İşçinin İşe Alkollü Gelmesi
İşçinin işe alkollü gelmesi veya iş yerinde alkol kulanması işveren açısından haklı fesih sebebidir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas: 2018/11258 Karar: 2019/11689 K. Tarihi: 21.05.2019 |
Haklı nedenle fesih hakkı, dürüstlük kuralları gereği iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek tarafa belirli veya belirsiz süreli iş akdini derhal feshetme yetkisi veren bir bozucu yenilik doğuran haktır.
İş sözleşmesi süresi belirli de olsa, haklı sebeplerin varlığı halinde, işçi ve işveren açısından iş kanununa dayanılarak sözleşmenin süresinin sonunu beklemeden derhal feshedilebilir. Söz konusu bu haller, İş Kanunu’nun 24. ve 25. maddelerinde sayılmıştır.
İşveren İş Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca işçinin işine hemen son verebileceği gibi; işçi de 24. madde uyarınca derhal işi bırakabilme yetkisine sahiptir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2018/11258 Esas, 2019/11689 Karar sayılı ve 21.05.2019 tarihli ilamında; işçinin işe alkollü gelmesi veya iş yerinde alkol kulanması işveren açısından haklı fesih sebebi olduğu içtihat edilmiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas: 2016/2834 Karar: 2017/171 K. Tarihi: 11.01.2017 DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 05.10.2012-24.03.2016 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak ve geçerli neden olmaksızın feshedildiğini, davalı tarafça, müvekkil ve arkadaşlarının iş yerinde alkollü içecek kullanıldığının iddia edildiğini ve müvekkili ve arkadaşlarının işbu iddiaları kabul etmemelerine rağmen işten çıkarıltıldıklarını, davalı işverenin savunma talebinde yer alan “çeşitli tarihlerde” ifadesinin muallak oluşu ve müvekkilinin savunmasını ” mesai bitimine kadar ” vermesi için zorlanmasının da iş akdinin feshi bakımından İş Mevzuatı ve Yargıtay uygulamalarına aykırı olduğunu, davalının feshi kuşkuya yer vermeyecek şekilde gerekçelendirmek ve işçiye savunmasının ibrazı için makul süre vermek mecburiyetinde olduğunu, müvekkili ve arkadaşlarının iş sözleşmesinin feshinin asıl sebebinin işyerindeki hukuka aykırı uygulamaları bertaraf etmek adına Anayasal haklarını kullanarak Bağımsız Tekstil ve Deri İşçileri Sendikası’na üye olmaları olduğunu, müvekkili ve işten atılan diğer arkadaşı …’nün işyerindeki sendikal örgütlenmenin öncüsü oldukları için işten çıkartıldıklarını, davalı işverenliğin iddia ettiği alkol kullanma hususunda davacı …, … ve …’ın savunmalarını talep ettiklerini, savunmasında işyerinde yapılan sendikal baskıya değinmeyen …’ın hali hazırda işine devam ettiğini, lâkin savunmasında işyerinde işveren, işveren vekilleri ve işverene yakın işçilerce ” patron sendika istemiyor, sendikadan istifa edin, size ne yararı var ki” şeklinde telkinde bulunulduğundan bahseden … ve …’nün işten çıkarıldığını, davalı tarafça sendikanın iş yerinde örgütlenme öncüsü olan işçiler … ve …’nün işten çıkarılmasının ardından işyerinde farklı tarihlerde işçiler …, …, …, … ve …’ün sendikadan istifa ettiğini, bu istifalarda işveren ve işveren vekillerinin sendikalar örgütlenme öncülerinin iş akitlerini feshederek verdiği gözdağının, işten çıkarma tehdidinin ve diğer baskıların etkili olduğunu, gelinen bu aşamada işyerinde daha evvel 15-20 civarında üyesi bulunan Bağımsız Tekstil ve Deri İşçileri Sendikası’nın üye sayısı 10’un altına düştüğünü, işten çıkarmalar dolayısıyla sendikal faaliyetin sekteye uğradığının muhakkak olduğunu, müvekkilinin iş akdinin Yargıtay uygulamalarına ve İş Mevzuatı’na aykırı olarak feshedildiğini belirterek; davalı tarafından gerçekleştirilen fesih işleminin iptali ve müvekkilin işe iadesini, 4 aylık dava süresince boşta geçen süre ücreti ve tüm sosyal hakların ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25/4-5 maddesi gereği işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması ve ya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın feshin sendikal sebeple yapıldığından dolayı 1 yıllık brüt ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirkete karşı yöneltilen ithamların soyut ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirkete herhangi bir sendika tarafından bildirimde bulunulmadığını, müvekkili