İcra Hukuku - İflas Hukuku

Aile Konutu Haczi

Eşinin Borcundan Dolayı Aile Konutu Haczedilen Diğer Eş Haczedilmezlik İtirazında Bulunabilecek

08.04.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 numaralı kararında eşinin borcundan dolayı aile konutu haczedilen diğer eşin meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik itirazında bulunarak, haczin kaldırılması talebiyle açmış olduğu davanın aktif dava ehliyetsizliği nedeniyle reddine karar verilmesinin Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Ettiğine karar verdi.

Başvurucu 26/05/2016 tarihlinde Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuruda, ödenmediği iddia edilen İki çekten dolayı İzmir 1. İcra Müdürlüğü nezdinde 9/4/2008 tarihinde eşi aleyhine icra takibi başlatıldığını.

Anılan takip nedeniyle İzmir’in Buca ilçesinde bulunan ve başvurucunun eşi adına kayıtlı olan taşınmazın tapu sicili üzerine 30/5/2012 tarihinde haciz konulduğunu, aynı taşınmazın siciline aile konutu şerhi konulması talebiyle 20/2/2013 tarihinde açtığı davanın İzmir 10. Aile Mahkemesinin 19/7/2013 tarihli kararıyla kabul edildiğini ve anılan kararın 21/6/2014 tarihinde kesinleşmiş olduğunu belirtti.

Ardından anılan haciz işlemine karşı 24/7/2014 tarihinde İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinde meskeniyet iddiasına dayanmak suretiyle şikâyet yoluna başvuran başvurucunun konutunda mahkeme keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırdı.

Konutun lüks olmayan başvurucunun hâline münasip aile konutu vasfında bir ev olduğu bilirkişi raporu ile sabit oldu ancak mahkeme 28/4/2015 tarihli kararında aktif dava ehliyetsizliği nedeniyle şikâyetin reddine karar verdi ve anılan karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 12/1/2016 tarihli ilamıyla onandı. Başvurucunun karar düzeltme talebi ise aynı Dairenin 5/4/2016 tarihli kararıyla reddedildi.

Anayasa mahkemesi kararında aile hayatına saygı hakkı bakımından devletin yükümlülüğünün bu hakka keyfî surette müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmayıp aile yaşamına saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını da kapsadığını belirtti. Kararında devamında aile konutunun eşlerin mutluluğu ve çocukların geleceği için bir güvence, evlilik kurumunun ve aile hayatının bir arada sürmesini sağlayan ve aileyi bir çatı altında toplayan en önemli unsurlardan biri olduğunu altı çizildi. Borçlunun hâline münasip evinin haczedilmesi ve icra yoluyla satılması durumunda, o evde kalan aile bireylerinin de mağdur olacağı ve anılan haciz ile icra yoluyla satış işlemlerinden doğrudan etkilenecekleri belirtildi.

Kararda aile konutunun haczedilmesine karşı borçlunun eşinin de yargı yoluna gitmekte hukuki yararının olduğu; aile konutu güvencesinden kaynaklanan haklarını ileri sürebilme ve bunları yargı mercilerinde tartıştırabilme imkânına sahip olması gerektiği değerlendirilerek  mahkeme red kararının Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verildi.

Aile konutu, resmi olarak evli olan eşlerin ve varsa çocuklarının birlikte yaşadığı konutu ifade etmektedir.  Resmi olarak evli olmayan birlikte yaşantılar bu kapsama girmemektedir. Bunun yanında; düzenli olarak yaşanmayan, yalnızca yazlık veya kışlık olarak kullanılan konutlar da bu kapsamda değerlendirilmez. Aile konutu, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde düzenlenmiştir.

Aile Konutunun Haczedilemez Oluşu ve Hukuki Dayanağı

Aile konutunun haczedilemez oluşuna ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu 82. maddede, haczi caiz olmayan mallar ve haklar düzenlenmektedir. İİK 82. maddesinin 12. fıkrasında borçlunun haline münasip evi, haczedilemeyecek mallar arasında sayılmıştır.

Bu karar ile birlikte eşinin borcundan dolayı aile konutu haczedilen eşin haczedilmezlik şikâyeti ile dava açmasının önü açıldı. Kararın tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.anayasa.gov.tr/media/6566/2016-10454.pdf

Av. Burcu ALTIPARMAK TÖR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu