Kıymetli Evrakin Zıyaı ve İptali
Kıymetli evrakın kaybı, çalınması, okunamaz şekilde yıpranması, yırtılması vb. gibi durumlarda, senedin kıymetli evrak niteliği ve dolayısıyla bunda doğmuş olan hak da sona ermezse de, ileri sürülmesi olanaksız olur. Nitekim hak ile senet özdeşleşmiştir.
Kıymetli evrakın içerdiği hakkın borçludan talep edilebilmesi için, senedin ibrazı ve borçluya teslimi gerekir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 651. – 653. maddelerinde, kıymetli evrakın zıyaı ve iptali hususları genel hükümlere bağlanmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 651. maddesine göre;
“(1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.
(2) Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir”
Senet hakkında mahkemeden iptali kararını alan hak sahibinin nasıl ve ne şekilde hareket edebileceği de Türk Ticaret Kanunu’nun 652. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
“(1) İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir.
(2) Bunun dışında iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın çeşitli türlerine ilişkin özel hükümler uygulanır.”
Buna göre, mahkemeden iptal kararını alan hak sahibi iki şekilde hareket edebilir. İsterse hakkını senetsiz olarak ileri sürebilir; isterse duruma göre borçludan yeni bir senet düzenlemesini isteyebilir. Yeni senet düzenlenmesi, ancak iptal edilen senedin vadesinin henüz gelmediği ve hak sahibinin senedi devretmek istemesi olasılığında söz konusu olur.
İptal Davasının Şartları Nelerdir?
İptal davasının şartları aşağıda sayılmıştır:
Senedin Zayi Olması
İptal davasının ilk şartı, senedin zayi olmuş olmasıdır. Zayi edilmiş olma, senetteki hakka değil, bizzat senede ilişkindir.
Senedin zayi olması demek, senedin hak sahibinin isteği dışında elden çıkması veya maddi olarak senedin mevcut olmaması nedeniyle ibrazı mümkün olmamasıdır.
Senedin zayi olması nedeniyle hasımsız olarak açılan iptal davasında, davacının mahkemeye senedin maddi varlığını ispat etmesi değil, senedin varlığıyla ilgili olumlu kanaat verecek kadar delil sunması yeterli olmalıdır.
Senette Yer Alan Hakkın Halen Mevcut Olması
İptal davasını açan kimsenin, senetteki hakkının ortadan kalkmamış olması gerekir.
Eğer hak bir ödeme ile ortadan kalkmışsa, artık senedin iptaline gerek kalmaz. Aynı şekilde söz konusu hak, senedin yitirilmesinden önce doğmamışsa ve senedin kaybından sonra da doğma imkanı kalmamışsa sonuç aynıdır. Bu durumlarda senedin iptalinin dava edilmesi mümkün değildir.
Senette yer alan hakkın zamanaşımına uğraması veya borçlu tarafından dava konusu yapılmazı, senedin iptali için bir engel teşkil etmez.
İptal Talep Edenin Hak Sahibi Olması
Kıymetli evrakın yitirilmesi nedeniyle iptalinin dava edilebilmesi için, davacının senedin kaybolduğu veya bunun öğrenildiği anda senetteki hakkın alacaklısı sıfatını taşıması gerekir.
Bu durum TTK m. 651/2’de, “kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyan ortaya çıktığı anda senet üzerindeki hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Senet Zilyetliğinin Yeniden İktisabının Mümkün Olmaması
Kıymetli evrakın zayi sebebiyle iptali, alacaklı lehine düşünülmüş ve öngörülmüş yasal bir kolaylıktır. Bu nedenle, senedin yitirilmesinin geçici değil, devamlı olması gerekir. Aksi halde devamlı olarak elden çıktığının kabul edilmeyen hallerde iptal davasının açılması mümkün değildir.
Senedin Kanunen İptali Mümkün Bir Senet Olması
Türk Ticaret Kanunu’nda sadece kıymetli evrakın iptalinin dava edilebileceği öngörülmüştür. Bu nedenle, iptali dava edilen senedin bir kıymetli evrak olması gerekir.
Buna göre, adi borç senetleri ile limited şirketlerin çıkardıkları pay senetleri ve kooperatiflerdeki ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmadığından, TTK’daki hükümlere göre iptali istenemez.
Zayi nedeniyle iptali dava edilen kıymetli evrakın, senet tipi ve türüne göre kanunen öngörülen zorunlu unsurları içermesi gerekir. Zorunlu unsurlardan birinin senette yer almaması halinde, geçerli bir senetten bahsedilemeyeceği için, kıymetli evrakın da zayi nedeniyle iptalinin dava edilmesi mümkün değildir.
Hamile Yazılı Senetlerin Zıyaı ve İptali
Hamile yazılı senetlerin iptali Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre;
“ (1) Pay senetleri, tahviller, intifa senetleri, münferit kuponlar hariç olmak üzere, kupon belgeleri, esas kupon belgelerinin yenilenmesine yarayan talonlar gibi hamile yazılı senetlerin iptaline hak sahibinin istemi üzerine mahkemece karar verilir.
(2) Yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri veya pay senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir.
(3) Dilekçe sahibinin senedin zilyedi bulunduğu ve onu zayi ettiği yolundaki iddialarının mahkemece inandırıcı bulunması gerekir.
(4) Bir senet kupon tablosu veya talon içeriyorsa ve hamil yalnız kupon tablosunu veya talonunu kaybetmişse, istemin haklı olduğunun ispatı için senedin esas bölümünün ibrazı yeterlidir.”
Hamile Yazılı Senetlerin İptalinde Usul
Hamile yazılı senedi yitiren hak sahibi hamil, yetkili mahkemeye başvurarak;
- Ödemenin yasaklanmasını,
- Senedin iptalini talep eder.
Ödeme yasağına önleyici tedbirler denilmektedir ve ancak dilekçe sahibinin istemi üzerinde mahkemece karara bağlanır.
Ödemenin yasaklanması ve senedin iptalinde yetkili mahkeme, senet borçlusunun yerleşim yerinin bulunduğu yer; pay senetlerinde, anonim şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir.
Görevli mahkeme ise, artık dava olunan şeyin değeri dikkate alınmaksızın asliye mahkemeleridir.
Mahkeme hamline yazılı senedi elinde bulunduran veya belli olamayan kişiyi ilan yoluyla senedi belli bir süre içerisinde ibraz etmeye davet eder ve bu süre içinde senet ibraz edilmediği takdirde, senedin iptaline karar vereceğini ihtar eder. İbraz süresi en az 6 aydır ve emredici niteliktedir.
Senedin ibrazı halinde, mahkeme dilekçe sahibinin senedin iadesi hususunda senedi mahkemeye ibraz eden hamile karşı dava açması için belli bir süre verir.
Senet ibraz edilmezse, mahkeme senedin iptaline ve gerek görürse başka tedbirlerin alınmasına karar verir.
Nama Yazılı Senetlerin İptali
Nama yazılı senetlerin devri için ciro veya bir temlikname ile senedin teslim edilmesi gereklidir. Bu nedenle senet borçlusu, borcunu öderken, hamile veya emre yazılı senetlere nazaran daha fazla araştırma yükümü altındadır.
Genel olarak nama yazılı senetlerin iptali, hamile yazılı senetlerin iptal hükümlerine tabidir; ancak bu hususta özel hükümler saklıdır.
TTK m.657 hükmü, genel kural ile birlikte, bunun istisnalarını da belirtmiştir. Birinci istisna, nama yazılı senetlerin iptali ile ilgili olarak yasanın saklı tuttuğu hükümlerdir. İkincisi ise, yitirilen nama yazılı senedin iptaline ilişkin prosedürün basitleştirilmesi veya özel bir iptal kabulü hususunda borçluya tanınan imkandır.
Kanunun Saklı Tuttuğu Hükümler Nelerdir?
Kanunen emre yazılı senet sayılan kambiyo senetlerine olumsuz emre yazılı kaydı konulmak suretiyle nama yazılı senet haline getirilse bile, bunların iptali için poliçe hükümlerine yollama yapıldığından ve poliçenin iptalinde de, senedin emre veya nama yazılı olmasına göre bir ayrım yapılmadığından, bu durumda TTK m.557 vd. Hükümleri uygulanır.
Nama yazılı olan ipotekli borç senedi ve irat senedinin iptali de, kendine özgü bür usule tabi olduğundan, TTK m. 657 hükmünün uygulama alanı yoktur.
Borçluya Tanınan İmkanlar
Kanunikinci istisnayı, nama yazılı senedin borçlusuna bazı imkanlar tanıyarak öngörmüştür.
Senet borçlusunun sahip olduğu iki imkan şunlardır:
- Daha basit bir iptal usulüne senette öngörülebilir.
- Senet ibraz veya iptal edilmeden alacaklı tarafından kendisine verilecek bir belge ile senet bedelini ödemek hakkını saklı tutabilir.
Emre Yazılı Senetlerin İptali
Türk Ticaret Kanunu’nun 831. maddesinde, cirosu mümkün diğer senetlere, poliçelerin iptali ve poliçeyi elinde bulunduranların onu iade ile yükümlü olmaları hallerine ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmektedir.
Emre tazılı senetler hakkındaki iptal hükümleri, sadece emre yazılı senetlere değil, tüm ticareti senetlerin iptali hakkında da geçerlidir.
Emre Yazılı Senetlerin İptalinde Usul
İradesi dışında senet elinden çıkan kimsenin ilk olarak mahkemeye başvurup, senedin ödenmesini yasaklama hususunda mahkemeden bir karar alınmasını sağlaması gerekir. Bu konudaki yetkili mahkeme, ödeme yeri mahkemesidir.
Emre yazılı bir senedin kaybı nedeniyle iptalinin dava edilebilmesi için, istemde bulunan kimsenin, senedin zıyaı ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olması gerekir.
İade davasının açılabilmesi için, davanın tevcih edilebileceği bir kişi bulunmalıdır. Buna göre, senet zilyedinin bilinmesi gerekir. Senet zilyedinin bilinmesi halinde, mahkeme, dilekçe sahibine, senet elinde bulunan kimseye karşı bir istirdat davası açması için uygun bir süre tanır. Bu süre içinde dava açılmazsa, muhatap hakkındaki ödeme yasağı kaldırılır.
Senedin kimin elinde olduğu bilinmiyorsa dilekçe sahibi, öncelikle mahkemeden önleyici tedbirlerin alınmasını talep eder. Daha sonra da iptal davası açar. İptal davası hasımsız olarak açılır ve mahkemece verilen karar kesin hüküm niteliğinde değildir. Dolayısıyla davacının mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunması yeterlidir.
Mahkeme, dilekçe sahibinin senet elinde iken zıyaa uğradığına ilişkin olarak verilen izahların doğruluğunu kuvvetle muhtemel görürse;
- Senedin en az üç ay ve en çok bir yıl arasında tespit edilecek süre içinde ibraz edilmesini,
- Aksi halde senedin iptal edileceğini üç defa ilan eder.
Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN