İçtihatlar

Meskeniyet İddiası Nedir?

Borçlunun serbest iradesiyle kurduğu ipotekler meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi         

Esas: 2019/662  Karar: 2020/578, K. Tarihi: 21.01.2020

İpotek edilen taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunulması, borçlunun ipotek verdiği evinin haline münasip olduğunu ve haczedilemeyeceğini savunmasıdır. Meskeniyet iddiasında bulunabilmenin şartları şunlardır:

  • Borçlunun evinin haline münasip olması, yani sosyal ve ekonomik durumuna uygun olması
  • Borçlunun evinin tek konut olması, yani başka bir evinin bulunmaması
  • Borçlunun evinde oturması veya oturmasına engel bir durumun bulunmaması

Meskeniyet iddiası ile ilgili dava, icra hukuk mahkemesine başvurularak açılır.7 günlük hak düşürücü süre vardır. Mahkeme, borçlunun iddiasını yerinde görürse ev üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verir.

Eğer borçlunun iddiası yerinde değilse, mahkeme evin satışına karar verip borçluya haline münasip ev alması için gerekli olan bir miktarın verilmesine karar verebilir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan meskeniyet iddiasında bulunabilmesi için ipoteğin zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir.

Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler ise meskeniyet iddiasını engeller. Ancak haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunabilir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/662 Esas, 2020/578 Karar sayılı ve 21.01.2020 tarihli ilamında; borçlunun serbest iradesiyle kurduğu ipotekler meskeniyet iddiasında bulunmasını engellediği içtihat edilmiştir.

 Yargıtay 12. Hukuk Dairesi         

Esas: 2019/662 Karar: 2020/578, K. Tarihi: 21.01.2020

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, karara karşı alacaklı tarafından temyiz isteminde bulunulduğu görülmüştür.
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Somut olayda, dosyada mevcut ipotek akit tablosunda ipoteğin genel kredi sözleşmesine istinaden konulduğu dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olmayıp, mahkemece haciz tarihi itibariyle ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek ve ödenmiş ise meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği, ödenmemiş ise meskeniyet iddiasına engel olacağı değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince bir karar verilmek üzere Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu