Donatan Nedir? Donatanın Sorumluluğu Nelerdir?
Donatan; gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1061. maddesine göre, “kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır.” Donatan, gerçek veya tüzel kişi olabileceği gibi, devlet veya diğer bir kamu tüzel kişisi de olabilir. Malik gemisini kendi adına ve hesabına işletmiyorsa, donatan olarak nitelendirilemez.
Donatma olmanın şartları aşağıda sayılmıştır:
- Ticaret gemisi mevcut olmalı
- Ticaret gemisinin sahibi bulunmalı
- Ticaret gemisinin sahibi, gemiyi kendi adına ve kazanç maksadıyla işletilmelidir
Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına, bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılırlar. Bu kişilere gemi işletme müteahhidi denir.
Geminin deniz ticaretinde kullanılması sonucunda, kullanan sanki donatanmış gibi gemi üzerinde rehin hakkı, gemi alacaklısı hakkı da doğmaktadır. Gemi alacaklısı hakkı kanuni rehin hakkıdır. Bu rehin hakkı alacaklıya karşı borçlu olmayan malikin gemisi üzerinde doğar.
Donatanın Sorumluluğu Nelerdir?
Türk Ticaret Kanunu’nun 1062. maddesine göre, “Donatan, gemi adamlarının, zorunlu danışma kılavuzun veya isteğe bağlı kılavuzun görevlerini yerine getirirken işledikleri kusur sonucunda üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumludur. Ancak, donatan, yolculara ve yükle ilgili kişilere karşı, taşıyanın gemi adamlarının kusurundan doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur.” Söz konusu madde uyarınca, donatan kendi fiil ve ihmallerinden dolayı genel hükümlere göre her şahıs gibi borç altına girebilmektedir.
Donatanın Sorumluluğunun Şartları Nelerdir?
Donatanın, gemi adamının veya kılavuzun eylemi sonucu üçüncü kişilerin uğradığı zarardan sorumlu tutulabilmesi için aşağıdaki şartlar birlikte gerçekleşmelidir:
- Zarara sebebiyet veren eylemi gerçekleştiren gemi adamı veya kılavuz olmalıdır,
- Gemi adamı veya kılavuz, zarara sebebiyet veren eylemi görevini yerine getirirken gerçekleştirilmiş olmalıdır,
- Gemi adamı veya kılavuz, zarara sebebiyet veren eyleminde kusurlu olmalıdır,
- Gemi adamı veya kılavuzun eylemi hukuka aykırı olmalıdır,
- Gemi adamı veya kılavuzun kusurlu ve hukuka aykırı eylemi sonucu üçüncü bir kişi zarara uğramış olmalıdır.
Yukarıda açıklanan koşulların mevcudiyeti halinde donatan, gemi adamı veya kılavuzun eylemi sonucu üçüncü şahsın uğradığı zarardan sorumludur. Kılavuzun kusuru sebebiyle meydana gelen bir olayda zarar gören üçüncü şahsın zararını tazmin eden donatan, ödediği tazminat için kılavuz ile kılavuzu istihdam eden idare veya işletmeye TBK m.116 ve TBK m.66 hükümleri uyarınca rücu edebilir.
Kusurlu fiil ile illiyet bağı bulunan bir zararın ortaya çıkmış olması gerekir. Nitekim zarar veren gemi adamı ve donatan hariç diğer üçüncü kişilerin kusurlu fiil sebebiyle zarara uğramış olması gerekir. Zorunlu sevk ve idare kılavuzu alınması söz konusu ise donatan bu kılavuzun kusurlu fiillerinden sorumlu olmaz.
Deniz Alacakları İçin Donatanın Sorumluluğunun Sınırlanması
Donatanın, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin milletlerarası sözleşmelerden doğan sorumluluğun sınırlandırılma hakkı saklıdır. Günümüzde yürürlükte olan Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında 1976 Tarihli Milletlerarası Sözleşme ile bu sözleşmeyi değiştiren 1996 tarihli Protokol hükümleri sorumluluğun sınırlandırılması hakkında düzenlemeleri içermektedir.
Sorumluluğu sınırlama hakkına sahip olan kişiler, gemi maliki ve yardımda bulunanlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Gemi maliki, deniz gemisinin malikinden başka çarterer, donatan ve işleticisini de ifade eder. Yardımda bulunanlar ise kurtarma ve yardım faaliyetleri ile doğrudan bağlantılı hizmetleri gören kişileri ifade eder. Sınırlamaya tabi alacaklardan sorumluluğu sigorta etmiş bulunan sigortacı da sigortalı ile aynı ölçüde olmak üzere sınırlı sorumluluktan yararlanır.
Donatanın Sorumluluğunun Sınırlanabileceği Alacaklar Nelerdir?
Sebebi ne olursa olsun donatanın sorumluluğunun sınırlanabileceği alacaklar aşağıda sayılmıştır:
- Gemide veya geminin işletilmesi yahut kurtarma ve yardım faaliyetleri ile doğrudan ilgili olarak vuku bulan ölüm, yaralanma, her türlü eşya ziya ve hasarı ve sair bütün zararlardan doğan alacaklar,
- Deniz yolu ile yapılan yük, yolcu ve bagajlarının taşınmasına vaki gecikmeden ileri gelen bütün zararlardan doğan alacaklar,
- Sözleşmeden doğmayan herhangi bir hakkın ihlalinden kaynaklanan ve geminin işletilmesi yahut kurtarma ve yardım faaliyetleriyle doğrudan ilgili olarak vuku bulan diğer bütün zararlardan doğan alacaklar,
- Batmış, enkaz haline gelmiş, oturmuş veya terk edilmiş bir geminin, içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, yüzdürülmesi, kaldırılması, imha edilmesi veya zararsız hale getirilmesinden doğan alacaklar,
- Gemi yükünün imhası veya zararsız hale getirilmesinden doğan alacaklar,
- Sorumlu şahsın bu sözleşme uyarınca sorumluluğunu sınırlayabileceği bir zararı önlemek veya azaltmak için alınan tedbirler ve bu tedbirlerin başkaca sebep oldukları zararlar yüzünden sorumlu şahıstan başka bir kimse tarafından ileri sürülen alacaklar.
Donatanın Sorumluluğunun Sınırlandırılamayacağı Alacaklar Nelerdir?
Aşağıdaki alacaklar için donatanın sorumluluğu sınırlandırılamaz:
- Kurtarma ve yardım alacakları ile müşterek avarya garame alacakları,
- Hidrokarbonlardan (akaryakıtlardan) kaynaklanan zararlardan doğan alacaklar,
- Nükleer zararlardan doğan alacaklar,
- Nükleer gemi malikine karşı nükleer zarardan doğan alacaklar.
Donatanın Sorumluluğu Sınırlama Hakkının Kaybı
SSS ’nin 4. maddesine göre, “Şahsi fiil veya ihmalinden ileri gelen zarara kasten yahut cüretkarane bir şekilde ve muhtemelen böyle bir zarar meydana geleceği şuruu ile sebebiyet vermiş olduğu ispat olunan sorumlu kişi mesuliyetini sınırlama hakkını haiz değildir.” Söz konusu madde gereğince, sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkının kaybı için, biri zarara sebebiyet veren eylemin failine, diğerine failin kusurunun türüne ilişkin olmak üzere iki şartın gerçekleşmiş olduğu ispat edilmelidir.
Deniz Ticareti Hukuku, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Deniz Ticareti Hukukuna ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av Mehmet Can CİVAN