Şahsi Cezasızlık Sebepleri
Ceza hukukunda genel ilke, suçun işlendiği her durumda failin cezalandırılmasıdır. Ancak bazı özel durumlar, failin şahsına özgü gerekçelerle ceza sorumluluğundan muaf tutulmasını gerekli kılar. Bu gibi durumlar, şahsi cezasızlık sebepleri olarak adlandırılır.
Şahsi cezasızlıkta:
- Suçun oluşumu engellenmez. Fiil hukuka aykırıdır ve kusur unsurları mevcuttur.
- Yalnızca ceza yaptırımı ortadan kalkar.
- Bu sebeplerin dayanağı genellikle kamu yararı, sosyal barış, aile birliğinin korunması gibi toplumsal değerlere dayanır.
Şahsi Cezasızlık Sebebi ile Hukuka Uygunluk Sebebi Arasındaki Fark
Hukuka uygunluk sebepleri (örneğin meşru savunma), suçun hukuka aykırılığını tamamen ortadan kaldırır.
Şahsi cezasızlık sebepleri ise hukuka aykırılığı kaldırmaz, sadece belirli kişilere ceza verilmesini engeller.
Şahsi Cezasızlık Sebebinin Temel Özellikleri
- Sadece failin şahsına özgüdür.
- Objektif değil, subjektif niteliktedir.
- İştirak halinde suçu işleyen diğer faillerin sorumluluğunu etkilemez.
Şahsi Cezasızlık Sebepleri Nelerdir?
Şahsi cezasızlık sebepleri çeşitli kanunlarda açıkça düzenlenmiştir. Bunlardan başlıcaları şunlardır:
Yakınlık (Akrabalık) İlişkisi Nedeniyle Cezasızlık
Türk Ceza Kanunu m.167’de düzenlenmiştir.
- Hırsızlık, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık gibi malvarlığına karşı suçlar bakımından geçerlidir.
- Fail ile mağdur arasında aşağıdaki ilişkiler bulunuyorsa ceza verilmez:
- Üstsoy, altsoy, eş, kardeş
- Aynı çatı altında yaşayan akrabalar
Şiddet kullanılarak işlenen suçlarda (yağma gibi) bu cezasızlık sebebi uygulanmaz.
Etkin Pişmanlık
Suç tamamlandıktan sonra failin zararı gidermesi veya suça iştirak edenleri ifşa etmesi, devletin zarara uğramasının önlenmesi veya suç örgütlerinin çözülmesi amaçlanır.
- Tam cezasızlık: Bazı durumlarda ceza tamamen ortadan kalkar.
- Cezada indirim: Bazı suç tiplerinde ceza indirimi ile sonuçlanır.
Örnek: Bir örgüt üyesinin pişmanlık göstererek örgütü ifşa etmesi.
Suçun İştirak Halinde İşlenmesi ve İtiraf
Özellikle örgütlü suçlar bakımından önemlidir.
- Bir suç örgütüne dahil olup daha sonra pişmanlık gösteren kişi, diğer üyelerin bilgilerini vermek suretiyle şahsi cezasızlıktan yararlanabilir.
Örnek: Bir mafya örgütü üyesinin kolluk güçlerine bilgi vererek diğer üyelerin yakalanmasını sağlaması.
Özel Şartlar:
- İtirafın samimi olması,
- Etkin sonuç doğurması (örgütün çözülmesi, suçların engellenmesi gibi).
Bildirim Yükümlülüğünün İstisnası (Akrabalık Nedeniyle)
Yakın akrabalar suçu yetkililere bildirmemekle suçlanamazlar. Anne, baba, kardeş gibi yakınlar. (CMK m.45, 46)
Örnek: Kız kardeşinin işlediği suçu yetkililere bildirmeyen kişi hakkında cezai sorumluluk doğmaz.
Mağdurun Rızası
Bazı suçlarda mağdurun rızası, şahsi cezasızlık sebebi oluşturabilir.
Örnek: Basit yaralama suçunda mağdurun şikayetinden vazgeçmesi.
Ancak mağdurun rızası suçun oluşumunu baştan engelliyorsa (örneğin adi hakaretlerde), bu durum doğrudan suçun unsurlarının yokluğu anlamına gelir ve şahsi cezasızlıktan farklıdır.
Şahsi Cezasızlık Sebeplerinin Sonuçları Nelerdir?
Şahsi cezasızlık sebeplerinin hukuki sonuçları şu şekilde özetlenebilir:
- Cezasızlık: Fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.
- Yalnızca Şahsi Etki: Bu sebepler yalnızca ilgili kişi bakımından geçerlidir. Suça iştirak eden diğer failler açısından uygulanmaz.
- Sivil Sorumluluğun Devamı: Failin ceza almaması, hukuk düzeninde doğan özel hukuk sorumluluğunu (örneğin tazminat) ortadan kaldırmaz.
- İştirak Ayrımı: Şahsi cezasızlık, iştirak hükümlerinde ayrım yapılmasına yol açar. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, diğer faillerin cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir.
Örnek: Bir kardeş diğer kardeşinin parasını çaldığında cezalandırılmazken, ona yardım eden bir arkadaş cezalandırılır.
Şahsi cezasızlık sebepleri, ceza hukukunun temel prensiplerine istisna oluşturan önemli müesseselerdendir. Toplumsal barışın korunması, aile yapısının desteklenmesi veya suçla mücadelede etkinliğin sağlanması gibi yüksek değerler doğrultusunda, failin ceza almaması sağlanır.
Bu sebeplerin dar yorumlanması esastır. Zira cezadan bağışıklık istisnai bir durumdur. Mahkemeler, şahsi cezasızlık sebeplerini somut olaya özgü olarak titizlikle değerlendirerek hem hukuki güvenliği hem de adaleti tesis etmelidir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Şevval Asude DOĞAN