedenle sanığın suçunu ispat etmek için kesin ve somut delillere dayanılması gerekmektedir. Bu amaca ulaşmak için çeşitli evrensel ilkeler kullanılmaktadır ve en önemlilerinden biri de “Şüpheden Sanık Yararlanır” ilkesidir. Bu ilke, ceza muhakemesinde bir hususun aydınlatılması için gerekli delillerin bulunmadığı durumlarda, ortaya çıkan şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğini belirtir. Bu ilke, masumiyet karinesinin bir uzantısıdır ve bir kişinin suçlu olduğuna dair kesin karar verilmeden önce masum olduğunu kabul eder.

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi, çeşitli uygulama alanları bulur. Örneğin, suçun işlendiğine dair kesin deliller olmadığında veya suçun niteliği hakkında şüpheler varsa bu ilke devreye girer. Ancak, hukuksal konularda kesin yorumun bulunmadığı durumlarda bu ilke uygulanamaz. Bu ilkenin yansımaları pozitif hukukta da görülmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve Ceza Muhakemesi Kanunu gibi yasal belgelerde bu ilkeye atıfta bulunulmuştur.

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi, yargılamanın tamamlanmış olduğu ve delillerin serbestçe değerlendirildiği aşamada uygulanabilir. Delillerin incelenmesi sonucunda suçluluğun net olarak ortaya konulamadığı durumlarda bu ilke devreye girer.

Cumhuriyet Savcısı, soruşturma aşamasında şüpheden sanık yararlanır ilkesini gözetmemelidir. Çünkü soruşturma aşamasında, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması halinde iddianame düzenlenir ve yargılama süreci başlar.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2011/27923 Esas, 2012/2008 Karar sayılı ve 02.02.2012 tarihli ilamında; suçun ne zaman işlendiği belirlenememişse “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince gündüz vakti işlendiği kabul edilmesi gerektiği içtihat edilmiştir.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi Esas: 2020/5344, Karar: 2020/5838, K. Tarihi: 18.06.2020

KANUN YARARINA BOZMA

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık …’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 143. maddeleri uyarınca 2 yıl 8 ay hapis (iki kez) cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2008 tarihli ve 2004/494 esas, 2008/987 kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın 31/12/2019 gün ve 94660652-105-34-20548-2019-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08/01/2020 gün ve 2020/2527 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderildiği,

MEZKUR İHBARNAMEDE;

Dosya kapsamına göre, sanığın mağdurlar … ve …’e karşı işlemiş olduğu hırsızlık suçunda; eylemin, hangi zaman diliminde gerçekleştiğinin belli olmaması nedeniyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği, gündüz işlendiğinin kabulü gerektiğinin gözetilmeyerek, sanık hakkında belirlenen temel cezadan, 5237 sayılı TCK’nın 143/1. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ;

Somut olayda, sanık …’ün mağdurlar … ve …’e karşı işlemiş olduğu hırsızlık suçunda; eylemin hangi zaman diliminde gerçekleştiğinin belli olmaması nedeniyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği gündüz işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden, koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerde 5237 sayılı Kanun’un 143. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini nedeniyle kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmüş olduğundan KABULÜ ile hırsızlık suçlarından sanık … hakkında mağdurlar … ve …’e yönelik eylemlerine dair İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2008 tarihli ve 2004/494 esas, 2008/987 karar sayılı hükümlerinin 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma uygulamaya yönelik olduğundan aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi gereğince, hırsızlık suçları ile ilgili hüküm fıkralarından 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafın çıkartılmasına, sonuç cezaların 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesine, hükmümlerin diğer bölümlerinin aynen korunmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 18/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu