Ceza Hukuku

Kast Nedir? Unsurları Nelerdir?

Kast, suç tipindeki objektif unsurların bilinmesi ve istenmesidir.

TCK 21. madde de bir suçun gerçekleşmesi bakımından esas manevi unsuru “kast” olarak belirlemiş, ardından kast ve olası kast kavramlarının tanımını yapmış, ayrıca kastlı suçların olası kastla işlenmesi halinde cezanın indirileceğine dair hüküm vazetmiştir.

 Madde 21

(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.

(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

Kastın Unsurları Nelerdir?

Kast, ceza hukukunda önemli bir kavram olup suçun işlenmesindeki özel zihinsel durumu ifade eder.

Kastın unsurları arasında bilme unsurunun, failin eylemi gerçekleştirirken maddi unsurları öngörmesi ve isteme unsurunun, bu maddi unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi bulunmaktadır. Bu unsurlar, kastın doğrudan kast ve olası kast olarak iki temel alt kategorisini oluşturur, hukuki sorumluluğun tesisinde önemli bir rol oynar.

Kastın Bilme Unsuru

Suç failinin kasten hareket etmiş sayılabilmesi için, kanuni tanımda belirtilen maddi unsurları öngörmüş olması, yani onları bilmiş olması gerekmektedir. Örneğin, elde ettiği malın başkasına ait olduğunu ya da taşınabilir bir mal olduğunu bilmeyen failde kast bulunmamaktadır.

Fail, dış dünyadan algıladığı şeyleri (insan, hayvan, cisim vs.) bilecektir. Örneğin, şeker verdiğini zannederek zehir veren kimse kasten hareket etmemiştir. Ancak bu durumda taksirli sorumluluk saklıdır.

Bir suçun niteliğinin değişmesine, yani başka bir suça dönüşmesine (örneğin, hırsızlığın yağmaya dönüşmesine) fail tarafından bilinmesi gerekir.

Suçun nitelikli unsurlarının da fail tarafından bilinmesi gerekmektedir. Fail, hareket ile netice arasındaki nedensellik ilişkisini bilmelidir. Örneğin, bir bardak suyun ölüme yol açacağını bilmeyen bir kişinin, ameliyatlı hastaya su vermesi ve onun ölümüne neden olması durumunda, nedensellik bağlantısı üzerindeki bu bilgisizliği kastı ortadan kaldırır.

Daha az cezayı gerektiren fiili veya şahsi sebeplerin failce bilinmesine gerek yoktur. Varlıkları halinde fail bunlardan yararlanır.

Hukuka özel aykırılık halleri dışında, kastın bilme unsuru içerisinde hukuka aykırılık şuurunun aranması yerinde değildir. Kişi, haksızlık teşkil ettiğini bilmese dahi, bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği fiilde kastın varlığını kabul etmek gerekir.

Ceza normunda yer almakla birlikte suçun unsurları dışında kalan objektif cezalandırılabilme koşullarının bilinip bilinmemesi kastın varlığı açısından önem arz etmez. Örneğin, hileli veya taksirli iflas suçlarından failin cezalandırılabilmesi için “iflasa karar verilmiş olması” şartına yer verilmiştir.

Kastın Bilme Unsuru

Kastın İsteme Unsuru

Kasıtlı bir davranışın varlığı için bilmek ve istemek aranır. Bu iki unsur, taksirli suçlarla kasıtlı suçlar arasındaki farklılığa ilişkin bir ölçüt sağlar.

Taksirli suçlarda fail ya tipiklikteki unsurların gerçekleşeceğini bilemez (bilinçsiz taksir) ya da hesaba katar ancak istemez (bilinçli taksir).

İrade unsuru olarak da adlandırılan kastın isteme unsuru, failin iradesinin suçun kanuni tanımında belirtilen maddi unsurlara yönelmesidir. Bu unsurun kapsamı bakımından çeşitli olasılıklar ortaya çıkmaktadır:

Doğrudan Kast Nedir?

Doğrudan kastta fail, yalnız belirli bir neticeyi elde etmek ister; bu netice onun için bir hedeftir. Kanuni tanımda belirtilen maddi unsurların fail tarafından istenmesi, yani iradenin düşünülen, öngörülen ve dolayısıyla bilinen bir sonucu gerçekleştirmek için kullanılması söz konusudur. Örneğin, (A)’yı yaralamak için taş atan (B), (A)’ya karşı kasten yaralama suçunu doğrudan kastla işlemiştir.

Failin gerçekleştirmeyi istediği neticeye zorunlu olarak bağlı bulunan neticeleri öngördüğü hallerde kastı bu neticeler bakımından da doğrudan kasttır. Failin gerçekleştirmek istediği neticeye bağlı ve ondan ayrılması mümkün olmayan tali neticeler çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir: örneğin, vitrinin arkasındaki tezgâhtarı vurmak isteyenin vitrin camını kırmak zorunda oluşu; örneğin, hasmını öldürmek için yolcu otobüsüne bomba koyan fail, bundan diğer yolcuların da doğal olarak zarar göreceğini bilir, ancak bu neticeler onun bakımından önemli değildir.

Zorunlu olarak ortaya çıkan bu neticeler fail tarafından bilinmesine rağmen, onun maksadına dahil değildir. Ancak bunların gerçekleştirilmesi istenen neticeden ayrılmaları mümkün olmadığından, fail gerçekleşen bu neticelerden de doğrudan kastı sebebiyle sorumludur. Örneğin, yukarıda da belirtildiği gibi, sigorta parası almak için batırmak istediği gemiye patlayıcı madde dolu fıçı yerleştiren fail, mürettebatın ölmesini arzu etmese dahi göze alır. Zorunlu bu yan neticeler bakımından da kastı doğrudan kasttır.

Olası Kast Nedir?

Failin suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, hareketine devam etmesi ve fiilinin olası sonuçlarını kabullenmesi halinde olası kasttan bahsedilir. Diğer bir ifadeyle hareketinin belli bir neticeyi meydana getirebileceğini öngören failin, söz konusu hareketi yapmaktan kaçınmaması, “olursa olsun” demesi, olası kastın varlığını gösterir.

Olası kast halinde fail, doğrudan kastta olduğu gibi, tipiklikteki maddi unsurları öngörmektedir. Ancak doğrudan kasttan farklı olarak olası kastta “isteme” unsuru eksiktir. Örneğin, öldürmek istediği (A)’ya ateş eden (B), (A)’nın yanındaki (C)’ye kurşunun isabet edebileceğini öngörmesine rağmen, ateş etmeye devam ederek (C)’nin ölümüne sebep olursa, gerçekleşen bu neticeden olası kastıyla sorumlu tutulacaktır. Olası kastın bilinçli taksirden farkı, failin öngördüğü neticeye sebebiyet verdiği ancak neticeyi istemediği için sorumlu tutulmasıdır.

Sonuç

Ceza hukuku, karmaşık ve hassas bir alandır ve bireylerin temel haklarını doğrudan etkileyebilen bir disiplindir. Bu nedenle, ceza hukuku konularında uzmanlaşmış avukatlardan yardım almak, adaletin sağlanmasını temin etmek ve müvekkilin haklarını korumak için kritik öneme sahiptir.

Uzman ceza avukatları, hukuki detaylar, delil değerlendirmeleri ve yasal süreçler konusunda geniş bir bilgi birikimine sahip olup, müvekkillerine adil bir yargılama süreci sağlamak ve en iyi sonucu elde etmek için etkili bir savunma stratejisi geliştirebilirler.

Bu nedenle, ceza hukukuyla ilgili herhangi bir konuda uzman avukatlardan yardım almak, hukuki sorunlarla başa çıkma sürecini kolaylaştırır ve bireyin haklarını en iyi şekilde korumasını sağlar.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Evrim ÜSTÜNDAĞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu