Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Nedir?
Çocukların cinsel istismarı suçu, TCK m.103’te düzenlenmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasında cinsel istismar; a bendinde, on beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, b bendinde ise, diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, olarak tanımlanmıştır. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin 26/5/2016 tarihli ve E.: 2015/108, K.: 2016/46 sayılı Kararı ile “…tamamlamamış…” kelimesi yönünden, TCK md. 103/1’in birinci ve ikinci cümleleri suç ile yaptırımın arasında olması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak şekilde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabileceğini, bunun da ölçüsüz bir yaptırım öngörüp hukuk devleti ilkesine aykırı düşmesi sebebiyle iptal edilmiş, yürürlük tarihi de Kararın Resmi Gazete ’de yayımlandığı tarih olan 13/07/2016’dan başlayarak altı ay sonrası olarak hüküm altına alınmıştır.
Bu suçun hukuksal konusu, çocukların cinsel dokunulmazlığı olup, Kanun Koyucu çocuğu, hem kendine hem de topluma karşı korumuştur.
TCK md. 103/1’e göre, çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi sekiz yıldan onbeş yıla kadar cezalandırılır. Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on yıldan az olamaz.
Suçun Unsurları:
1- Maddi Unsurlar:
a) Fail:
Çocukların cinsel istismarı, özgü bir suç olmayıp genel bir suçtur. Bu suç, kadın veya erkek fark etmeksizin herkes tarafından işlenebilmektedir.
b) Mağdur:
Ergin kişiler bu suçun mağduru olamayıp, suçun mağdurları üçe ayrılmaktadır:
– Onbeş yaşını tamamlamamış çocuklar
– Onbeş yaşını tamamlamış olup, kendisine yönelmiş olan fiilin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar
– Onbeş yaşını tamamlamış olup, hile, tehdit, cebir veya iradeyi sakatlayan başka bir nedenle eyleme maruz kalan çocuklar
Suçun mağduru her koşulda çocuk olacağından, mağdurun TCK md. 6/1-b’ye göre onsekiz yaşını doldurmamış bir kişi olması gerekmektedir.
c) Suçun Maddi Konusu:
Çocuğun bedeni, çocukların cinsel istismarı suçunun konusunu oluşturur ve bu suç, bir çocuğun bedeni üzerinde işlenebilir.
d) Fiil:
aa) Basit Cinsel İstismar Kapsamındaki Fiiller:
Cinsel davranışların, cinsel istismara yönelik olması ve vücuda organ veya cisim sokulması niteliğinde olmaması durumunda bu davranışlar, suçun hareket ögesini oluşturacaktır.
Nedir bu cinsel davranışlar?
Temel şekliyle cinsel davranış, çocuğun bedeni üzerinde cinsel ilişkiye varmayacak şekilde ve cinsel arzuları tatmin etmek amacıyla sergilenen davranışlardır. Yargıtay’a göre TCK md.103 kapsamında suçun oluşabilmesi için bu davranışların bedensel temas şeklinde olması gereklidir. Aksi durumda bu davranış, gerekli koşulların sağlanmasıyla birlikte çocuğun cinsel tacizi suçunu oluşturabilir. Örneğin, çocuğun kalçasına dokunmak gibi bir bedensel temas cinsel istismarı, hiçbir temas olmadan bunun çocuğa söylenmesi veya cinsel organın gösterilmesi cinsel tacizi oluşturacaktır.
Cinsel istismar nedir?
Cinsel istismarın kapsamı, çocuğun yaşına göre belirlenmektedir:
– TCK md.103/1-a’ya göre, onbeş yaşını tamamlamamış çocuklara karşı yapılan her davranış cinsel istismar sayılmaktadır.
– Onbeş yaşını tamamlamış çocuklara karşı yapılan davranışlarda üçlü bir ayrım yapmak gerekir: kendisine yapılan eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel davranış cinsel istismar kapsamında yer alırken, algılama yeteneği gelişmiş olanlara karşı cebir, tehdit, hile ve iradeyi sakatlayan herhangi başka bir sebebe dayalı olarak yapılan cinsel davranışlar cinsel istismar sayılır.
bb) Nitelikli Cinsel İstismar Kapsamındaki Fiiller:
TCK md.103/2’ye göre, cinsel istismarın çocuğun vücuduna organ veya sair bir cisim sokulması şeklinde gerçekleşmesi durumunda nitelikli cinsel istismar oluşmaktadır. Kanun koyucu, hükmünde “organ” tabirini kullanmış, cinsel organ ile sınırlandırmamıştır. Failin, parmağı gibi herhangi başka bir organını sokmasıyla da nitelikli cinsel istismar oluşacak, dolayısıyla fail hem kadın hem de erkek olabilecektir.
