Ceza Hukukunda Hukuka Aykırılık Unsuru
Hukuk düzeninin emir, yasak ve hükümlerine uyulmaması hukuka aykırılıktır.
Hukuka aykırılık kavramı haksızlık kavramıyla karıştırılmamalıdır. Haksızlık tipe uygun ve hukuka aykırı eylemi ifade ederken, hukuka aykırılık, eylemin hukuk düzeniyle çatıştığını ifade eder. Bu yönüyle haksızlık eylemi hukuka aykırılığı da içerirse alan üst kavramdır.
Aslolan eylemin hukuka aykırı olmasıdır, kanun maddesinde eylemin hukuka aykırı olmasının belirtilmesi gerekmemektedir. Fakat eylemin hukuka aykırı olmasını engelleyen bir hukuka uygunluk sebebi, kanunda belirtildiği takdirde hüküm doğurur.
Bazı durumlarda hukuka ayrılık unsuru özel olarak kanunda belirtilmektedir. Bu şekilde hukuka aykırılığın özel olarak kanunlarda belirtilmesi haline ‘‘hukuka özel aykırılık’’ denilmektedir. Hukuka aykırılığın açıkça belirtildiği hallerde failin hukuka aykırı olarak hareket ettiğinin bilincinde olması gerekir.
Hukuka Uygunluk Sebepleri
Hukuka uygunluk sebepleri kanunun, suç sayılan bir eylemin işlenmesine izin vermesidir.
Suça sebebiyet verebilecek bir olayda hukuka uygunluk nedenleri bulunduğu takdirde suç oluşmaz.
Genel kabul gören görüşe göre hukuka uygunluk sebeplerni objektif bir şekilde var olması yeterlidir. Kişinin o an suç işlediğini düşünerek hukuka uygun bir harekette bulunan kişi bu hareketin sonuçlarından yararlanır.
Özellikleri Nelerdir?
Hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı halinde, hareketin hukuka aykırılığı ortadan kalkar. Bu durumda faile ceza verilmesi mümkün olmadığı gibi başka bir şekilde hukuki yaptırım da uygulanmaz.
Hukuka uygunluk sebeplerinden faydalanan bir kişiye karşı başka bir hukuka uygunluk sebebi öne sürülemez.
Fail hukuka uygunluk sebeplerine dayanıp bir başkasına zarar vermek için kasten kendisine karşı bir saldırıya sebep olmuşsa hukuka uygunluk sebeplerinden yararlanamaz.
Hukuka uygunluk sebepleri sınırlı sayı ilkesine(numerus clausus) tabi değildir ve hukuka uygunluk sebepleri bütün suçlarda uygunlabilir.
Meşru Müdafaa Ne Demek?
Bir kişinin kendisinin veya 3. bir kişinin hakkına yönelik haksız saldırıyı engellemek için gösterdiği tepkiye meşru müdafaa adı verilir.
- Meşru müdafaa için saldırının devam ediyor olması gerekir. Sona ermiş bir saldırıya karşı meşru müdafaa yapılamaz.
- Hakka yönelen saldırının haksız olması gerekir. Hukuka uygun bir müdahaleye karşı meşru müdafaa yapılması hukuka uygunluk sebebi sayılmaz.
- Meşru müdafaa için zorunluluk hali bulunmalıdır. Kişi kendisine yönelik saldırıdan başka bir şekilde kurtulamamalıdır.
- Saldırı ile savunma arasında orantı olmalıdır. Saldırı ile meşru müdafaa arasında orantının olmaması durumunda meşru müdafaada sınır aşılması söz konusu olur. Kişi sınırı aştığı ölçüde yaptığı hareketten sorumludur.
Kanun Hükmünü İcra
Kanun hükmü ile verilmiş olan bir görevi icra eden yetkili kişilerin yaptıkları işlemlerdir. Bu halde yapılan hareket suç tipine uygun bir hareket olsa dahi yapılan hareket kanun hükmü sebebiyle icra edildiğinden hukuka uygundur.
İlgilinin Rızası
Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez (TCK m. 26/2).
Bu durumun oluşması için bazı şartlar ihlal edilmemelidir:
- Kişinin rıza gösterme ehliyeti var olmalıdır. Vazgeçtiği hakkın kendisi için taşıdığı önemi kavrayamayacak halde olanlara karşı yapılan saldırı hukuka uygunluktan yararlanmaz.
- Rıza kişinin üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği bir hakka yönelik olmalıdır. Örneğin kişi kendi malı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceğinden, rıza gösterdiği kişi tarafından malına zarar verilirse, mala zarar verme suçu oluşmaz.
- Fakat kişi kendisini öldürmesi için birisine rıza gösterirse, öldüren kişi hala öldürmeden sorumludur, çünkü kişi yaşam hakkı üzerinde serbestçe tasarruf edemez.
- Rıza suçun işlenmeden önce veya suç işlenirken verilmelidir. Suç işlendikten sonra verilen rıza suçu hukuka uygun hale getirmez.
Hakkın Kullanılması
TCK m. 26/1’de düzenlendiği üzere, Hukuk düzeninin kendisine verdiği bir hakkı kullanan kimseye ceza verilmez.
Hakkın kullanılmasının bazı şartları vardır:
- Kişiye hukuk düzeni tarafından tanınmış sübjektif bir hak mevcut olmalı.
- Tanınan hakkın, çizilen sınırlar dâhilinde kullanılması gerekir. Hakkın kötüye kullanılması halinde eylem hukuka uygunluktan yararlanamaz.
- Bireyin hakkını doğrudan kullanabilmelidir. Hakkını kullanabilmek için mahkemeye başvurması gereken bir kişinin bu yola başvurmadan direkt olarak hakkını kullanması hukuka aykırıdır.
Hukuka Uygunluk Nedenlerinde Sınırın Aşılması Hali
Hukuka uygunluk sebepleri ölçülü bir şekilde kullanılmalıdır. Var olan bir hukuka uygunluk sebebinin kast olmadan ölçüsüz bir şekilde aşılmasına sınırın aşılması denir.
Sınırın mazur görülecek bir korku, heyecan veya telaşla aşılırsa sınırı aştığı ölçüde suç oluşmuşsa da kişinin kusurunun olmadığı kabul edilmekte ve cezasızlık sebebi sayılmaktadır.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Furkan DİLER