100 Promil Üstü Alkol Mahkeme Cezası
|
Türkiye’de ticari araç sürücülerinin ve kamu hizmetinde çalışanların alkollü olarak trafiğe çıkmaları yasaklanmıştır. Diğer sürücüler için ise yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan, 50 Promil belirlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu uyarınca 50 promil ve üzeri alkol almış kişiler idari para cezası ile cezalandırılır ve sürücü belgelerine el konulur.
Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun raporlarından da açıkça görüleceği üzere; 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyi, sürücüye güvenli sürüş yeteneğini kaybettirmekte ve bu nedenle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” Hükmü gereğince sürücü ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye atma suçundan sorumlu tutulmaktadır.
Alkol ve uyuşturucu barındıran maddeler, kişilerin fiillerini etkilemektedir. Sürücülerin ani karar verebilme, fren kontrolü kabiliyetinde azalma, gözün takip yeteneği gibi hususların niteliğinde düşüşe sebep olan alkolün etkisi kişinin bünyesine, alınan alkol miktarına bağlı olarak değişebilmektedir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 22/2. maddesinde taksir; “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın, suçun yasal tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir” şeklinde düzenlenmiştir. Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemektedir. Yargıtay ise kişinin bilinçli taksirle hareket ettiğinin kabul edilebilmesi için 100 promil üzerinde alkolle araç kullanılması gerektiğini kabul etmektedir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2019/10106 Esas, 2021/3042 Karar sayılı kararında da Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Dairesinin raporlarıyla benzer şekilde; “100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda sanığın kaza esnasında 0,80 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkat alındığında, bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla” ifadelerine yer verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2019/10106
K. 2021/3042
T. 24.3.2021
DAVA : Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü saat 20:45 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki aracı ile 0,80 promil alkollü vaziyette meskun mahalde, 7.40 metre genişliğindeki iki yönlü asfalt kaplama yolda gece vakti seyir halindeyken, olay mahalline geldiğinde karşı istikamet şeridine girerek, kendi seyir şeridinde nizami şekilde seyir halinde olan katılan …’nun sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu, katılan sürücü …’nun basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde, yanında yolcu olarak bulunan …’nun ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanmalarına neden olduğu, mahkemece kazanın meydana gelmesinde sanığın tamamen kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda; Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda sanığın kaza esnasında 0,80 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkat alındığında, Adli Tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 0.15 promil azaldığının kabulünün gerekeceği, sanığa ait alkolmetre ölçüm saati ile kaza tespit tutanağındaki kaza saati arasında on iki dakikalık bir zaman farkı bulunduğundan, sanıkta tespit edilen alkol oranının 100 promili geçmediği, ayrıca sanığın savunmasının aksine, almış olduğu alkolün verdiği etki ile emniyetli bir şekilde araç kullanamayacak olmasına rağmen araç kullandığına dair dosyaya yansıyan ve itibar edilir nitelikte bir delil de bulunmadığı gözetilerek, bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, eylemin bilinçli taksirle işlendiğinin kabulüyle sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
TCK’nın 50/4. maddesinde “taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, ancak bu hükmün, bilinçli taksir halinde uygulanmayacağı” belirtilmiş olmasına karşın, meydana gelen olayda bilinçli taksirle hareket ettiği mahkemece de kabul edilen sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
100 Promil Üstü Alkollü Araç Kullanmanın Cezası belirlenirken; Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uygulanır. Kanun uyarınca belirli seviye alkol almış kişiler idari para cezası ile cezalandırılır ve sürücü belgelerine el konulur.
Karayolları Trafik Kanunu’na göre bir kişi belli miktarda alkol almış ise idari para cezası ile cezalandırılır. Bunun yanı sıra kişinin sürücü belgesine de el konulur. Belli miktardan kasıt özel araç kullanan kişiler için 50 promildir. Kişiye yapılan alkol testinde kişinin kanında 50 promil ve üzeri alkol bulunursa kişi idari para cezasına çarptırılır ve sürücü belgesine de el konulur. Bahsi geçen bu sınır özel araç haricindeki motorlu araçlar için 20 promildir.
Her iki durumda da promil miktarının bir üst sınırı mevcuttur. Bu üst sınır 100 promildir. Kişiye yapılan alkol testinin sonucu 100 promil değerinin üzerinde ise kişi TCK m.179’da düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçunu işlemiş olur ve hakkında ceza yargılaması yapılır.
Alkollü Araç Kullanma Para Cezası ve Sürücü Belgesine El Konulması
Özel aracı ile alkollü araç kullanan kişinin alkol testi sonucunun 50 promil üstünde ve diğer motorlu araçları kullanan kişinin alkol testi sonucunun 20 promil üstünde çıkması idari para cezası ve ehliyete el konulması sonucunu doğurur. Kişiye uygulanacak adli para cezasının miktarı her yıl yeniden belirlenir. Uygulanacak ceza miktarı ve ehliyete el konulma süresi aşağıdaki tabloda yer almaktadır;
Ceza miktarı | %25 indirim | Ceza puanı | Ehliyete El Koyma Süresi |
1. Defada 1823 TL | 1374,00 TL | 20 ceza puanı | 6 ay |
2. Defada 2286 TL | 1714,50 TL | 20 ceza puanı | 2 yıl |
3 ve 3’ten fazlasında 3674 TL | 2755,50 TL | 20 ceza puanı | 5 yıl |
Tüm bunlara ek olarak kişinin alkol testi sonucu 100 promil değerinin üzerinde ise alkol sınırını kaçıncı kez aştığına bakılmaksızın adli para cezası ve ehliyetine el konulması ile birlikte TCK m.179 (Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu) uyarınca yargılaması yapılır.
İkinci Defa Alkollü Araç Kullanma Cezası
Kişi ikinci kez promil sınırını aşar ise ceza miktarının ne olacağı ve ehliyetine ne kadar süre ile el konulacağı tabloda yer almaktadır. Bunun yanı sıra ikinci kez promil sınırını aşan kişinin “sürücü davranışları geliştirme eğitimi”ne katılıp bu eğitimi tamamlaması gerekmektedir. Sürücülerdeki riskli davranışları belirlemek ve bu davranışları değiştirmek amacıyla eğitim programı düzenlenir. Eğitim programı süresi en az 24 saattir. Program günde en fazla 6 saat haftada 1 gün olmak şartı ile en az 4 haftada tamamlanır.
Eğitimcilerin önerileri doğrultusunda Müdürlük tarafından eğitim programı uzatılabilir. Eğitimin tamamlanmasını müteakip eğitimciler tarafından başarılı görülen sürücülere, ilk üç ay içerisinde Eğitim Birimi tarafından izleme-değerlendirme görüşmesi yapmak için gün verilir. Bu eğitimde başarısız görülen sürücüler yeniden eğitime alınır. Sürücülerin, sürücü belgesinin geri alındığı tarihten itibaren 12 ay içerisinde sürücü davranışlarını geliştirme eğitim merkezine müracaatları zorunludur.
Ayrıca yine 100 promil sınırı aşılmışsa bahsi geçen yaptırımların yanı sıra TCK m.179’a göre de yargılama yapılacaktır.
Alkollü Araç Kullanmanın Cezası/TCK m.179 Değerlendirmesi
TCK m.179’da düzenlenen suç kasten işlenen bir suçtur. Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 6. fıkrasına göre; 1 promilin üzerinde alkollü araç sevk ve idare eden sürücüler, TCK md.179’da belirlenen kasten trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçunu işlemiş olur.
*1. fıkraya göre; Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilir.
*2. ve 3. fıkraya göre; Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Alkollü araç kullanmanın cezası, bu maddeye göre belirlenmektedir. Uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanan kişiler de bu madde hükümleri gereği cezalandırılacaktır.
Yargılama Süreci
Trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu şikayete tabi bir suç değildir, bu sebeple resen soruşturulur. Herhangi bir şikayet süresi de söz konusu değildir. Bu suç uzlaşmaya da tabi değildir.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu sebebi ile hükmedilen hapis cezası, belli şartlarda adli para cezasına çevrilebilir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu sebebi ile hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi mümkündür. Bu suç kasıtlı bir suç olduğundan daha önce HAGB’si bulunan bir kişi alkol kullanmak sureti ile veyahut da başka surette bu suçu işler ise önceden verilen HAGB’si bozulur ve hakkında ikinci suç sebebi ile de HAGB kararı verilemez. Trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu nedeni ile hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.
Bu suçun faili hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir. Bu karar verilmediği takdirde şüphelinin müdafii huzurunda seri muhakeme usulü ile yargılama yapılmasını kabul etmesi koşulu ile yargılama yapılabilir. Bu usul uygulanmadığında şüpheli hakkında iddianame ile kamu davası açılacaktır. Davanın açıldığı mahkeme TCK m.179/2-3 açısından basit yargılama usulü uygulayabilir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ile ilgili yargılama görevi asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilmektedir.
Alkollü Araç Kullanmaktan Mahkemeye Çıkılır Mı ?
Yasalarımızda alkol kullanımı suç sayılmadığı gibi herhangi bir ceza yaptırımı da yoktur. Sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişi kabahatler kanunu kapsamında idari yaptırıma tâbi tutulmuştur (Kabahatler Kanunu, m. 35). Bununla birlikte, alkollü araç kullanımı trafik güvenliğini tehlikeye soktuğundan yasa koyucu tarafından yasaklanmış ve belli bir oranı geçen alkol kullanımı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu (TCK 179) kapsamında değerlendirilmiştir.
Yapılan tespit sonucunda, 100 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır. İlgili bu hükme göre yargılama yapılarak bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
Bununla birlikte alkollü araç kullanımı neticesinde can ve mal kaybı gerçekleştiğinde gerek taksirle ölüme sebebiyet verme suçuna ilişkin TCK 85 ve gerekse taksirle yaralama suçunu düzenleyen TCK 89. Madde hükümleri kapsamında manevi unsurun değerlendirilmesinde dikkate alınır.