Geç Teslim Edilen Bagaj Sebebiyle Manevi Tazminat İstemi
Havaalanında geç teslim edilen bagaj nedeniyle manevi tazminat istenebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas: 2018/5521, Karar: 2019/6490, K. Tarihi: 21.10.2019 |
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesine göre, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”
Tarafların imzalamış olduğu sözleşmede, taraflardan birinin yükümlülüklerini ifa etmemesi, eksik ifa etmesi veya hukuka aykırı bir şekilde feshedilmesi durumlarında sözleşmeye aykırılık oluşacak ve tazminat talep edilebilecektir.
Manevi tazmiat talebi için aranan şartlar aşağıda sayılmıştır:
- Bir kimsenin kişilik haklarına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırı bulunmalıdır.
- Sözleşmeye aykırı davranış.
- Manevi bir zarar oluşmalıdır.
- Saldırı ile zarar arasında nedensellik bağı olmalıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/5521 Esas, 2019/6490 Karar sayılı ve 21.10.2019 tarihli ilamında; havaalanında bagajın geç tesliminden dolayı yolcuların, valizlerle uğraşmaları nedeniyle tatillerinin stres ve sıkıntıyıla geçtiği, kişisel eiyalardan mahrum kaldıkları ve yine bagajlarda bulunan fotoğraf makinelerden mahrum kalmaları sebebiyle bir daha yaşanamayacak kişisel nitelikte anıları kayıt altına alamadıklarından manevi tazminata hak kazanacakları içtihat edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas: 2018/5521, Karar: 2019/6490, K. Tarihi: 21.10.2019 ÖZET : Dava, hava yolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için, davaya konu, hava yolu ile yolcu taşıma sözleşmesine vaki aykırılığın, “Kişilik Haklarının Zedelenmesi” başlığını taşıyan TBK’nın 58. maddesi hükmüne göre manevi tazminatı gerektirip gerektirmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Davacıların, 4 gün sürecek Balkan Turu programına katılmak için davalı şirkete ait uçakla Gaziantep’ten Saraybosna’ya seyahat ettiği, uçağın, varış yeri olan Saraybosna’ya ulaşmasını takiben uçakla birlikte getirilmediği anlaşılan bagajların davacılara teslim edilemediği, bagajların tesliminin, ancak seyahatin 3. gününde gerçekleştiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki delillerden, davacıların seyahatin ilk 3 günü boyunca davalı şirkete ulaşıp bagajının akıbetini öğrenmek için yoğun emek ve mesai harcadıkları, bagajlarda, kronik hastalıkları olan davacılarca kullanılan ilaçların, fotoğraf makinalarının ve seyahat için gerekli diğer kişisel eşyalarının bulunduğu tespit edilmiştir. Bagajın geç teslimi sebebiyle, davacılarca planlan 4 günlük seyahatinin ilk 3 gününün valizlere ulaşamamanın verdiği stres ve sıkıntıyla geçtiği, davacıların kronik hastalıkları sebebiyle kullanmak zorunda oldukları ilaçlardan ve kişisel eşyalardan mahrum kaldıkları ve yine bagajlarda bulunan fotoğraf makinelerinden mahrum kalmaları sebebiyle de bir daha yaşanamayacak kişisel nitelikte anıları kayıt altına alamadıkları anlaşılmaktadır. Maddi vakıaların ise davacıların kişilik haklarını ihlal ettiği aşikardır. Bu nedenle, mahkemece, bu tür gezilerden beklenen amaç dikkate alınarak, davacıların kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle TBK’nın 58. maddesinde belirtilen manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğinin kabulüyle somut olayın özellikleri, kusurun ve zararın boyutu gözetilerek davacılar yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi düşüncelerle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacılar yararına bozulmasını gerektirmiştir. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince verilen 06/12/2017 tarih ve 2016/507-2017/1066 Sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin, bir tur şirketi tarafından düzenlenen Balkan ülkeleri turuna katılmak için davalı şirketten uçak bileti satın aldıklarını, uçak, varış yeri olan Saraybosna’ya ulaştığında valizlerinin bulunamadığını, valizlerin 4 günlük tatilin 3. gününde uzun uğraşlar sonucunda müvekkillerine teslim edildiğini, müvekkillerinin bagajın geç teslimi sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, belirsiz olan maddi tazminat alacağının asgari 2.500,00 TL’lik kısmının ve 12.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı tarafından kaybedildiği belirtilen eşyaların, Montreal Konvansiyonu’nun 17/3. maddesiyle öngörülen 21 günlük sürede davacılara teslim edildiği, bu nedenle somut olayda kayıp bagaj tazminatı koşullarının oluşmadığı, davacı yanca, geç teslim edilen valizlerinin içinde bulunduğu iddia edilen giyim ve eşya gibi ihtiyaç maddelerinin ayrıca temin edildiğine dair bir delil ibraz edilemediği, bu nedenle maddi tazminat talebinin yerinde görülmediği; manevi zararın mal varlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade ettiği, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. ( TBK 58 ) maddesinin, “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir” hükmünü haiz olduğu, şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 Sayılı BK 49. ( TBK 58 ) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması olduğu, somut olayda geç teslim durumunun MK’nın 24 ve BK’nın 49. ( TBK 58 ) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulünün mümkün olmadığı, her sözleşmeye aykırılık hali manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1- ) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- )Dava, hava yolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Somut olaya uygulanması gereken Montreal Konvansiyonu’nun 19. maddesi, “Taşıyıcı; yolcuların, bagaj ve kargonun hava yoluyla taşınmasındaki gecikmelerde meydana gelen hasardan sorumludur.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde, bagajın geç teslimi sebebiyle meydana gelen hasarlardan taşıyıcının sorumlu olduğu belirtilmişse de, uğranılan hasarın ( zararın ) manevi tazminatı da kapsayıp kapsamadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Keza, 6098 Sayılı TBK’da da borca aykırılıktan doğan sorumluluk nedeniyle manevi tazminat ödeneceğine ilişkin bir açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak 6098 Sayılı TBK’nın 114/2. maddesi, “Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır.” hükmünü haizdir. Anılan kanun hükmünün delaletiyle somut olaya uygulanması gereken, aynı kanunun “Kişilik Haklarının Zedelenmesi” başlıklı 58. maddesinde ise; “Kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu itibarla, somut uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için, davaya konu, hava yolu ile yolcu taşıma sözleşmesine vaki aykırılığın, “Kişilik Haklarının Zedelenmesi” başlığını taşıyan TBK’nın 58. maddesi hükmüne göre manevi tazminatı gerektirip gerektirmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. TBK’nın 58. ( 818 Sayılı BK, m. 49 ) maddeleri ile koruma altına alınan kişilik hakları, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru, sır alanı, mesleki itibarı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Görüldüğü üzere, TBK’nın 58. ( 818 Sayılı TBK, m. 49 ) maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Burada kural olarak doğrudan doğruya zarar görme koşulu aranmaktadır. Ancak kişilik değerlerinin kapsam ve çerçevesi, yerleşik değer yargılarına ve yaşam deneyimine bağlı olarak belirlenmelidir. TBK’nın 58. maddesi genel bir düzenleme olup, öngördüğü koşullar gerçekleştiğinde, ruhsal uyum dengesi sarsılanın, kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteyebilmesi olanağı vardır. Manevi tazminat isteminin temelinde, davalının haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere haksız eylemin unsurları hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunmasıdır. Öte yandan, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir ise de, hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hâkim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumları da dikkate almalıdır. ( HGK’nın 02.05.2019 gün, 2017/11-44 Esas-2019/508 Karar sayılı ilamı ) Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacıların, 4 gün sürecek Balkan Turu programına katılmak için davalı şirkete ait uçakla Gaziantep’ten Saraybosna’ya seyahat ettiği, uçağın, varış yeri olan Saraybosna’ya ulaşmasını takiben uçakla birlikte getirilmediği anlaşılan bagajların davacılara teslim edilemediği, bagajların tesliminin, ancak seyahatin 3. gününde gerçekleştiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki delillerden, davacıların seyahatin ilk 3 günü boyunca davalı şirkete ulaşıp bagajının akıbetini öğrenmek için yoğun emek ve mesai harcadıkları, bagajlarda, kronik hastalıkları olan davacılarca kullanılan ilaçların, fotoğraf makinalarının ve seyahat için gerekli diğer kişisel eşyalarının bulunduğu tespit edilmiştir. Bagajın geç teslimi sebebiyle, davacılarca planlan 4 günlük seyahatinin ilk 3 gününün valizlere ulaşamamanın verdiği stres ve sıkıntıyla geçtiği, davacıların kronik hastalıkları sebebiyle kullanmak zorunda oldukları ilaçlardan ve kişisel eşyalardan mahrum kaldıkları ve yine bagajlarda bulunan fotoğraf makinelerinden mahrum kalmaları sebebiyle de bir daha yaşanamayacak kişisel nitelikte anıları kayıt altına alamadıkları anlaşılmaktadır. Yukarıda zikredilen maddi vakıaların ise davacıların kişilik haklarını ihlal ettiği aşikardır. Bu nedenle, mahkemece, bu tür gezilerden beklenen amaç ve yukarıda bahsedilen hususlar dikkate alınarak, davacıların kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle TBK’nın 58. maddesinde belirtilen manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğinin kabulüyle somut olayın özellikleri, kusurun ve zararın boyutu gözetilerek davacılar yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi düşüncelerle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacılar yararına bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi |