Depremzedelerin Hak Sahipliği
Depremzedenin hak sahibi olabilmesi için, hak sahipliğine konu konutun deprem nedeniyle hasar görmüş olması yeterli olup deprem sırasında bu konutta fiilen ikamet ediliyor olması gerekmemektedir. Danıştay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2002/5081, Karar: 2004/1478, Karar Tarihi: 24.03.2004 |
Hak sahipliği kavramı, Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkındaki Yönetmelik’in 3. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre hak sahibi kavramı; afetzedelerin, yıkılan veya ağır hasar gören binalara olan mülkiyet ilişkilerini ve yeniden yapılacak binalardan veya verilecek inşaat kredisinden yararlanabilme durumuna ifade eder.
Mevzuat hükümlerin incelemesinden, hak sahibi olabilmek için, ilgililerin kendilerine ait konutların afet nedeniyle yıkılmış veya oturulamayacak derecede ağır hasar görmesi yeterli olup fiilen oturmanın zorunlu olmadığı, mülkiyet ilişkisinin ispatlanması ve hasar görmeden ince binanın oturabilecek nitelikte bulunması durumunda, ilgililerin hak sahibi kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Danıştay 2. Hukuk Dairesinin 2002/5081 Esas, 2004/1478 Karar sayılı ve 24.03.2004 tarihli ilamında; afete uğrayan konuttan dolayı hak sahibi kabul edilebilmesi için ilgilinin, deprem esnasında söz konusu konutta oturması gerekmediği, konutun deprem sebebiyle hasar görmesi yeterli olduğu içtihat edilmiştir.
Danıştay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2002/5081, Karar: 2004/1478, K. Tarihi: 24.03.2004 Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): … Karşı Taraf (Davalı): Sakarya Valiliği İsteğin Özeti: Davacının, depremden önce terkettiği ve oturmadığı ileri sürülen ağır hasarlı konutundan dolayı hak sahibi kabul edilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Sakarya 1. İdare Mahkemesince, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun değişik 29. maddesi hükmü uyarınca, afete uğrayan konuttan dolayı hak sahibi kabul edilebilmesi için ilgilinin, deprem esnasında söz konusu konutta oturuyor olması gerektiği, buna göre davacının depremden önce terkettiği ve oturmadığı konutundan dolayı hak sahibi kabul edilmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen 30.04.2002 gün ve E: 2001/1262, K: 2002/670 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi: Abdurrahman Şimşeksoy Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı: Handan Yağuş Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 29. maddesinde, yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarla, imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılacağı veya kredi verileceği, bu madde hükmü uyarınca yürürlüğe konulan Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 3. maddesinde ise, bu yönetmelikte yer alan “Hak Sahibi” deyiminden, afetzedelerin, yıkılan veya ağır hasar gören binalarla olan mülkiyet ilişkilerini ve yeniden yapılacak binalardan veya verilecek inşaat kredisinden yararlanabilme durumlarını ifade ettiği, aynı yönetmeliğin ”Kendilerine Ait Konutları Zarar Görenlerin Durumu” başlıklı 4. maddesinde de, afet sebebiyle, kendilerine ait bulunan konutları yıkılan, yanan veya oturulamayacak derecede hasar gören afetzede ailelerin hak sahibi sayılacakları ve bu ailelere yeniden konut yapılacağı veya konut kredisi verileceği hükme bağlanmıştır. Mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, hak sahibi olabilmek için, ilgililerin kendilerine ait konutlarının afet nedeniyle yıkılmış veya oturulamayacak derecede ağır hasar görmesi yeterli olup fiilen oturmanın zorunlu olmadığı, mülkiyet ilişkisinin ispatlanması ve hasar görmeden önce binanın oturulabilecek nitelikte bulunması durumunda, ilgililerin hak sahibi kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Olayda, 17.08.1999 tarihinde meydana gelen depremde, davacının Sakarya İli Hacıköy Köyü’nde bulunan konutunun ağır derecede hasar gördüğünün tespit edildiği, bu hasar tespitine dayalı olarak yapılan hak sahipliği başvurusunun, deprem esnasında davacının konutta oturmadığından bahisle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ağır hasarlı olduğu saptanan konutun, depremden önce konut vasfını yitirmiş olması nedeniyle terkedildiğine dair yapılmış bir tespit bulunmadığına göre, davacının söz konusu konutta fiilen oturmadığı belirtilerek hak sahibi kabul edilmemesinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Bu itibarla, hukuka aykırı olduğu anlaşılan dava konusu işlemin iptali gerekirken, davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 30.04.2002 gün ve E: 2001/1262, K: 2002/670 sayılı kararın bozulmasına 24.03.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |