Haksız Tahrik, Kusurluluğu Kaldıran Haller
Kişiler ancak kusurlu hareketlerinden dolayı ceza sorumluluğuna tabii olabilirler. İşledikleri fiiller suç teşkil eden kişilerin cezalandırılabilmesi hareketlerinin kusurlu olması gerekir. Ancak bazı hallerde kişilerin kusur yetenekleri ortadan kalkar. Bu tarz durumlarda kişiler işledikleri fiiller sebebiyle cezalandırılmaz. Bu durumlar kusurluluğu ortadan kaldıran haller olarak nitelendirilir. Bu haller;
- Zorunluluk (ıztırar) hali
- Hata
- Amirin emrini ifa
- Haksız tahriktir.
- Cebir, tehdit ve korkutma
Zorunluluk Hali Nedir?
Zorunluluk hali, bir kimsenin, bilerek neden olmadığı ve başka suretle koruma olanağı bulunmayan ağır ve kesin bir tehlikeden kendisini veya başkasını kurtarmak amacıyla işlediği eylemdir. Örneğin ormanda dolaşan A’nın kendisine saldıran kurtta kurtulmak için B’ye ait kulübenin kapısını kırıp içeri girmesi gibi. Meşru savunmadan farklı olarak burada bir saldırı değil tehlike söz konusudur.
Zorunluluk Halinin Koşulları Nelerdir?
Zorunluluk halinin söz konusu olabilmesi için aranan bazı şartlar var. Bunlar tehlikeye ve korunmaya ilişkin şartlardır. Bunları belirtecek olursak;
- Bir tehlike bulunmalıdır. Zorunluluk halinden bahsedebilmek için sağlığa, özgürlüğe veya mal varlığına yönelik bir tehlike söz konusu olmalıdır. Tehlikenin güncel, ağır ve kesin olması gerekir.
- Tehlike, kişinin kendisine veya başkasına ait bir hakka yönelik olmalıdır.
- Tehlikenin ortaya çıkmasına bilerek neden olunmamalıdır. Tehlike kasten yaratılmışsa burada zorunluluk halinden söz edilemez.
- Tehlikeye karşı koyma yükümlülüğünün bulunmaması gerekir. Tehlikeden kaçmayıp ona karşı durma yükümlülüğü altında olan kişiler için zorunluluk halinden söz edilemez.
- Tehlikeden başka türlü korunma olanağı bulunmamalıdır.
- Tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan araç arasında orantı bulunmalıdır. Tehlikeye uğrayan hak, zarar verilen haktan daha önemli veya en azından onunla eşit önemde değilse burada zorunluluk hali oluşmamış kabul edilmelidir.
Amirin Emrini İfa
Kamu hukukunda geçerli olan hiyerarşi ilkesine göre, ast, üste tabidir. Bu nedenle ast, üstün emirlerini yerine getirmek zorundadır. Ancak üstün verdiği hukuka aykırı bir emir söz konusu ise durum ne olacaktır?
Hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi durumun, kanun koyucu kusurluluğu ortadan kaldıran ir neden olarak kabul etmiştir. Buna göre yetkili bir merciden verilip yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan kimse, bu hareketlerinden dolayı sorumlu olmaz (TCK m. 24/2).
Amirin Emrini İfanın Koşulları
Amir emrinin ifası sebebiyle ceza sorumluluğunun doğmaması için aranan birtakım şarlar vardır. Bunlar şu şekildedir;
- Bir emrin varlığı gerekir. Emir, hiyerarşik bir yetkiye sahip bir merci tarafından verilmelidir. Burada emir kamu hukuku alanında verilen emirdir.
- Emri verenin buna yetkisi olmalıdır.
- Emrin yerine getirilmesinin görev gereği zorunlu olması gerekir.
- Emrin kanunun öngördüğü biçim ve içerik koşullarına uygun olması gerekir. Verilen emir şekli açıdan yazılı olmalıdır.
Hukuka aykırı ancak bağlayıcı emrin yerine getirilmesi durumunda sorumluluk emri yerine getirenden kalkıp emir verene geçer. Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz (Anayasa m. 137/1).
Konusu Suç Olan Emirler
Konusu suç oluşturan bir emir hiçbir surette yerine getirilemez. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (TCK m. 24/3). Ancak Askeri Ceza Kanunu m. 41/3-B’ye göre; amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile mütaallik olduğu kendisince malum ise emri alan da sorumludur.
Cebir, Tehdit ve Korkutma Nedir?
Cebir, tehdit ve korkutma hali Türk Ceza Kanunu m. 28’de düzenlenmiştir. Söz konusu bu düzenleme uyarınca;
- Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Cebir durumunda kişiye maddi bir zorlama uygulanmaktadır. Kişi fiziksel olarak bir suç işlemek zorunda bırakılır. Tehditte ise, kişiyi kendisinin veya yakınının bir hakkına zara verileceğinden bahisle bir şeyi yapmaya zorlama söz konusudur. Bu durumlar altında suç işleyen faile ceza verilmez.
Haksız Tahrik Nedir?
Haksız tahrik kurumu Türk Ceza Kanunu m. 29’da düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca;
- Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Haksız tahrik, haksız bir fiili ortaya çıkardığı öfke veya şiddetli üzüntünün etkisi altında suç işlenmesidir. Failin haksız bir saldırı olmaksızın kendi duygularının etkisiyle suç işlemesi haksız tahrik kurumunun koruması altında değildir. Haksız tahrik bir hukuka uygunluk nedeni değildir. Kusur yeteneğini azaltan bir nedendir.
Haksız Tahrik Koşulları Nelerdir?
Kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan nedenlerden olan haksız tahrik müessesinin uygulanması için bazı şartlar vardır. Bu şartlar şu şekildedir;
- Tahrik Neden Olan Bir Eylemin Bulunması: Fail ortada haksız tahrike neden olan bir eylem olmamasına karşın suç işlerse şart gerçekleşmemiş olacaktır. Tahrik eyleminin faili kışkırtıcı nitelikte olması gerekir.
- Eylem Haksız Olmalıdır: Tahrike neden olan eylemin haksız olması gerekir. Eylem hukuka uygunsa haksız tahrikten söz edilemez. Karşılıklı saldırı urumu söz konusu ise ilk haksız saldırının kimden kaynaklandığı tespit edilmelidir.
- Haksız Eylem Fail Üzerinde Şiddetli Üzüntü Yaratmalıdır: Failde kendisine karşı işlenen haksız eylem sebebiyle üzüntü, acı ve elem duyguları oluşmalıdır. Suçun işlendiği sırada bu etki devam etmelidir.
- Suç İlk Haksız Tahriki Gerçekleştiren Kişiye Karşı İşlenmelidir: Failin haksız tahrikten faydalanabilmesi için işlediği fiil, kendisinde acı üzüntü ve eleme sebebe olan fiili işleyen kişiye karşı olmalıdır. Kendisini bıçakla yaralayan B’yi yakalayamayan A’nın, B’nin oğlu olan C’yi yaralaması durumunda haksız tahrik oluşmaz.
Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