Bilgisayarda Fazla Vakit Geçiren Eşin Boşanmada Kusuru
Şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçiren eş, boşanmada kusurludur. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2021/4332 Karar: 2021/5858 K. Tarihi: 06.07.2021 |
Evlilik birliği, evlilikle oluşan bir hukuki birliktir ve evlenen eşler arasında kurulan ortak yaşam ve dayanışma ilişkisini ifade eder. Bu birliktelik, evlilik tarihinden itibaren yasal bir statüye sahip olur.
Eşlerin görevleri, evlilik birliği içinde karşılıklı olarak yerine getirmeleri gereken sorumlulukları ifade eder. Eşlerin görevleri, evlilik birliği içinde birbirlerine sadık kalmaları, karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış içinde bir yaşam sürdürmeleri, ortak karar alma sürecinde birbirlerine saygı göstermeleri, ekonomik dayanışma içinde hareket etmeleri, ortak sorumlulukları paylaşmaları ve evlilikleri ile oluşan çocukların yetiştirilmesinde birlikte çalışmalarıdır.
Boşanmada kusur, bir eşin evlilik birliği içindeki sorumluluklarını yerine getirmemesi veya evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan bir davranışta bulunması durumunda söz konusu olur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/4332 Esas, 2021/5858 Karar sayılı ve 06.07.2021 tarihli ilamında; şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçiren eşin birlik görevlerini ihmal etmesi sebebiyle boşanmada kusurlu sayıldığı içtihat edilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2021/4332 Karar: 2021/5858 K. Tarihi: 06.07.2021 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası ve ziynet alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “Bildirilen tüm olaylar taraflardan herhangi birine kusur yüklemeye yetecek olaylar olmadığı kanaati ile” boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine yoksulluk nafakasına ve kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden, davalı erkek tarafından yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olmadığı “Kadının tarafların ayrılmalarına sebep olan ve erkeğin evde olmadığı esnada yaşanan olayda, kayın validesinin koluna çimdik attığı, erkeğin ise kendi annesinin kadının boğazından tutarak darp ettiği ve evden kovduğunu öğrenmesine rağmen sessiz kaldığı” böylece tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının kusur durumuna ilişkin istinaf itirazının, gerekçe değiştirilmek suretiyle kabulüne karar vermiş ve diğer itirazlar yönünden talepleri esastan reddetmiştir. Karar davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına kusur belirlemesi hakkında sadece davacı kadın tarafın istinaf isteminde bulunduğu dikkate alınarak aleyhe hüküm kurma yasağı doğrultusunda bölge adliye mahkemesince davacı kadına ilk derece mahkemesinin yüklemediği “Erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı” vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru değildir. İlk derece mahkemesinin taraflara bir kusur yüklemeden tarafları eşit kusurlu kabul ederek davanın kabulüne karar verdiği, erkeğin kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığı gibi bölge adliye mahkemesi kararını da temyiz etmeyerek bölge adliye mahkemesince yüklenen kusurunun kesinleştiği gibi bu kusurun yanında davacı kadına hakaret ettiği ve şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçirerek birlik görevlerini ihmal ettiği bu haliyle erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarfların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.07.2021 (Salı) |