İçtihatlar

İşçinin Sürekli Rapor Alması Haklı Fesih Sebebi Midir?

İşçinin sık sık rapor alması nedeniyle iş sözleşmesinin feshi öncesinde işçiden savunma alınmamışsa iş sözleşmesinin feshi geçersizdir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Esas: 2007/15398, Karar: 2007/16979, K. Tarihi: 28.05.2007

İş Kanunu’nun 18. maddesine göre, “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır”

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin gerekçesinde sık sık hastalanma veya çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalık halinin işçinin yetersizliğinden kaynaklanan geçerli fesih nedenleri olduğu belirtilmiştir.

İş Kanunu’nun 19. maddesi gereğince ise, yetersizlik nedeni ile iş sözleşmesinin feshi için fesihten önce işçiden savunmasının alınması gerekli olduğu düzenlenmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2007/15398 Esas, 2007/16979 Karar sayılı ve 28.05.2007 tarihli ilamında; işçinin sık sık rapor alması her ne kadar geçerli bir fesih sebebi olsa da, fesihten önce işçiden savunmasının alınmaması söz konusu feshi geçersiz hale getirdiği  içtihat edilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Esas: 2007/15398, Karar: 2007/16979, K. Tarihi: 28.05.2007

Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YAGITAY KARARI

Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı işveren, davacının sık sık raporlar alarak devamsızlık yapması nedeni ile iş sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının ihbar süresini altı hafta aşan süre ile raporlu olduğu, davalı işveren için bu durumun haklı fesih sebebi teşkil ettiği, haklı feshin aynı zamanda geçerli fesih olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre davalı işverence davacının iş sözleşmesinin “uzun süre gelen devamsızlığınız işyerimizde işgücü planlamasına olumsuz etkiler yaratmaktadır. İşgücü açığını kapatmak üzere yerinize çağrılan elemanlara gereksiz fazla mesai ödenmekte ve onların daha fazla yorulmalarına sebep olmakta, bu yapılmadığı zaman da üretim kaybına sebep olmaktasınız… Bu nedenle, hizmet akdiniz 4857 sayılı İş Kanunun 17, 18 ve geçici 6. madde hükümleri uyarınca ihbar ve kıdem tazminatlarınız ödenerek … feshedilmiştir” denilerek sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Davacının devamsızlık yaptığı günlerde istirahat raporlu olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı işverence raporlu da olsa davacının devamsızlığının iş gücü planlamasını olumsuz etkilediği, yerine çalıştırılan personele fazla mesai ödenmesine neden olduğu ve üretim kaybına sebebiyet verdiği ileri sürülmüştür.

Dairemiz uygulamasına göre, işçinin hastalık veya kaza nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/1-b maddesinde belirtilen süre kadar veya daha fazla devamsızlığı söz konusu olduğunda, aynı kanunun 19/2 ve 25/son maddeleri uyarınca yazılı bir fesih bildirimine ve fesihten önce işçiden savunmasının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Zira, bu durumda işverenin bildirimsiz fesih hakkı doğmuştur. İşverene derhal fesih hakkı veren söz konusu devamsızlık kesintisiz olmalıdır. Buna karşılık, işçinin aynı nedenlerle anılan hükümde öngörülen bekleme süresinden az olacak şekilde geçici ve kesintisiz devamsızlığı, bildirimsiz fesih nedeni olmadığı gibi, İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca fesih için geçerli neden olarak da kabul edilemez. Somut olayda, davacı sık sık rapor almış ise de, işverene bildirimsiz fesih hakkı veren ve İş Kanunu’nun 25/1-b maddesinde belirtilen bekleme süresi kadar kesintisiz bir devamsızlık gerçekleşmemiştir. Öte yandan, sık sık rapor almanın da verimsizliğe yol açacağını kabul etmek gerekir. Nitekim, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin gerekçesinde sık sık hastalanma veya çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalık halinin işçinin yetersizliğinden kaynaklanan geçerli fesih nedenleri olduğu belirtilmiştir. Ancak, İş Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca yetersizlik nedeni ile iş sözleşmesinin feshi için fesihten önce işçiden savunmasının alınması gerekir. Dava konusu fesih bildiriminde davacının fazla rapor almasının işyerinde olumsuzluklara ve verimsizliğe yol açtığından söz edilmesine rağmen, fesihten önce davacıdan savunması alınmamış olduğundan feshin geçerli nedene dayanmadığının kabulü gerekir. Böyle olunca, davacının işe iade isteğinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1- Kocaeli İş Mahkemesinin 5.3.2007 gün ve 903-72 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2- İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,

3- Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni dikkate alınarak 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,

4- Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,

5- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6- Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 450.00 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

7- Davacı tarafından yapılan 145.00 YTL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

8- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, 28.05.2007 oybirliğiyle tarihinde karar verildi.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu