Ceza Hukuku

Ceza Hukukunda Olası Kast ve Bilinçli Taksir Kavramları

Ceza Hukukunda Olası Kast ve Bilinçli Taksir Kavramları;

Ceza hukukunda suçun manevi unsuru kast olabileceği gibi taksir de olabilir. Manevi unsurların sınıflandırılması aşağıdaki gibidir.

  1. Kasta Dayanan Sorumluluk
  • Doğrudan kast
  • Olası kast
  1. Taksire Dayanan Sorumluluk
  • Basit taksir
  • Bilinçli taksir
YARGITAY 1.C.D. 2021/ 8218 E. 2021 / 15262 K. 23.12.2021 T.

Yargıtay Kararlarına bakıldığında ‘’Kast,  olası kast, bilinçli taksir ve taksir arasındaki ilişkiyi kısaca özetlemek gerekirse; gerçekleşmesi muhakkak görünen neticenin failce bilinmesi ve istenmesi halinde doğrudan kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen neticenin meydana gelmesinin engellenemediği ahvalde bilinçli taksir, öngörülebilir neticenin özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş olması nedeniyle öngörülmediği hallerde ise basit taksir söz konusu olacaktır.’’ şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.

Olası Kast- Bilinçli Taksir

Olası kast, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen sonuçlarını kabullenerek adeta “olursa olsun” düşüncesi ile hareket ederek fiilin işlenmesidir.  Bilinçli taksir ise öngördüğü neticeyi dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için fiilin işlenmesidir.

 Kast – Olası Kast

Kast, fiilin kanuni tanımındaki unsurlarını bilme ve isteme saiki ile hareket edilmesidir.  Olası kast ise failin sonuçları öngörerek “olursa olsun” saiki ile eylemi gerçekleştirmesidir. Suçun manevi unsurlarının ayrımı, tayin edilecek ceza bakımından önem arz etmektedir. 

Taksir- Bilinçli Taksir

Taksir, Türk Ceza Kanunu’nun 22. Maddesinin ikinci fıkrasında Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bilinçli taksir ise aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre bilinçli taksir; kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesidir. Bilinçli taksirde, taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. 

Doğrudan Kast ve Olası Kast Ayrımı

Doğrudan kastta, fail eylemi bilerek ve isteyerek fiili işlerken olası kastta ise suçun kanuni tanımındaki sonuçları öngörmesine rağmen işlemesi durumudur. Doğrudan kastta bilme ve isteme durumu söz konusu iken olası kastta “olursa olsun” düşüncesi ile hareket edilmektedir.

Örneğin (A), (B)’yi öldürmek istiyor ve (A)’ya ateş edip öldürüyorsa doğrudan kast vardır. Ancak (A), (B)’yi öldürme kastı ile kalabalık bir ortamda ateş açıyorsa ve olay yerinde bulunan diğer kişilerin ölmesini öngörmesine rağmen umursamıyorsa olası kast söz konusudur. Bir fiilin olası kast ile işlenmesi durumunda suçun temel şekline göre indirimli bir şekilde ceza verilmektedir.

Olası Kastla İşlenen Suçun Cezası

Suçun olası kast ile işlenmesi durumunda;

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına,
  • Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına
  • Diğer suçlarda temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

Basit Taksir ve Bilinçli Taksir Ayrımı

Basit taksir ve bilinçli taksir arasındaki en önemli fark, failin neticeyi öngörme durumudur. Bilinçli taksirde, netice istenmez ancak öngörülür. Basit taksirde ise netice, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranıldığından öngörülmemektedir. 

Bilinçli Taksirle İşlenen Suçun Cezası

Taksir, ancak kanunda açık bir şekilde düzenlendiği durumlarda cezalandırılmaktadır. Suçun bilinçli taksir ile işlenmesi durumunda;  kanunda düzenlenen taksirli suça ilişkin ceza, üçte birden yarısına kadar arttırılarak verilir.

Örneğin Türk Ceza Kanunu madde 85, taksirle öldürme suçunu düzenlemiştir. Madde hükmüne göre taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde hükmedilecek ceza üçte birinden yarısına kadar arttırılarak verilir.

Olası Kast İle Bilinçli Taksir Arasındaki Fark Nedir?

Olası kastta fail sonucu öngörüp kabullenmektedir. Bilinçli taksirde ise fail, sonuçları öngörür ancak kendi becerisine, yeteneklerine veya başka etmenlere güvenerek neticenin meydana gelmeyeceğine inanarak fiili gerçekleştirmektedir.

Olası kast, suçun temel şekline göre bir indirim hali öngörür iken bilinçli taksirde, suçun taksirli haline göre arttırılarak ceza verilmesini öngörmektedir.

Olası Kast ve Bilinçli Taksir Yargıtay Kararları 

YARGITAY 1. C.D. 2021/ 12105 E. 2021 / 15162 K. 21.12.2021 T.

TCK’nin 24. maddesinde kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmeyeceği belirtilmiş olup, ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde ise fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın indirilerek hükmolunacağı TCK’nin 27/1 maddesinde düzenlenmiştir. Burada kolluk görevlilerinden kaçan kişinin öldürülmekten ziyade yaralı olarak yakalanmasına dikkat edilmesi gerekirken, bu özenle hareket edilmediği, böylece yasa hükmüne dayalı silah kullanma hak ve yetkisinin kullanılmasında aşırılığa kaçılarak yasaya uygunluk sınırının aşılması neticesi ölüm sonucunun doğduğunun ve TCK’nin 27/1 maddesi gereğince sanığın ceza sorumluluğunu kaldıran bir neden olan kanunun hükmünü yerine getirirken kast olmaksızın sınırı aşması nedeniyle taksirden sorumlu olacağının kabulü gerekir. Sanığın öldürme kastının bulunmadığı kuşkusuz olmakla birlikte, yapılan üç atıştan birisinin, ölenin başına isabet etmesi, birinin de omuz bölgesini sıyırması karşısında, meslekte deneyimli bir polis memuru olan sanığın, yaptığı atışların ölümcül bölgelere isabet edeceğini öngörmesine rağmen, şansına ve becerisine güvenerek atışlarına devam etmek suretiyle istemediği sonuca neden olduğu olayda, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.

 

T.C YARGITAY 1.C.D. 2021/ 7719 E. 2021 / 15255 K. 23.12.2021 T.

Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanık …’ın sürücü koltuğunda, sanık …’ın sağ ön yolcu koltuğunda, sanık …’ın ise arka koltukta bulunduğu aracın, mağdurların birlikte bulunduğu… Oto Tamirhanesi önünden geçtiği sırada, araç içerisinden mağdurlara doğru av tüfeği ile yaklaşık 10 ila 20 metre mesafeden 5 el atış yapıldığı, mağdurların saçma tanelerinin isabet etmesi nedeniyle mağdur …’in basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde, mağdurlar… ve …’nin basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaralandıkları olayda; mağdurların hepsinin isabet almasının muhakkak olduğu, kullanılan suç vasıtasının niteliği ve etkili mesafeden ateş edilmesi, olayın yaşanma şekline göre mağdurlardan …’a yönelik olarak varlığı kabul edilen öldürme kastının bölünemeyeceği hususları birlikte dikkate alındığında, sanıklar… ve… …’ın mağdurlar. … ve …’ye yönelik, sanık …’ın ise mağdur …’ye yönelik eylemlerinin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık… müdafinin, sanık … müdafinin ve katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülen temyiz sebeplerinin kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 08/12/2020 tarih ve 2020/1619 (E), 2020/2375 (K) sayılı hükümlerinin CMK’nin 302/2. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA…

 

T.C YARGITAY CGK 2019/ 314 E. 2021 / 373 K. 09.09.2021 T.

Olay gecesi Trabzon-Giresun karayolu üzerinde seyir halindeyken Beşikdüzü ilçesi Adacık mahallesinde yer alan bölünmüş yolda ters yöne girerek emniyet şeridinde farları açık biçimde seyreden ve 2,70 promil alkollü olan sanığın, aynı yolda kendilerine ayrılmış kısımda seyreden katılan …’ın aracına çarparak araçta bulunan katılanların yaralanmasına ve Serpil’in ölümüne neden olduğu olayda; sanığın uyarıcı yön levhaları ve çizgilerin usulüne uygun olarak bulunduğu yolda, karşı yönden gelen trafik araçlarının kullandığı bölüme bilerek girdiği, ters yönde olduğunu bilmesine rağmen aracını sürmeye devam ettiği, karşı istikametten gelen bir araca çarparak yaralama ya da ölüme neden olabileceğini öngördüğü halde tecrübesine, şoförlük yeteneklerine, gece olması nedeniyle trafiğin az olacağına, özellikle de şansına ve karşı yönden gelenlerin kendilerini koruma yönünde dikkatli davranacaklarına güvendiği, böyle bir zanla objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek öngördüğü ancak istemediği neticeye neden olduğu, meydana gelen sonucu kabullenmediği ve arzulamadığı anlaşıldığından; gerçekleşmesini istemediği ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek şekilde objektif özen yükümlülüğüne uygun davranmayan sanığın bir kişinin ölümüne birden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan eyleminde bilinçli taksirle hareket ettiği sonucuna ulaşmıştır.

 

Stj. Av. Zehra ATASEVER & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu