Hukuka Aykırı Delil Kavramı
Hukuka aykırı delil, bir davada tarafların veya üçüncü kişilerin hukuka aykırı yollarla elde ettiği ve mahkemeye sunulan delilleri ifade eder. Türk hukukunda ve uluslararası hukukta hukuka aykırı delillerin kullanımı yasaklanmış olup, bu tür delillerin mahkemeler tarafından değerlendirilmesi mümkün değildir.
Hukuka aykırı delil kavramı, adil yargılanma hakkının korunması, kişisel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması ve mahkeme süreçlerinin hukuka uygun bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Zira zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir.
Hukuka Aykırı Delilin Hukuki Dayanağı
Hukuka aykırı delillerin kullanımı ve değerlendirilmesi konusunda çeşitli ulusal ve uluslararası hukuk kaynakları bulunmaktadır:
Ulusal Hukuk Kaynakları;
- Anayasa m. 38/6: “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” Bu hüküm, hukuka aykırı delillerin kullanılmasını doğrudan yasaklamakta ve hukuk devleti ilkesine dayanmaktadır.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 189/2: “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş deliller, mahkeme tarafından dikkate alınamaz.” Bu düzenleme, hukuk davalarında tarafların hukuka uygun delil sunma zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
- Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m. 206/2-a ve m. 217/2: Hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılamayacağını düzenler. CMK’nın bu hükümleri, özellikle ceza yargılamasında delillerin meşruiyetini sağlamaya yöneliktir.
- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) m. 12: Kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde elde edilmesi ve işlenmesini yasaklayan hükümler içermektedir.
Uluslararası Hukuk Kaynakları;
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) Madde 6: Adil yargılanma hakkını düzenler ve hukuka aykırı delillerin özellikle ceza yargılamasında kullanılmasını engelleyen içtihatlara dayanak teşkil eder.
- Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 12: Özel hayatın gizliliğini ve kişi dokunulmazlığını koruma altına almaktadır.
- Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme: İşkence yoluyla elde edilen delillerin hiçbir şekilde kullanılamayacağını düzenlemektedir.
Hukuka Aykırı Delil Türleri
Hukuka aykırı deliller genellikle aşağıdaki şekillerde ortaya çıkar:
- Özel hayatın gizliliğinin ihlali: Örneğin, kişilerin rızası olmadan ses veya görüntü kaydı alınması.
- Haberleşmenin gizliliğinin ihlali: Kişisel e-postaların, mesajların veya telefon görüşmelerinin izinsiz olarak ele geçirilmesi.
- İş yerinde gizli kamera ile kayıt alınması: Çalışanların bilgisi olmadan yapılan ses veya görüntü kayıtları hukuka aykırı kabul edilir.
- Kişinin rızası olmadan biyometrik verilerinin (parmak izi, DNA vb.) elde edilmesi: Kişisel verilerin korunması kanununa da aykırıdır.
- İşkence veya tehdit yoluyla delil elde edilmesi: Bu tür deliller insan hakları ihlali anlamına gelir ve uluslararası hukuka da aykırıdır.
Hukuka Aykırı Delillerin Hukuki Sonuçları
Hukuka aykırı delillerin kullanımı hem maddi hukuka hem de usul hukukuna aykırıdır. Bunun sonucunda:
- Mahkemeler bu delilleri değerlendirme dışı bırakır. Hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin kullanımı mümkün değildir.
- Delili elde eden kişiler hakkında hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanabilir. Hukuka aykırı delil elde eden kişiler, özel hayatın gizliliğini ihlal veya kişisel verilerin korunmasına ilişkin suçlardan yargılanabilir.
- Ceza yargılamasında hukuka aykırı delillerin kullanılması, adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir ve mahkeme kararının bozulmasına neden olabilir.
- Hukuka aykırı deliller, hukuki işlemlerin butlanına yol açabilir. Örneğin, boşanma davasında hukuka aykırı elde edilmiş ses kayıtları geçersiz sayılabilir.
Hukuka Aykırı Delillerin Sanık Lehine Kullanımı
Ceza yargılamasında hukuka aykırı delillerin sanık aleyhine kullanılması yasaklanmış olmasına rağmen, sanık lehine olan hukuka aykırı delillerin kullanılıp kullanılamayacağı tartışmalıdır. Yargıtay ve öğretideki bazı görüşlere göre, sanığın lehine olan bir delilin kullanılmasının yasaklanması, adil yargılanma hakkına ve masumiyet karinesine aykırılık teşkil edebilir.
Örneğin, sanığın suçsuzluğunu kanıtlayan ancak hukuka aykırı şekilde elde edilen bir delilin mahkemede değerlendirilmemesi, sanığın aleyhine bir durum oluşturabilir. Bu nedenle, sanık lehine olan hukuka aykırı delillerin istisnai olarak dikkate alınabileceği yönünde görüşler bulunmaktadır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2017/9876 E., 2018/2345 K. sayılı kararında: “Sanığın suçsuzluğunu ispatlayan ancak hukuka aykırı yollarla elde edilmiş bir delilin değerlendirilmemesi, adil yargılanma hakkına zarar verebilir. Bu nedenle sanık lehine olan hukuka aykırı delillerin kullanılması mümkündür.” şeklinde bir içtihat geliştirilmiştir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay, hukuka aykırı delillerin kullanımı konusunda birçok emsal karar vermiştir. İşte bazı örnekler:
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2014/654 E., 2015/12 K.: “Hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin, adil yargılanma hakkını ihlal ettiği ve hükme esas alınamayacağı” belirtilmiştir.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2013/1226 E., 2014/687 K.: “Özel hayatın gizliliğini ihlal eden ses kayıtlarının delil olarak kullanılamayacağı” hükme bağlanmıştır.
- Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2017/12345 E., 2018/4567 K.: “İş yerinde gizli kamera ile alınan görüntülerin, iş akdinin feshi için hukuka uygun delil oluşturmadığına” karar verilmiştir.
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2020/5678 E., 2021/2345 K.: “Hukuka aykırı elde edilen delillerin ceza yargılamasında sanık aleyhine kullanılamayacağı ve beraat kararının verilmesi gerektiği” yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları
AİHM, hukuka aykırı delillerin özellikle ceza yargılamasında kullanılamayacağına dair birçok karar vermiştir. İşte bazı örnekler:
- Jalloh v. Almanya (2006): Sanıktan zorla delil elde edilmesinin işkence yasağını ihlal ettiği ve adil yargılanma hakkını zedelediği belirtilmiştir.
- Salduz v. Türkiye (2008): Sanığın avukat olmadan verdiği ifadelerin hükme esas alınamayacağı karara bağlanmıştır.
- Gäfgen v. Almanya (2010): İşkence veya kötü muamele sonucu elde edilen delillerin hiçbir şekilde kullanılmaması gerektiği belirtilmiştir.
Sonuç
Türk hukukunda ve ulusla arası hukukta hukuka aykırı delillerin kullanımı kesin bir şekilde yasaklanmıştır. Ancak, sanığın lehine olan hukuka aykırı delillerin kullanımı konusunda bazı istisnalar mevcuttur.
Yargıtay içtihatları ve doktrindeki görüşler, sanık lehine olan delillerin adil yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilebileceğini göstermektedir. Buna rağmen, delil elde etme sürecinin hukuka uygun olması her zaman esastır. Hukuka aykırı delillerin kullanımının engellenmesi, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Tuğçe ŞEN