şirketin istihdam ettiği işçilerin arasında sendikalı olmasının muhtemel olduğunu, ancak müvekkili şirketin hangi işçisinin sendikalı olup olmadığını dahi bilmediğini, davacı tarafın sendika üyesi olduğu iddia edilen dava dışı 3. Şahıs …’un iş akdinin sendikal nedenlerle feshedildiğini iddia etmesinin ise kabul edilemez olduğunu, davacının gerçeğe aykırı ithamlarda bulunduğunu, ne davacı …’nün ne de başka bir işçinin iş akdinin sendikal nedenle feshedilmediğini, …’un ve …’nün iş sözleşmesinin işyerinde alkol almaları sebebiyle İş Kanunu md. 25/2 (d) uyarınca haklı nedenle sona erdirildiğini savunarak,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince, davalı tarafından “işyerinde alkol kullandığı” gerekçesiyle davacının iş akdinin feshedildiği, dinlenen tanıklar beyanlarında; davacının işyerinde alkol aldığını bizzat görmediklerini, sadece alkol şişelerini gördüklerini, alkolü kimin tükettiğini görmediklerini, işyerinde her yerde kamera sisteminin olduğunu, davacının alkol almasının söz konusu olmadığını, sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkartılmış olabileceğini, bu olayın bahane gösterilmiş olabileceğini, davacının çalışma düzenini bozacak herhangi bir olumsuz davranışına tanık olmadıklarını beyan etmişlerdir. Tanık beyanları ve dosyada bulunan bilgi ve belgeler gözetilerek; iş akdinin tek taraflı feshedilmesinin yerinde olmadığı, bu nedenle dava konusu fesih işleminde son çare ilkesine riayet edilmediği ve feshin ölçülü olmadığı vicdani kanaate ulaşılarak, davacının kıdem süreside gözetilerek davanın kabulüne, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, üyelik tarihleri, işyerinde işverenin herhangi bir eylemi nedeniyle üyelikten çekilen işçi olmadığı dikkate alındığında feshin sendikal nedenle bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla bu talebin ise reddine karar verilmiştir. D) İstinaf başvurusu: İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. E) İstinaf Sebepleri: İlk derece mahkemesi kararı davalı vekilince istinaf edilmiş;istinaf dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesinin işyerinde alkol alması sebebiyle İş Kanunu md 25/2-d uyarınca haklı nedenle sona erdirildiğini,davacının iddiaları bu çerçevede mesnetsiz olup, yerel mahkemece verilen karar da hukuka ve hakkaniyet aykırı olduğu, dosya kapsamında sunulan belge ve deliller yeterince incelenmeden ve tanık beyanı nazara alınmaksızın hüküm kurulduğunu,davacının birlikte alkol almış olduğu iş arkadaşı … dahi hem kendisinin hem de davacının alkol aldığını ikrar ettiğini ifade ederek,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti : Bölge adliye mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. G) Temyiz başvurusu : Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur. H) Gerekçe: Somut uyuşmazlıkta davacının iş akdi daha önceden işyerinde çalışıp kendi isteği ile ayrılmış olan tanık …’un işverene başvurup,gece vardiyasında kameraların olmadığı yangın merdiveninde birlikte alkol aldıkları şeklindeki bildirimde bulunması üzerine işyerinde mesai saatleri içerisinde alkol almak eylemi nedeniyle feshedilmiştir. Tanık bu açıklamasını duruşmada dinlendiği sırada da tekrar etmiştir.Dinlenen diğer davalı tanıklarından biri olayı …’tan duyduklarını söylemişler ayrıca işyerinde boş alkol şisesi gördüklerini açıklamışlardır. Olayın tek görgü tanığı … olup,tanık …’un olayı sıcağı sıcağına bildirmiş olmayıp işten ayrıldıktan sonra şikayete konu etmesi karşısında olayın gerçekleştiğinin kesin olarak ispat edildiğinden bahsetmek güçtür.Bu nedenle davalının feshi haklı fesih kabul edilemez. Ancak ortaya çıkan durum nedeniyle davalı ile davacı arasındaki güven ilişkisinin zedenlendiği davalının davacının iddia edilen eylemi işlediği hususunda şüphe duymasının makuliyeti karşında feshin haklı değil ancak geçerli nedene dayandığı kabul edilerek davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken kabulü hatalıdır. 4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 182.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6.Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, kesin olarak 21/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi. |