TCK md.103/2’ye göre cinsel istismarın vücuda organ veya sair cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda onaltı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza onsekiz yıldan az olamaz.
e) Suçun Nitelikli Unsurları:
-Cezanın Arttırılmasını Gerektiren Nitelikli Unsurlar:
Suçun nitelikli unsurları TCK md.103/3’te düzenlenmiştir.
1- Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi (md.103/3-a)
2- Suçun insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi (md. 103/3-b) Örneğin; okul, kışla, yurt vb.
3- Suçun üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunduğu bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi (md. 103/3-c)
4- Suçun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözerim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi (md. 103/3-d)
5- Suçun kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi (md. 103/3-e)
6- Suçun, çocuklara karşı belli araç ve hareketler kullanılarak işlenmesi ( md. 103/4)
Suçun bu şekillerde işlenmesi durumunda ceza yarı oranında arttırılacaktır.
– Cezanın Azaltılmasını Gerektiren Nitelikli Unsur:
2014 yılında getirilen düzenlemeyle sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar, cezanın azaltılmasını gerektiren nitelikli unsur olarak belirlenmiştir. Basit cinsel istismar suçunun temel şekliyle arasındaki fark ise, sarkıntılığın ani hareketlerle gerçekleştirilip bitmesi, cinsel istismarın ise birbirini takip eden birden fazla davranış şeklinde yapılmasıdır. Örneğin;
Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/2994 E. , 2020/2697 K. sayılı kararı, “…Tüm dosya kapsamına göre, sanığın olay günü kendisine masaj yapan mağdureyi yanağından öperek kolları ile bacaklarına kısa süreli masaj yapması şeklindeki fiziksel temas içeren eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinde dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı…”
TCK md.103/1’e göre, cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza beş yıldan az olamaz.
-Sonucu Nedeniyle Ağırlaşmış Cinsel İstismar:
1) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelere neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.( md. 103/5)
2) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur. (md. 103/6)
2- Hukuka Aykırılık Unsuru:
Hukuka uygunluk sebeplerinden olan rıza, suçun mağdurlarının, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla beraber eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar olması durumunda cezai sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Fakat onbeş yaşını tamamlamış ve bununla birlikte algılama yeteneği de gelişmiş çocuklara karşı rıza ile gerçekleştirilen cinsel davranışlar bu suçu oluşturmaz.
3- Manevi Unsur:
Failin, çocuğa karşı cinsel arzularını tatmin etmeye yönelik veya cinsel amaçlı cinsel davranışları gerçekleştirmesi, suçun oluşması için yeterli olmaktadır. Suçun manevi unsuru, kasttır.
Suçun Özel Görünüş Biçimleri:
1- Teşebbüs ve İştirak:
Bu suça teşebbüs ve iştirakin her biçimi mümkündür.
2- İçtima:
TCK md. 103/5’e göre cinsel istismar sebebiyle başvurulan cebi ver şiddetin, sonucunun kesten yaralamanın ağır hallerine sebep olması durumunda, gerçek içtima hükümleri uygulanıp, fail ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı ceza alır.
Yargıtay, kararlarında cinsel istismar suçunun eylemlerinin gerçekleştiği sırada mağdurun iradesiyle hareket edebilmesinin, eylemin süresini geçmemek kaydıyla kısıtlanması durumunda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla içtima hükümlerini uygulanmaz. Şöyle ki Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/7177 E. , 2020/2707 K. sayılı kararında, “…Çocuğun nitelikli cinsel istismar suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurun iradesiyle hareket edebilme imkânının ortadan kaldırılmasının kişinin hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle, mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği…) şeklinde belirtmiştir.
Muhakeme ve Zamanaşımı:
Cinsel istismar suçunun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır; şikâyet aranmaz.
2014 yılında yapılan düzenlemeyle sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar suçunun failinin çocuk olması durumunda soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Bu şikâyet suçun işlenmesinden başlayarak altı ay içinde yapılmalıdır.
Dava zamanaşımı kural olarak suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. TCK md. 66/6’ya göre çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda, zamanaşımı, çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.