Hukuka Uygunluk Nedenleri
Hukuka aykırılık, hukuk düzeninin emir, yasak emir ve yükümlülüklerine uyumamasıdır. Hukuka aykırılık, fiilin hukuk düzenine uymadığını ifade eder. Bir suçun tanımında açıkça hukuka aykırı olduğunu belirtmeye gerek yoktur. Zira bir fiil suç olarak tanımlanmış ise, o fiil hukuka aykırıdır.
Madde metninde ayrıca hukuka aykırılık kavramına yer veriliyorsa, bu hukuka aykırılık, hukuka özel aykırılıktır. Yani fail işlediği fiilin hukuka aykırı olduğunun bilincindedir. Örneğin, polisin hırsız olduğundan şüphelenerek yakalayıp özgürlüğünden mahrum bırakılması durumunda suç oluşmaz. Sebebi ise polisin orada işlediği fiilin hukuka aykırı olduğu bilincinde olmamasıdır.
Bir eylemin suç oluşturabilmesi için bu eylemi hukuka uygun kılan bir sebep olmamalıdır.
Hukuka Uygunluk Nedenleri
Hukuka uygunluk nedenleri ceza normunun suç saydığı bir fiil işlenmesine izin vererek, onun hukuka aykırı olmasını önleyen nedenlerdir. Hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması durumunda, eylem hukuka uygun olduğu için suç oluşmaz. Hukuka uygunluk nedenleri yalnızca faile ceza verilmesine engel olmaz; bir bütün olarak eylemin hukuka aykırı olmasının da önüne geçer.
Hukuka Uygunluk Nedenlerinin Özellikleri
Hukuka uygunluk nedenlerinin özellikleri şu şekildedir;
- Hukuka uygunluk nedeninin bulunması durumunda, hukuka aykırılık ortadan kalkar. Bu nedenle faile ceza verilmesi mümkün olmadığı gibi, güvenlik tedbiri ve tazminat sorumluluğu da doğmaz.
- Hukuka uygunluk nedeninden yararlanan kişiye karşı başka bir hukuka uygunluk nedeninden yararlanılamaz.
- Hukuka uygunluk nedenleri yalnızca bununla doğal bir bağ içinde bulunan hareketler için hukuka uygunluk sebebi sayılır. Örneğin A, kendisine saldıran B’yi ruhsatsız silahı ile yaralarsa, yaralama fiili açısından hukuka uygun olduğundan suç oluşmayacak ancak ruhsatsız silah taşımadan ceza sorumluluğu devam edecektir.
- Hukuka uygunluk nedenleri bütün suçlar açısından geçerlidir. Bu açıdan suçun kasten veya taksirle işlenmesi arasında fark yoktur.
Hukuka Uygunluk Nedenlerinin Türleri
Hukuka uygunluk nedenleri, meşru müdafaa, görevin ifası, ilgilinin rızası ve hakkın kullanılmasından oluşur.
Meşru Müdafaa
Meşru müdafaa, bir kimsenin kendisine veya başkasına yöneltilen ağır ve haksız bir saldırıyı uzaklaştırmak için gösterdiği tepkidir. Meşru savunma sonucu işlenen fiil, hukuka uygun kabul edilir.
Meşru müdafaa hukuka uygunluk sebebi Türk Ceza Kanunu madde 25’te şu şekilde düzenlenmiştir; “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.”
Bir olayda meşru müdafaadan söz edebilmek için birtakım şartların varlığı gerekir. Bunlar saldırıya ilişkin şartlar ve savunmaya ilişkin şartlar olarak ayırabiliriz.
Saldırıya ilişkin şartlar şu şekildedir:
- Bir saldırı olmalıdır,
- Bu saldırı haksız olmalıdır,
- Saldırı bir hakka yönelmiş olmalıdır.
Savunmaya ilişkin şartlar şu şekildedir:
- Savunmada zorunluluk bulunmalıdır,
- Saldırı ile savunma arasında orantı bulunmalıdır,
- Savunma saldırıya yapana yönelik olmalıdır.
Meşru müdafaa yalnızca kişinin kendisine yönelik saldırılarla sınırlı değildir. Üçüncü kişilere yönelik saldırılar için de meşru müdafaadan yararlanmak mümkündür. Bunun için aralarında bir akrabalık bağı olmasına gerek yoktur.
Görevin İfası
Görevin ifası, kanun hükmü çerçevesinde verilen bir görevin yetkili kılınan kişi tarafından yerine getirilmesidir. Görevin ifası sonucu işlenen fiiller hukuka uygun kabul edilirler.
Görevin ifası hukuka uygunluk nedeni TCK madde 24’te düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca; “Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.”
Görevin ifası hukuka uygunluk nedeninden yararlanabilmek için birtakım şartlar gerekir. Bu şartları açıklamak gerekirse;
- Kanunun yetkili kıldığı kimsenin fiili işlemesi gerekir,
- Fiilin kanun hükmüne uygun olarak yapılması gerekir,
- Sınırın aşılmaması gerekir. Örneğin kaçan bir şüpheliyi ayağından vurup yakalamak mümkünken hedef gözetmeksizin kafasına doğru ateş etme durumunda sınır aşılmış olur.
İlgilinin Rızası
Kişinin üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu bir hakkı üzerinde diğer kişilere tasarrufta bulunma hakkı tanımış olması ilgilinin rızası hukuka uygunluk sebebi olarak adlandırılır. Bu hukuka uygunluk sebebi TCK madde 26/2’de şu şekilde düzenlenmiştir; “Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.”
İlgilinin rızası hukuka uygunluk sebebinin söz konusu olabilmesi için birtakım şartların varlığı gerekir. Bunları kısaca belirtmek gerekirse;
- Rıza gösteren kişinin, buna yetkili ve rıza gösterme ehliyetine sahip bir olması gerekir.
- Rıza, kişinin üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği bir hakkı üzerinde verilmiş olmalıdır.
- Geçerli bir rıza açıklamasının bulunması gerekir. Kişinin verdiği rıza özgür iradesinin ürünü olmalıdır.
- Rıza suç işlenmeden evvel verilmiş olmalıdır. Suç işlendikten sonra verilen rıza fiili hukuka uygun hale getirmez.
Hakkın Kullanılması
Türk Ceza Kanunu madde 26’ya göre, hukuk düzeninin tanıdığı bir hakkı kullanan kimseye ceza verilmez. Hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebebinden yararlanabilmek için aranan bazı şartlar vardır. Bunları kısaca belirtecek olursak;
- Kişiye hukuk düzenince tanınmış bir hakkın bulunması gerekir,
- Hakkın, sınırları içerisinde kullanılması gerekir. Hakkın kötüye kullanılması durumunda hukuka uygunluk sebebinden söz edilemez.
- Bireyin hakkını doğrudan kullanma olanağına sahip olması gerekir.
Hukuka Uygunluk Nedenlerinde Sınırın Aşılması
Hukuka uygunluk nedenlerinde ölçülülük ilkesinin ihlal edilmesi, sınırın aşılması olarak ifade edilmektedir. Bu durum TCK madde 27’de düzenlenmiştir. Buna göre; “Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.”
Hukuka uygunluk nedenlerinde sınırın aşılması hükümlerinin uygulanması için gereken koşullar şu şekildedir;
- İlk olarak bir hukuka uygunluk nedeni bulunmalıdır.
- Hukuka uygunluk nedeninin sınırının “kast olmaksızın” aşılmasın gerekir. Burada sınırın kasten aşılmasından söz edilmektedir.
Hukuka uygunluk sebebinin bulunması durumunda fail hakkında beraat kararı verilir. Buna karşın sınırın aşılması bir kusurluluk durumu olduğundan beraat değil, cezada indirim söz konusu olur.
Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