Gaiplik Nedir? Gaiplik Kararı Nasıl Alınır?
Gaiplik kararının hükmü, Türk Medeni Kanunu m. 35’te düzenlenmiştir. Gaiplik, bir kimsenin ölümüne kesin gözle bakılacak bir olayla kaybolmamakla birlikte sağ olup olmadığı belli olmadığı bir olay üzerine mahkeme kararıyla kişiliğine son verilmesidir. Bu durumda hala kişinin yaşama ihtimali bulunmaktadır.
Gaiplik, Türk Medeni Kanun’un 32. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.
Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
Gaiplik Kararı Verilebilmesinin Şartları Nelerdir?
Gaiplik kararının verilebilmesi için 3 adet şart bulunmaktadır. Bunlar;
- Ölüm tehlikesi içinde kaybolma,
- Uzun süre boyunca haber alınamama,
- Kanunda öngörülen sürelerin geçmiş olmasıdır.
Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 33. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir.
Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir.
Gaiplik Kararı Nasıl Alınır?
Gaiplikte kişiliğin sona ermesi için mahkemeye başvuru yapılması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunu’na göre gaiplik istemeye başvuru yetkisi bulunan kişiler hakları ölüme bağlı olan şahıslardır. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 588. maddesine göre hazine de belli şartlarda gaiplik başvurusu yapabilme yetkisine sahiptir.
Hazinenin Gaiplik Kararına Başvurabilmesi İçin Gereken Şartlar Nelerdir?
Ölü ya da sağ olduğu bilinmeyen kişinin mallarının en az 10 yıldır mahkeme tarafından yönetilmesi veya mahkemenin yönetmesinin 10 yıldan az süre devam etmesiyle beraber şahsın 100 yaşını doldurmuş olmasıdır.
Gaiplik Kararı Vermeye Yetkili Mahkeme Hangi Mahkemedir?
Türk Medeni Kanun’un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gaiplik kararı vermeye yetkili olan mahkeme gaibin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesidir.
Eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus siciline kayıtlı olduğu yer mahkemesi, o da yok ise annesi ya da babasının kayıtlığı olduğu yer mahkemesidir. Gaibin anne veya babasının Türkiye’de kayıtlı olmaması durumunda Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde yapılmaktadır.
Ayrıca bu konu Türk Medeni Kanunu’nun 33. ve 34. maddesinde de düzenlenmiştir.
Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırır. Bu süre, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.
Gaipliğine karar verilecek kişi, ilân süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi düşer.
Gaiplik Kararının Hüküm ve Sonuçları
Gaiplik kararının hükmü Türk Medeni Kanunu’nun 35. maddesinde hükme bağlanmıştır.
İlândan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.
Gaibin kişiliğinin sona ermesi için gaiplik kararı mahkeme tarafından 10 gün içinde o yerin nüfus müdürlüğüne bildirilir ve nüfus memurlarınca aile kütüğüne tescil edilir.
Gaiplik Kararının Aile Hukukuna İlişkin Sonuçları
Gaiplik kararının evliliğe etkisi Türk Medeni Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenmiştir.
Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir.
Gaibin eşi evliliği feshettirmediği sürece evlilik devam eder. Bu sebeple gaip tekrardan çıkıp gelirse yeniden evlenmelerine gerek kalmaz.
Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Belirtilen bu üç yüz günlük süreye “iddet müddeti” denilmekte olup ayrıca mahkeme tarafından kaldırılması da mümkündür. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür.
Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde 300 günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.
Gaiplik Kararının Miras Hukukuna İlişkin Sonuçları:
Gaiplik kararının miras hukukuna ilişkin sonuçları aşağıdaki gibidir.
Gaibin Miras Bırakan Olması
Gaiplik kararı ile gaibin malvarlığı mirasçılarına geçer. Gaiplik kararı kesinleştikten sonra gaibin mirasının mirasçılarına geçebilmesi için mirasçılarının güvence vermesi gerekmektedir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 584. maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenmiştir.
Mirasçıların gösterdiği güvence süreleri ise Türk Medeni Kanun’un 584. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında hükme bağlanmıştır
Hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimsenin mirasçıları veya mirasında hak sahibi olan kişiler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden önce bu malları ileride ortaya çıkabilecek üstün hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilişkin güvence göstermek zorundadırlar.
Bu güvence, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumunda on beş yıl ve her hâlde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar geçecek süre için gösterilir. Beş yıl, tereke mallarının tesliminden; on beş yıl, son haber tarihinden başlayarak hesaplanır.
Bu güvence olarak gösterilen malların gaibin çıkıp gelmesi durumunda geri verilmesi konusu ise Türk Medeni Kanunu’nun 585. maddesinde düzenlenmiştir.
Gaip ortaya çıkarsa veya üstün hak sahibi olduklarını ileri sürenler bu sıfatlarını ispat ederlerse, tereke mallarını teslim almış olanlar, aldıkları malları zilyetlik kuralları uyarınca geri vermekle yükümlüdürler.
İyi niyetli olanların üstün hak sahiplerine geri verme yükümlülükleri, miras sebebiyle istihkak davasına ilişkin zamanaşımı süresine tâbidir.
Gaibin Mirasçı Olması
Gaibin mirasçı olması durumu Türk Medeni Kanunu’nun 586. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Ortada bulunmayan ve mirasın açıldığı anda sağ olup olmadığı ispat edilemeyen mirasçının miras payı resmen yönetilir. Mirasın açıldığı anda ortada bulunmayanın sağ olmaması hâlinde onun miras payı kendilerine kalacak olanlar, gaipliğe ilişkin sürelere ve usule uyarak o kimsenin gaipliğine karar verilmesini ve miras payının kendilerine teslimini isteyebilirler.
Miras payının teslimi, gaipliğine karar verilen kimsenin mirasının mirasçılara teslimine ilişkin kurallara tâbidir.
Eğer ki hayatta olup olmadığı bilinmeyen kişinin miras payı 10 yıldır resmen idare ediliyorsa veya bu sürenin 10 yılı bulmamasına rağmen idare edilen kişi 100 yaşına gelmişse hazine, mahkeme yoluyla bu kişinin gaipliğini isteme hakkına sahiptir. Bu talep hakkı sadece hazineye aittir. Mahkeme bunu ilan edene kadar geçen ilan süresi içinde kişi tekrar çıkıp gelmezse malları devlete geçer.
Devletin herhangi bir güvence vermesi söz konusu değildir. Mahkeme gaipliği ilan ettikten sonra gaip ortaya çıkarsa devlet gaibin mallarını olduğu gibi geri vermekle mükelleftir. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 588. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Gaibin Hem Mirasçı Hem Miras Bırakan Olması
Gaibin hem miras bırakan hem de mirasçı olması Türk Medeni Kanunu’nun 587. maddesinde düzenlenmiştir.
Gaibin mirasçıları tereke mallarını teslim aldıktan sonra gaibe bir miras düşerse, ona düşen miras payı gaiplik sebebiyle kendilerine kalacak olanlar, ayrıca bir gaiplik kararı almak zorunda kalmaksızın bu miras payının teslimini isteyebilirler.
Gaibe düşen miras payını teslim alanların elde ettikleri gaiplik kararına aynı şekilde gaibin mirasçıları da dayanabilirler.
Gaiplik Kararının Hükümsüzleşmesi
Gaiplik kararı veren kişinin sonradan çekip gelmesi durumunda gaiplik kararı hükümsüz hale gelir. Bu konunun tespiti mahkemeye başvuru yoluyla gerçekleşir. TMK m. 585 gereğince gaibin mirasından pay almış olanlar aldığı malları geri iade etmekle mükelleftir. Ayrıca gaiplik kararı, gaibin ölümü ile de ortadan kaldırılabilir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN