Ayıba Karşı Tekeffül
Yazımızda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda ayıptan sorumluluk incelenecektir.
Ayıplı Mal Nedir?
Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
Ayıba Karşı Sorumluluk Nedir?
Ayıba karşı sorumluluğun hangi mevzuat kapsamında olacağı duruma göre değişmektedir. Örneğin alıcının tüketici olması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ve Türk Borçlar Kanunu uygulanacakken sözleşmenin ticari faaliyet kapsamında olması halinde Türk Ticaret Kanunu uygulanacaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nda ise ayıba karşı sorumluluk şöyle düzenlenmiştir;
Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. (TBK m.219/1)
Ayıptan Sorumluluğun Şartları
Satıcının ayıptan sorumluluğunun şartlarını kanun maddesine göre şöyle ayırabiliriz.
Yararın Ve Hasarın Alıcıya Geçmesi Anında Var Olması
Bu şarta göre, satılan maldaki ayıp satıcıya geçtiği anda var olmalıdır. Mal satıldıktan sonra gerçekleşen ayıplara karşı satıcının sorumluluğu oluşmamaktadır.
Alıcının Ayıpları Bilmemesi
Sözleşmenin kurulduğu sırada alıcı tarafından kabul edilen ayıplar bakımından satıcı sorumlu değildir.
Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. (TBK m.222/1)
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur.
Ayıptan Doğan Sorumluluk Sözleşme İle Kaldırılmamış Olmalıdır
Satıcı ile alıcı arasında sorumsuzluk sözleşmesi yapılmış olabilir. Bu durumlarda satıcı ayıptan dolayı sorumlu değildir. Fakat satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Sorumsuzluk anlaşması MADDE 115- Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Borçlunun alacaklı ile hizmet sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borç sebebiyle sorumlu olmayacağına ilişkin olarak önceden yaptığı her türlü anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. |
Alıcı Külfetleri Yerine Getirmiş Olmalıdır
Aşağıda da inceleneceği üzere alıcı kendisine yüklenen külfetleri yerine getirmiş olmalıdır. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde malı ayıplı şekilde kabul etmiş sayılır.
Alıcının Külfeti
Alıcının, satıcının sorumluluğuna gidebilmesi için bazı külfetleri yerine getirmesi gerekmektedir. Bu külfetlere katlanmayan alıcının hakkı düşebilmektedir.
Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, satılanı kabul etmiş sayılmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Satıcının ağır kusurunun sonuçları
MADDE 225- Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.
Satılanın Başka Yerden Gönderilmesi
Başka yerden gönderilen satılanın ayıplı olduğunu ileri süren alıcı, bulunduğu yerde satıcının temsilcisi yoksa, satılanın korunması için gerekli önlemleri geçici olarak almakla yükümlüdür. Alıcı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü satılanın korunması için gerekli önlemleri almaksızın onu satıcıya geri gönderemez.
Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü alıcıya düşer.
Satılanın kısa zamanda bozulma tehlikesi varsa, alıcı onu bulunduğu yerdeki mahkeme aracılığıyla sattırmaya yetkili, hatta satıcının yararı gerektiriyorsa sattırmakla yükümlüdür. Alıcı, durumu satıcıya en kısa zamanda bildirmezse, bundan doğan zarardan sorumlu olur.
Alıcının Seçimlik Hakları
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
- Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcı bu haklara ek olarak tazminat da isteyebilir.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
Sözleşmeden Dönme
Sözleşmeden dönmenin amacı tarafları sözleşme yapılmadan önceki duruma getirmektir. Bu bakımdan satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir;
- Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
- Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
- Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
Birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan bir mal, birlikte satılmış olup da bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa, dönme hakkı bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabilir. Ancak, alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı parçanın diğerinden ayrılmasına imkân yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsaması zorunludur.
Satılanın aslı için satıştan dönülmesi, ayrı satış bedeli gösterilerek satılmış olsalar bile, eklentilerini de kapsar; fakat eklentiler için dönme, satılanın aslını kapsamaz.
Bedelin İndirilmesi
Buna göre alıcı, satın aldığı malın kendisinde kalmasını kabul eder fakat malın değerindeki azalma kadarında indirimi satıcıdan talep eder. Bu hakkın kullanımında alıcının irade beyanı tek başına yeterli olmaz, satıcının da indirimi kabul etmesi veya alıcının mahkemeye başvurması gerekir.
Satılanın Onarılmasını İsteme Hakkı
Alıcı, aşırı bir maliyet gerektirmediği sürece, tüm masraflar satıcıya ait olmak üzere, ayıplı malın satıcı tarafından ücretsiz olarak tamir edilmesini talep edebilir. Ancak onarım maliyetinin satıcının bu satıştan sağladığı kazanca yakın olması veya bunu aşması halinde, alıcının bu hakkı kullanması hakkaniyete uygun olmayacaktır.
Ayıplı Malın Değiştirilmesi
TBK m. 227 uyarınca alıcıya sunulan seçimlik haklardan biri de kusurlu malın sorunsuz bir benzeriyle değiştirilmesini talep etme yetkisidir. Bu yetki yalnızca cins borçlarında uygulanabilirken, parça borçlarında ise ancak tarafların anlaşması halinde kullanılabilir.
Aynı madde, alıcıya bu hakkı tanıdığı gibi, satıcıya da vakit kaybetmeden ayıpsız bir mal teslim etmek ve alıcının uğradığı zararı tamamen gidermek suretiyle, alıcının açabileceği davaları ve seçimlik haklarını kullanmasını engelleme imkânı sağlar.
Satılanın Yok Olması Veya Ağır Biçimde Zarara Uğraması
Alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden veya mücbir sebepten dolayı yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür
Satılan alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcı, ancak değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini isteyebilir.
Ayıba Karşı Tekeffülde Zamanaşımı
Ayıba karşı tekeffül Türk Borçlar Kanunun 231. Maddesinde zamanaşımı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre satılan maldaki ayıp sonradan ortaya çıkmış olsa dahi zamanaşımı, malın alıcıya devrinden itibaren iki yıl geçmekle zamanaşımında uğrar. Fakat satıcı ağır kusurlu ise iki yıllık zamanaşımından yararlanamaz.
Zamanaşımı MADDE 231– Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. |
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan Diler