Genel Hukuki Bilgiler

Oturma (Sükna) Hakkı Nedir?

Oturma (sükna) hakkı, kişiye oturmaya elverişli bir binanın tamamından ya da binanın bölümünden konut şeklinde yararlanma yetkisi veren bir haktır. Oturma hakkı, TMK m. 823-825 arasında düzenlenmiştir.

Oturma hakkı sözleşmeyle, tek taraflı hukuki işlemle ve mahkeme kararıyla olmak üzere üç farklı şekilde kurulabilir.

Oturma Hakkının Devredilmesi ve Mirası

Oturma Hakkının Devredilmesi ve Mirası

Oturma hakkının devredilebilmesi veya mirasçılara geçmesi söz konusu olmaz.

Bu husus TMK m.823’ de “Oturma hakkı, başkasına devredilemez ve mirasçılara geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir.

Oturma Hakkı Kullanan Kişilerin Sorumlulukları

Oturma hakkı kullanan kişilerin sorumluluğu, oturma hakkını kullanan kişinin binanın tamamını ya da bir bölümünü malik ile birlikte kullanıp kullanmamasına göre değişiklik göstermektedir.

Oturma hakkının kişiye binanın tamamından ya da bir bölümünün tamamından yararlanma yetkisi verdiği durumda binanın tamamının ya da bir bölümünün bakımı için gereken onarım ve yenileme giderleri oturma hakkını kullanan kişinin sorumluluğundadır.

Ancak oturma hakkı sahibi bina veya onun bir bölümünü malik ile birlikte kullanıyorsa, bakım ve onarım giderleri malike ait olur.

Oturma Hakkının Sona Ermesi

Oturma hakkının sona ermesi yedi farklı yolla gerçekleşir:

  • Oturma hakkının konusu şeyin yok olması,
  • Oturma hakkının sona ermesi,
  • Kamulaştırma, 
  • Mahkeme kararı,
  • Cebri icra yoluyla satış,
  • Oturma hakkı sahibi olan kişinin ölümü,
  • Rızai terkindir.

Gayrimenkul Sahipleri ve Oturma Hakkı Sahipleri Arasındaki İlişki

Gayrimenkul Sahipleri ve Oturma Hakkı Sahipleri Arasındaki İlişki

Gayrimenkul sahipleri ve oturma hakkı sahipleri arasındaki ilişki kira ilişkisinden farklıdır. Dolayısıyla oturma hakkı ilişkisinde gayrimenkul sahibi ile oturma hakkı sahibi arasında ev sahibi kiracı ilişkisi bulunmaz.

Oturma hakkı ayni bir hak iken kira şahsi bir haktır. Oturma hakkı hak sahibine yalnızca oturma hakkı vermektedir. Ancak kira hakkında hak sahibi malik ile anlaştığı takdirde üzerinde sözleşme kurdukları taşınır veya taşınmazı başka amaçlar için de kullanabilmektedir.

Oturma Hakkı ile İlgili Önemli Yargı Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Esas: 2015/12176, Karar: 2016/1702, K. Tarihi: 11.02.2016

“Dava, miras payına mahsuben mülkiyet hakkı verilmesi, mümkün olmadığı takdirde oturma hakkı verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı sağ eş, diğer mirasçılar aleyhine açtığı dava ile tereke malları arasında bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde miras hakkına mahsuben kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını istemiştir.
Davalılar, davacının taşınmazı tek başına kullandığını, davalıların tasarrufuna engel olduğunu, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise terekede davaya konu taşınmaz dışında başka bir taşınmaz bulunmadığı gözönüne alınarak özgülemenin davacı tarafça bedel eklenmek suretiyle ve davalıları mağdur etmeyecek şekilde yapılmasını talep etmişlerdir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu kabul edilerek sağ kalan eş sıfatıyla davacı lehine miras hakkına mahsuben davacının yaşam süresince oturma hakkı tanınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir…” hükmünü içermektedir.
Medeni Kanunumuz bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları bu eşyalar ile ilgili olarak sağ kalan eşe, mal rejimi hükümleri dışında mirastan ayrı bir takım haklar tanımıştır. Mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşe tereke malları arasında bulunan aile konutu ve ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkı, eğer haklı nedenler varsa mülkiyet yerine oturma veya intifa hakkını isteme olanağı getirmiştir.
Bu madde gereğince, eşin miras hakkına mahsuben aile konutunun kendisine özgülenmesini talep etmesinde, öncelikle mülkiyet hakkı talebinin değerlendirilmesi gereklidir. İntifa hakkı tanınmak suretiyle özgüleme için haklı sebeplerin varlığını aramak gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece, davacının öncelikli talebi aile konutunun mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgülenmesi olmasına rağmen ikinci kademedeki talep olan intifa hakkı tanınması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın talep halinde yatırana iadesine, 11.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.”

Sükna Hakkının Hukuki Sonuçları

Sükna hakkının sonuçlarına göre sükna hakkından yararlanan kişi hakkın şahsına özgülendiği ayrıca belirtilmediği takdirde bina ya da binanın bir bölümünde ailesi ve ev halkı ile beraber oturma hakkı kazanır. Ayrıca oturma hakkına sahip olan kimse, ortaklaşa kullanmaya özgülenen yerlerden de yararlanabilme hakkına sahip olur.

Av. Ahmet EKİN & Duygu Maide Karataş

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu