Medeni Usul Hukuku

İstinaf (Bölge Adliye) Mahkemeleri ve Görevleri

İstinaf, yani bölge adliye mahkemeleri, “adli yargı ikinci derece” mahkemeleri sıfatı ile 5235 sayılı Kanunla kurulmuştur. İstinaf mahkemeleri, ilk derece mahkemeleri ve temyiz mahkemesi arasında yer almaktadır.

İstinaf mahkemeleri, şu şehirlerde yer almaktadır:

  • İstanbul,
  • Ankara,
  • İzmir,
  • Bursa,
  • Samsun,
  • Konya
  • Adana,
  • Erzurum,
  • Diyarbakır,
  • Konya,
  • Sakarya,
  • Antalya,
  • Van,
  • Gaziantep,
  • Trabzon.

İstinaf mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumlarına ve iş yoğunluğuna bağlı olarak belirlenen yerlerde, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak kurulmuştur.

İstinaf (Bölge Adliye) Mahkemeleri, ilk derece mahkemeleri tarafından verilmiş olan kararların istinaf başvurularını incelemekle yükümlü üst derece mahkemesidir.

Her bölge adliye mahkemesinde bir başkan bulunmaktadır. Başkanlık da başkan ve yazı işleri müdürlüğünden oluşmaktadır. Bölge adliye mahkemesi başkanının bulunmadığı durumlarda kurulun başkanlığını ilgili daire başkanlarından en kıdemli olan kişi tarafından başkanlık görevi yerine getirilir.

Her bölge adliye mahkemesinde en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunmak zorundadır. Gerekli görüldüğü hallerde bu sayıyı artırılıp azaltılabilmektedir.

Adli yargıda iki tür istinaf kanun yolu bulunmaktadır:

  • Hukuk,
  • Ceza.

Yazımızda yalnızca Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında istinaf incelemesine yer verilecektir.

(Ceza istinaf kanun yolu için ziyaret edebilirsiniz: https://www.ahmetekin.av.tr/istinaf-kanun-yolu-nedir/ )

İstinaf (Bölge Adliye) Mahkemeleri ve Görevleri

İstinaf (Bölge Adliye) Mahkemelerinin Görevleri Nelerdir?

İstinaf mahkemelerinin görevleri, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun’unun 33. maddesinde düzenlenmiştir.

Bölge  adliye  mahkemelerinin  görevleri

Madde  33-  Bölge  adliye  mahkemelerinin  görevleri  şunlardır:

1.  Adlî  yargı  ilk  derece  mahkemelerince  verilen  ve  kesin  olmayan  hüküm  ve  kararlara karşı  yapılacak  başvuruları  inceleyip  karara  bağlamak,     

2.  (Mülga:  9/2/2011  –  6110/14  md.)

3.  Kanunlarla  verilen  diğer  görevleri  yapmak.

Madde metninden de anlaşılacağı üzere istinaf mahkemelerinin temel görevi ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını değerlendirerek bu hususta bir karar vermektir.

(“İlk Derece Mahkemeleri ve Görevleri Nelerdir?” konulu makalemizi okumak için ziyaret edebilirsiniz: https://www.ekinhukuk.com.tr/ilk-derece-mahkemeleri-ve-gorevleri-nelerdir/ )

İlk derece mahkemeleri tarafından verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları nihai karar olmamasına rağmen bu kararlara karşı 2 haftalık süre içerisinde de istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. İstinaf mahkemesi tarafından bu konuda bir karar verildiği takdirde, verilen karar kesin hüküm teşkil eder.

İstinaf mahkemelerinin görevlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak,
  • İlk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek,
  • Yargı çevresindeki yetkili adli yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına bir engel çıktığı takdirde o davanın başka bir hukuk mahkemesine tayinine karar vermek,
  • Özel kanunlarla düzenlenmiş olan görevleri yerine getirmek.

İstinaf (Bölge Adliye) Mahkemelerinde Duruşma Yapılabilir Mi?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 353 hükmünde duruşma yapılmadan verilecek kararlara yer verilmiştir. İstinaf mahkemesi tarafından Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 353 hükmü dışında kalan hallerde istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu

Duruşma  yapılmadan  verilecek  kararlar

MADDE 353-  (1)  Ön  inceleme  sonunda  dosyada  eksiklik  bulunmadığı  anlaşılırsa;  

a) Aşağıdaki  durumlarda  bölge  adliye  mahkemesi,  esası  incelemeden  kararın kaldırılmasına  ve  davanın  yeniden  görülmesi  için  dosyanın  kararı  veren  mahkemeye  veya  kendi yargı  çevresinde  uygun  göreceği  başka  bir  yer  mahkemesine  ya  da  görevli  ve  yetkili  mahkemeye gönderilmesine  duruşma  yapmadan  kesin  olarak  karar  verir:

1)  Davaya  bakması  yasak  olan  hâkimin  karar  vermiş olması.

2)  İleri  sürülen  haklı  ret  talebine  rağmen  reddedilen  hâkimin  davaya  bakmış olması.

3)  Mahkemenin  görevli  ve  yetkili  olmasına  rağmen  görevsizlik  veya  yetkisizlik  kararı vermiş  olması  veya  mahkemenin  görevli  ya  da  yetkili  olmamasına  rağmen  davaya  bakmış bulunması (…) 

4)  Diğer  dava  şartlarına  aykırılık  bulunması. 

5)  Mahkemece  usule  aykırı  olarak  davanın  veya  karşı  davanın  açılmamış  sayılmasına, davaların  birleştirilmesine  veya  ayrılmasına,  (…)  (1)  karar  verilmiş  olması. 

6) Mahkemece,  uyuşmazlığın  çözümünde  etkili olabilecek  ölçüde  önemli  delillerin  toplanmamış  veya  değerlendirilmemiş  olması  ya  da  talebin önemli  bir  kısmı  hakkında  karar  verilmemiş olması.

b)  Aşağıdaki  durumlarda  davanın  esasıyla ilgili  olarak;

1)  İncelenen  mahkeme  kararının  usul  veya  esas  yönünden  hukuka  uygun  olduğu anlaşıldığı  takdirde  başvurunun  esastan  reddine,  

2)  Yargılamada  eksiklik  bulunmamakla  beraber,  kanunun  olaya  uygulanmasında  hata edilip  de  yeniden  yargılama  yapılmasına  ihtiyaç  duyulmadığı  takdirde  veya  kararın  gerekçesinde hata edilmiş ise  düzelterek  yeniden  esas hakkında,

3)  Yargılamada  bulunan  eksiklikler  duruşma  yapılmaksızın  tamamlanacak  nitelikte  ise bunların  tamamlanmasından  sonra  başvurunun  esastan  reddine  veya  yeniden  esas hakkında duruşma  yapılmadan  karar  verilir.

Av. Ennur GÜVEN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu