Kefalet Nedir? Kefalet Sözleşmesi 2024
Borçlu olan bir kişinin borcunu ödemediğinde onun yerine borçtan bizzat sorumlu olup borcu ödeyeceğini taahhüt eden kimse kefildir.
Kefalet Sözleşmesi Nedir?
Kefil ile asıl borcun alacaklısı arasında yapılan, asıl borçlunun borcunu ödeyemediği durumlarda alacaklıya borcu ödeyecek 2. kişi güvencesi sağlayan bağımsız sözleşmedir.
Kefilin Sorumluluğu
TBK madde 589/1’e göre; ‘’Kefil, her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktar kadar sorumludur.’’
Kefilin sorumluluğundan anlaşılan her zaman için sadece borçlunun ödemediği borç olarak anlaşılsa da kefilin, imzalanan kefalet sözleşmesinden ve kanundan kaynaklanan başkaca sorumlulukları da vardır.
- Kefil, kefil olunan borcun aslı ile sorumludur. Asıl borç miktarını aşan bir sorumluluktan bahsedilemez. Asıl borçta meydana gelen azalma ve artma kefilin sorumluluğunu da etkiler.
- Kefil, borçlunun borcunu ödememesinden kaynaklanan müspet zarardan sorumludur fakat eğer asıl borçlunun kusuru ile borcu gereği gibi ifa etmemesi sonucunda cezai şart ortaya çıkarsa kefil bundan sorumlu olmaz.
- Kefil, alacaklının borçlu aleyhine açtığı davanın giderlerini ve takip masraflarını ödemekle sorumludur.
- TBK madde 589/3’e göre kefil; ‘’İşlenmiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait akdi faizler ile gerektiğinde tahvil karşılığında ödünç verilen anaparanın işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait faizlerinden sorumludur.’’
- Kefilin asıl borçtan sorumluluğu borcun vadesinin gelmesiyle başlar.
- Borcun muaccel hale gelmesi için ihbar çekilmesi gerekli olan hallerde kefile de ihbar çekilmesi gerekir. Kefil için de borcun muaccel hale gelmesi yapılacak ihbarla gerçekleşir.
- TBK madde 155’e göre ‘’Zamanaşımı asıl borçluya karşı kesilince kefile karşı da kesilmiş olur. Zamanaşımı kefile karşı kesilince asıl borçluya karşı kesilmiş olmaz.’’
Kefalet Sözleşmesi Türleri
1. Adi Kefalet Sözleşmesi
- TBK 585’e göre; ‘’Adi kefalette alacaklı borçluya başvurmadıkça kefili talep edemez.’’ Buna göre sözleşmede kefaletin müteselsil olduğu kararlaştırılmamışsa ve bu konuda tereddüt varsa adi kefaletten söz edilir.
- TBK 585/2’ye göre kefil, asıl borçluya karşı önce rehinin paraya çevrilmesi gerektiğini söyleyebilir ancak borçlunun iflasına veya kendisine konkordato mehil verilmesine karar verilmişse bu hüküm uygulanmaz.
- Adi kefalette alacaklı ilk olarak borçluya gitmeli, borcunun ödenmemesi halinde kefile başvurmalıdır. Asıl borçluya başvurulmadan kefile başvurulması halinde kefil, asıl borçluya başvurulmasını talep edebilir ancak aşağıda sayılan hallerde doğrudan doğruya kefile gidilebilir:
- Asıl borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması,
- Asıl borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi,
- Borçlunun iflası,
- Asıl borçluya konkordato mehili verilmiş olması.
2. Müteselsil Kefalet
- Alacaklının borçluya karşı gerekli işlemleri yapmadan kefile başvurabileceği kefalet türüdür.
- TBK madde 586/1’e göre ‘’Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.’’ Bu madde bağlamında kefile başvurulabilmesi için; alacaklının esas borçluyu ihtar etmesi gerekir.
- Alacaklının doğrudan kefile başvurabilmesi; asıl borçlunun ödeme güçlüğü içinde bulunduğuna kanaat getirildiği takdirde gerçekleşir. (Borçlunun iflas etmesi, konkordato talebinde bulunması vs)
- Kural olarak taşınmaz rehinin paraya çevrilmeden kefile takip yapılabilir fakat ‘’Alacak, teslime bağlı taşınır rehini veya alacak rehini ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmeden kefile başvurulamaz.’’
3. Toplu Kefalet
- Kısmi kefalet de birden fazla kefil bulunur ve kefiller birbirinden bağımsız olarak borcun bir kısmı için kefil olurlar.
- Bağımsız Toplu Kefalet; aynı borç için birbirinden bağımsız olarak kefil olanların borcun tamamından sorumlu olmasıdır. Borcun tamamını ödeyen kefil, diğer kefillere kefalet miktarındaki pay oranı kadar rücu hakkına sahip olur.
- Gerçek Birlikte Kefalet; birden fazla kişinin, birbirinden haberdar olarak, birlikte kefil olacaklarını bilerek ve anlaşarak aynı ve tek bir borca kefil olmalarıdır.
- Adi Birlikte Kefalet; birden çok kişi aynı borca beraber kefil olduklarında her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için kefile kefil gibi sorumlu olurlar. Her bir kefil sorumlu olduğu pay miktarını senette göstermelidir.
- Müteselsil Birlikte Kefalet;
- Kefiller sadece kendi aralarında müteselsilen kefil olurlar yani kefil, alacaklıya asıl borçluya başvurmadan kendisine başvuramayacağını öne sürebilir.
- Kefiller hem kendi aralarında hem de borçlu ile müteselsilen kefil olurlar yani alacaklı asıl borçluya gitmeden her bir müteselsil kefilden alacağını isteyebilir.
4. Kefile Kefalet
- Alacaklı ile kefile kefil olan kişi arasında yapılan sözleşmedir.
- TBK madde 588’e göre; ‘’Alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumlu olur.’’
- Bu sözleşme ile kefil, borçlunun ödemediği borcu ödemekten kaçınıyorsa; kefile kefil olmuş kişi kefilin kaçındığı borcu ödemekle yükümlü olur.
- Kefile kefil akidinin yazılı bir şekilde yapılması gerekir ve bunun getirisi olarak kefile kefil olan kişi tartışma def’ini ileri sürebilir yani alacaklı olan bireyin kendisine gelmeden önce asıl borçluya ve kefile başvurması gerektiğini öne sürme imkânı vardır. Borcun ifa edilmemesi halinde borcun ödemesini gerçekleştiren kefile kefil, asıl kefile rücu etme hakkına sahiptir.
- Kefile kefil ve asıl kefil birlikte sorumlu olduklarını kararlaştırdıkları takdirde tartışma defi öne sürülemez, borcu önce ödeyen asıl kefilin, kefile kefile rücu hakkı ortadan kalkar.
5. Rücua Kefalet
- Rücua kefalet sözleşmesi; kefilin , asıl borçlunun ödemediği borcu ödemesi halinde asıl borçluya rücu edebileceğini garanti altına alan akittir. Kefil, ödediği miktarı asıl borçludan alabileceğini ve alması mümkün olmadığında ona güvence gösterilmesini isteme hakkı verir.
- Rücua kefil , asıl borçlu ile müteselsil sorumlu olmayı kararlaştırması halinde borcu ödemiş olan asıl kefil; asıl borçluya gitmeden rücua kefile rücu etme hakkına sahip olur.
6. Zarara (Açığın Kapatılmasına) Kefalet
- Kefil; yalnızca açığın kapatılması konusunda kefil olmuşsa, sadece asıl borçlunun alacaklıya ödemediği miktar tutarını ödemekle yükümlü olur. Alacaklı asıl borçludan borcun alamadığı kısmı zarara kefaletteki kefilden ister.
Kefalet Sözleşesinin Kendine Özgü Sona Erme Sebepleri
Kefalet sözleşmesi asıl borçlu ile alacaklı arasındaki sözleşmeden bağımsız bir sözleşme olduğu için kendine özgü sona erme halleri vardır.
1. Kefalet Sözleşmesinin Asıl Borca Bağlı Olarak Sona Ermesi
- TBK madde 598 ‘’Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur.’’ Yani asıl borcun sona ermesi kefilin borcunu da sona erdirir.
- Asıl borçlunun borcunu tam bir şekilde ifa etmesiyle kefilin borcu da sona erer..
- Asıl borcun kurulduğu sözleşme TBK madde 27’ye aykırılık teşkil ederse kefilin borcu da geçersiz olur çünkü kefalet sözleşmesi mutlak butlan sayılır.
- Alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi borcu sona erdiren bir sebep olduğundan alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinde kefilin borcu da sona erer.
- Yenileme, yani yeni bir borcun eski borcun yerine geçmesi borcu sona erdirdiği gibi kefilin borcunu da sona erdirir.
- İbra sözleşmeyi, sona erdiren bir sebep olduğu için, ibra olunca asıl borç sona erer ve buna bağlı olarak kefalet de sona erer.
2. Süreli Kefaletin Sona Ermesi
- TBK madde 600’e göre süreli kefalette kefil, sürenin sonunda borcundan kurtulur. Süre bitene kadar bir talepte bulunulmazsa, belirlenen sürenin sonunda kefil sorumluluktan kurtulur. Süreli kefalette asıl borcun süreli verilmesinden değil, kefaletin süreli verilmesinden bahsedilir.
- Yargıtay bir kararında süreli kefalet durumunun mevcut kabul edilebilmesi için asıl borcun değil, kefalet akdinin belli bir süreye bağlanmış olması gerektiğinden bahsetmiştir.
- Yüksek Mahkeme bir kararında özellikle kira sözleşmesi açısından, asıl borç ilişkisi süreli olarak kurulmuşsa kefalet sözleşmesinin de mutlaka süreli olarak yapılmış sayılacağını kabul eder.
- TBK’da öngörülen 10 yıllık süre göz önünde bulundurularak kefalet süresini taraflar isteklerine göre karar verirler. TBK madde 600’e göre süresi belli bir kefalet sözleşmesi yapıldığında sürenin sona ermesi ile kefalet de kendiliğinden sona erer. Sürenin geçmesi de mutlak bir sona erme sebebidir.
3. Süreli Olmayan Kefalet
- Kefaletin bir süreye tabi olup olmadığı sözleşmedeki maddelerden, yorumlanarak veya esas borca bakılarak anlaşılabilir. Kefalet sözleşmelerinde asıl olan süresiz sözleşmedir, süreli sözleşme ise istisnadır.
- Müteselsil kefilin madde 601’den yararlanabilmesi kanunun belirttiği hallerde; adi kefilin 601’ddn yararlanabilmesi ise her zaman için hükmedilmiştir.
- Müteselsil kefil; borcun muaccel hale gelmesini ve borç muaccel olduktan sonra alacaklının 1 ay içinde kendisine başvurabilmesi için talepte bulunabilir.
- Kefil 601’e dayanarak sözleşmenin son bulmasını isteyebilir. Kefil alacaklıdan 1 ay içerisinde asıl borçluya karşı dava açması ya da takip haklarını kullanmasını, rehinleri paraya çevirmek için lazım olan süreci başlatmasını talep edebilir.
4. Çalışanlara Kefalette Feshi Bildirme İle Sona Erme
- Çalışanın iş hayatında kendi sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde doğacak tazminat isteğinin güvence altına alınması söz konusudur.
- Mevcut olmayan bir borca karşı güvence verilmesi söz konusudur.
- Çalışana hangi zaman dilimi ve hangi iş için kefil olunmuşsa kefil olan kişi çalışanın sadece o zaman diliminde ve o işi yerine getirmemesinden kaynaklanan zararlardan sorumludur.
- Süreli olmayan bir çalışanlara kefalet sözleşmesinde kefil, 3 yılın sonunda sözleşmeyi feshedebilir.
5. Yasanın Öngördüğü Azami Sorumuluk Süresinin Dolması
- Kefilin uzun yıllar boyunca kefalet sözleşmesinin getirdiği yükümlülük altında olmasının önüne geçilmek istenmiştir ve kanunda 10 yıllık bir azami süre öngörülmüştür.
- Kefalet sözleşmesi 10 yıldan daha fazla bir süre için yapılmışsa da 10 yıllık süreyi takiben yeniden bir sözleşme yapılması gerekmektedir çünkü kefil 10 yıl ile sorumlu sayılacaktır.
- Kefil 10 yıllık süre bittiği halde bir ödeme yaparsa; olmayan bir borcu ödemiş sayılacağı için sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ödediği miktarı talep edebilir.
- 10 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıç anı, sözleşmenin kurulduğu an kabul edilmektedir.
- TBK madde 598’te düzenlenen hükümde sadece gerçek kişilerden bahsettiği için hükmün tüzel kişiler tarafından verilen kefalette geçerli olmadığı anlaşılmaktadır.
6. Kefaletten Dönme
- Kefaletten dönme; Kefilin, kanunun öngördüğü şartlar gerçekleştiği takdirde kefalet sözleşmesinden dönebilmesidir.
- Kefaletten dönebilmek için kanun koyucu bazı şartları aramıştır çünkü birine kefil olmak alacaklıya bir teminat sağlamaktadır ve istenildiği zaman kefil olmaktan vazgeçmek hakkaniyet gereği alacaklıyı ve asıl borçluyu mağdur etmeyecek şekilde gerçekleşmesi gerekir.
- Bu şartlardan 1. Si esas borcun doğmasının ileri bir tarihte olmasıdır. Örneğin, bir mağazada aylık ödeme yapabilmek adına bir hesap açılacağı zaman kefil isterler. Bu hesap açıldıktan sonra borç yapma işlemi başlar. Kefil; hesap açılmadan, borç yapma işlemi başlamadan kefil olmaktan vazgeçebilir şayet hesabın açılıp kullanılmasından sonraki vakitte kefilin kefalet sözleşmesinden dönmesi mümkün olmaz. Kefilin kendisine tanınmış olan dönme hakkını kullanabilmesi için, beyanının alacaklıya ulaşmış olması ve borcun doğmamış olması gerekmektedir.
- 2. Bir şart ise; kefalet sözleşmesi yapıldıktan sonra, borçlunun kefalet sözleşmesi yapmadan önceki mali durumunun büyük ölçüde değişmiş olması veya kefilin borçlunun ekonomik durumunda iyiniyetli olarak yanılmış olması kefile kefaletten dönme hakkını verir.
- İyiniyetli olmaktan kastedilen; kefilin borçlunun ekonomik durumunda özenli davranmış olduğu halde yanılgıya düşmesinden bahsedilir.
Kefil Kefalletten Dönme Hakkını Nasıl Kullanır?
- Kefil, alacaklıya yapacağı yazılı bir beyan ile borç doğamadığı sürece vazgeçebilir. Kefaletten dönen kefil, borcun sorumluluğundan kurtulmuş olur. Kefilden artık herhangi bir şey talep edilemez ve önceden yerine getirdiği bir edim varsa bunun talebini isteyebilme hakkı doğar.
- TBK madde 599/2’ye göre de kefil, kefaletten dönmesiyle alacaklının uğradığı menfi zararı karşılamakla yükümlü kılınmıştır.